Türkiye’nin Kobani’ye destek amacıyla, Kuzey Irak Bölgesel Yönetimi’nin silahlı gücüne koridor açacağını açıklaması takdir görmedi.
Aksine, ABD’nin Kobani’ye havadan silah yardımı yapmasının ardından geldiği gerekçesiyle “ABD Türkiye’ye U dönüşü yaptırdı” diye yorumlandı; Türkiye, Kobani’nin IŞİD’e karşı savunulmasını istemiyordu, ancak ABD kenti kontrol eden PYD’ye silah verince ‘U dönüşü’ yapmış, koridor açmak zorunda kalmıştı!
Bu yorumları yapan ‘twitter analistleri’ni elbette ciddiye almıyorum. Yazının muhatapları, ortalama bir dış politika bilgisi ve haber takibine sahip olmak sorumluluğu bulunanlar...
Twitter analistlerinin onlardan farkı, bu analizleri için maaş almıyor olmaları!
Konuya dönelim;
16 Kasım 2011 tarihli gazetelerden: “Türk askeri 6 yıl daha Kuzey Irak’ta. Kuzey Irak Bölgesel Yönetimi Başkanı Mesut Barzani ile topraklarındaki Türk askeri birliğinin görev süresinin uzatılması konusunda uzlaşıldı.”
Türk askeri, PKK ile mücadele çerçevesinde bölgede uzun süredir asker bulunduruyor; bu birlik, Peşmerge’nin eğitimi, Barzani yönetimi ile güvenlik işbirliğinin koordinasyonu ve Türkmenlere yardım konularında görev yapıyordu.
Bu, Kobani konusuyla yakından ilgili analistlerin, bugünü anlamak için bilmek zorunda olduğu bir bilgiydi.
Bu bilgiyi bize Kobani ile ilişkilendiren ilk açıklama Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan geldi.
9 Ekim 2014’te.
Erdoğan; güvenli bölge gerekliliğinden sözederken, “Bu iş sadece havadan olmaz. Kara boyutunda şüphesiz ki birinci derecede, gerek kuzeyde Peşmergeler, gerek Irak ordusu görev almalıdır. Suriye de (ÖSO) aynı şekilde görev almalıdır. Ama koalisyon güçleri içinde buna destek verecek ülkelerin olması halinde tabii bu çok daha güçlü bir şekilde yapılmış olur. Biz de olmamız gereken yerde muhakkak olacağız” dedi.
Barzani yönetimi ile Türkiye arasındaki uzun süreli ve terörle mücadele ile sınırlı kalmayan, askeri, ekonomik ve siyasi ilişkilerin söylettiği bir cümleydi bu. Ve bu yönde yapılan hazırlıkları işaret ediyordu.
‘Analistler’ bu açıklamayı ‘atlamış’ olmalılar!
Yoksa tam 10 gün sonra ABD (PYD’lilerin bölgesine düşmesi ‘umuduyla’) Kobani’ye havadan silah ve mühimmat attığında “Türkiye birşey yapmadı ABD silah verdi” diye neden heyecanlansınlar?
Aynı akşam, ABD Başkanı Obama, Erdoğan’ı aradı, “Bize göre Kobani bir iki güne düşecek kadar kötü durumda, PYD’ye silah atıyoruz” bilgisini verdi.
Erdoğan, “PYD esasen terör örgütü PKK’nın bir koludur. Siz üç yıldır ‘Suriyeli muhaliflere silah verin’ dediğimizde ‘Teröristlerin eline geçmesin, kimin kim olduğu belli değil’ diyordunuz. İşte şimdi PYD diye verdiğiniz silahlar PKK’nın eline geçecek” mealinde itiraz etti.
Ve Barzani ile yürüyen süreci açıkladı: “Siz ‘Kuzey Irak yönetiminin silahlarını atıyoruz’ diyorsunuz, gelin doğrudan Peşmerge silahlı olarak Kobani’nin savunmasına destek versin; biz de Türkiye’den geçişlerini sağlayalım. Böylece hem silah, hem de savaşan güç gitmiş olur.”
Obama, ülkesinin ‘gökten gelen kurtarıcı’ rolünün PR değerini biliyordu, ‘silah verelim mi’ diye sormamıştı bu yüzden, ‘veriyoruz, bilginiz olsun’ demeyi tercih etmişti. Aksi halde Erdoğan’ın önerisine kayıtsız kalamayacaktı.
Bu konuşmayı ‘mealen’ aktardım; ki Erdoğan’ın son açıklamalarında da bunlar var.
Ertesi gün, 20 Ekim’de Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu “Peşmerge’ye koridor açıyoruz” deyince, aynı cephelerden “ABD Türkiye’ye U dönüşü yaptırdı” çığlıkları atmaya başladı.
Oysa bu köşeyi izleyenler Çavuşoğlu’nun açıklamasını yaptığı gün yazılan ve 21 Ekim’de yayınlanan yazıda, ‘Peşmerge projesi’nin bir Türkiye projesi olduğunu okumuşlardı.
Dün başka bir gelişme daha oldu. Özgür Suriye Ordusu’nun Kobani savunmasına katılacağı açıklandı. İster misiniz daha bir gün önce Erdoğan’ın “Bizim açımızdan bir Özgür Suriye Ordusu, bir de Peşmerge ile işbirliği kabul edilebilir” sözünü de atlasınlar!
Atlarlar...
Suriye krizinin başından bu yana Dışişleri Bakanı ve Başbakan olarak Ahmet Davutoğlu’nun açıklamaları gün gün çıkarılıp, hem bugünkü vahim tabloyu işaret eden, hem de bugün gelinen çözüm adımlarını öneren sözleri önlerine konulsa da atlarlar...
Zira ‘stratejik başarısızlık’ tezviratının bedelleri önceden ödenmiş ve alıcıları hazır...