Sağlıklı bir ilişkide çiftlerin ‘birbirine bağlılığı’, tutkulu aşkta ise ‘bağımlılığı’ söz konusu... Bağlılık ilişkiyi besler, bağımlılık tüketir. Bu tarz tutkulu aşkların altından ‘mani’ çıkabiliyor.
‘Mani’ serotonin gibi duygudurumu düzenleyen hormonların beyinde artması sonucunda görülen bir aşırı taşkınlık halidir. Çok konuşma, aşırı hareketlilik, sinirlilik, aşırı enerjik olma, aşırı kendine güven, az uyuma, seksüel davranışlarda artma şikâyetleriyle kendini gösterir. Manide mistik ve büyüklük içerikli hezeyanlar görülebildiği gibi bütün kadınların veya erkeklerin kendisine âşık olduğu, peşinden koştuğu, kimsenin cazibelerine dayanamadığı düşünceleriyle giden ‘erotomanik tip hezeyanlar’ da görülebilmektedir. Genellikle bahar dönemlerinde artış gösteren bu durum ciddi sonuçlara sebep olan bir psikiyatrik bozukluktur.
Platonik aşıklar dikkat
Bazı mani hastalarında atak öncesinde hiç konuşmadıkları, tanışmadıkları, görüşmedikleri kişilere platonik tarzda aşık olma ve onların da kendilerine aşık olduğunu düşünme durumu gözlenebilmektedir. Âşık olunan kişiler mahalleden, işyerinden, internetten görülen rastgele birileri olabilir, hatta bir film artisti, şarkıcı gibi tanınmış birileri de. Platonik aşkın haricinde sevgilisine tutku derecesinde bağımlı olan âşıklara da rastlamak mümkündür. Sağlıklı bir ilişkide insanların ‘birbirine bağlılığı’, tutkulu aşkta ise ‘bağımlılığı’ söz konusudur. Bağlılık ilişkiyi besler, bağımlılık tüketir. Bu tarz tutkulu aşkların altından ‘mani’ çıkabiliyor. Kişiler sevgiliden başka bir şey düşünemez hale geliyor, sürekli arayıp sorma ve kontrol etme ihtiyacı hissediyorlar. Zamanla bunaltıcı tarzda aramalar ve kıskançlık nöbetleri baş gösteriyor. İlişki bu süreçten olumsuz etkileniyor ve ayrılık oluyor. Ayrılık sonrası dönemde kişi yemekten, içmekten kesiliyor, hiçbir şeyden zevk alamıyor, kimseyle görüşmüyor, hiçbir iş yapmıyor, hiçbir şeyle tatmin olamıyor. Tutku derinleştikçe kişinin davranışlarındaki anormallik gün yüzüne çıkmaya başlıyor. İşte bu aşamada sıklıkla mani belirtileri görülebiliyor. Depresif ve sakin dönemin aksine bir taşkınlık durumu kendisini gösteriyor.
Sıradan hikayelerle karıştırmayın
Tutkulu aşklar sıradan aşk hikâyeleriyle karıştırılmamalı. Herkes hayatlarının bir döneminde aşık olur, aşk acısı çeker, süreci tamamlar ve yoluna devam eder. Ancak tutkulu aşklarda durum böyle değildir. Hikâye bir türlü bitmez ve hayatın gidişatını değiştirir. Kişi yıllarını kaybeder, iş, aile, sosyal hayat ve akademik hayatla ilgili birçok fırsatı kaçırır.
Taşkınlık halinde uzman yardımı şart
Bildiğiniz gibi bir İtalyan voleybolcu bu tür bir tutkulu aşkın kurbanı oldu ve köprüden atlayarak hayatını kaybetti. Özellikle taşkınlık noktasına gelmiş tutkulu aşk vakalarında kişinin intihara eğilimi artmaktadır. Bazı durumlarda ki bunu medyada sıklıkla okursunuz âşık olunan kişiye zarar verme de söz konusu olabilmektedir. Gerek kişinin gerekse yakınlarının dikkat etmesi gereken husus şudur: Aşkın boyutları kişinin iş, aile, özel ve sosyal hayatını olumsuz yönde etkileyecek hale geldiyse, tutkulu aşka taşkınlık belirtileri ve absürt davranışlar eşlik ediyorsa bir psikiyatri uzmanına başvurmak şarttır. İntihar ve şiddet riski olanları bir müddet güvenilir bir psikiyatri kliniğinde gözetim altına almak gerekebilmektedir. Risk olmayan ve hafif şiddetteki vakalarda ilaç ve psikoterapi girişimleri son derece etkili olmaktadır.