2007 yılından itibaren “Türkiye-Rusya Denklemi” ile ilgili birçok yazı kaleme aldım ve “AB, ABD ve Rusya’nın” siyasi-ekonomik-politik gerçekleri bugünden çok farklıyken analizlerimi, o günler için, “asla olamaz” sesleri ile karşılaşsam da paylaştım...
Bu sabah Türkiye yine tarihi bir adımın eşiğindeyken konuyu yeniden ele almak ve 2007’den itibaren yazdığım yazılardan alıntılar yapmak istiyorum, bakalım neleri paylaşmışız;
Alıntı 1: 2008-2010
“...YILLAR önce “Türk-Rus İmparatorluğu” başlığıyla bir yazı kaleme almış ve Avrupa’nın ana denklemden düşeceğini belirterek, Rusya-Türkiye-Amerika arasındaki “yeni işbirliği konseptine” dikkat çekmiştim.
O günlerde ne Avrupa ekonomik olarak bu kadar zordaydı, ne de Rusya artan petrol fiyatıyla bu durumdaydı... Dinamikler farklı olunca da “teze de inanan fazla olmadı”.
Bu sabah “Avrupa’nın ekonomik çöküşünün sorgulandığı” ve Rus Devlet Başkanı’nın Türkiye ziyaretinin” manşetlere çıktığı saatlerde, tezimi yeniden ortaya atmak ve asla vazgeçmedim vurgusu yapmak istiyorum...”
Alıntı 2: 2007 sonu-2008
“...Türk-Rus İmparatorluğu...başlığı bilerek ‘imparatorluk’ diye attım, abarttım... Amaç ‘ilgiyi’ bu noktaya çekmek ve Avrupa Birliği üyeliğinden başka bir şey sorgulayamayan Türk kamuoyuna, ‘etrafındaki’ gelişmeleri biraz göstermeyi denemek...Son bir haftadır Rusya’da neler olduğuna dikkat ediyor musunuz? 1999-2008 arasında petrolün 100 dolar sınırını aştığı dönemde değişen ‘Rus makro ekonomik’ göstergelerini izliyor musunuz?.. Putin’in attığı imza ile ‘Rusya’yı küresel kan emicilere’ kapatmasına ve dün yeni devlet başkanının ‘Rusya, İsviçre olacak’ tezine dikkat ediyor musunuz? Peki Avrupa Birliği’nin nereye gittiğini ‘görebiliyor musunuz’? Yazdıklarımın ‘hepsine’ sonuna kadar inanıyorum ve 1945-1989-2001 gibi, dünyanın yeni bir ‘eksen kaymasının’ hemen öncesinde olduğunu düşünüyorum. Düşünüyorum ama Türk kamuoyunda ‘Avrupa Birliği üyeliğinden başka bir şeyi’ tartışmak mümkün olmadığı için, bu gerçekleri kamuoyuna anlatmam çok zor... Peki ne oluyor? Gayet basit ve net: Yeni bir dünya düzeni ve yeni güç merkezleri ortaya çıkıyor. 2001’deki terör saldırısı sonrası değişen tez-antitez-sentez döngüsünde yani ‘diyalektik’ içinde senteze doğru kayıyoruz ve zorla dünyaya kabul ettirilmek istenen ‘Amerika-Ortadoğu kaynaklı İslami terör’ kurulumu yerini Amerika karşısında Rusya merkezli Rusya-Hindistan-Çin-İran döngüsüne bırakıyor...Daha açık ifadesiyle; 1945 sonrası ortaya çıkan Amerika-Rusya diyalektiği, 1989 ile yerini ilk etapta ‘tek başına süper güç Amerika’ tezine bıraktıktan ve sonra Amerika-Ortadoğu diyalektiğine döndükten sonra başlangıç noktasına doğru yeniden evrim geçiriyor ve ortaya yeni bir süper güçler ‘kapışması’ çıkıyor. En ilginç nokta da bu kapışmada “Avrupa Birliği” diye bir aktör olacak mı?... Peki Türkiye ne yapabilir?... Yapacağımız çok açık; bu değişimi, yeni diyalektiği anlamaya çalışmak ve 1945-1960 arasında denenen, Menderes ve arkadaşlarının ‘idamı’ ile sonuçlanan sürece doğru hamleler yapmak... Daha doğrusu bölgede Türk-Rus ortaklığı için çıkış yolları aramak. Amerika’nın da içinde olabileceği ve belki dünya barışını güçlendirebilecek bir yapının yolunu açmak... Rusya buna hazır mı diyeceksiniz? Dünya ‘oyuncusu’ olmak isteyen Ruslar, bu ‘yolu’ net ve akılcı şekilde analiz edebiliyorlar...”
Sevgili dostlar, 2007’den itibaren aynen bu satırları yazmış ve “Ne diyor bu adam” tepkisini almıştım...
Şimdi soruyorum: “Kim ne diyormuş!!”... Dünya nasıl değişti ve özellikle değişen tehdit algılamasının oynattığı fiyatlama dinamikleri yeni bir DENK-LEM’e yol açtı... Evet, düşen petrol fiyatı ile bugün Rusya birkaç sene önceye göre zorda ama bu zorluk “kurulabilecek denklemi” özellikle küresel barış açısından daha da anlamlı-önemli kılıyor... Bu gerçekler ışığında bakınca Putin’in bugün yapacağı ziyaret 1854’ten beri BATI tarafından engellenen TÜRK-RUS işbirliği ve Amerika-Türkiye-Rusya üçgeni-Dünya dinamikleri açısından çok önemli...
Sonuç: Aç gözünü Türkiye; dünya değişiyor ve bu değişim seni ÇOK önemli bir yere” taşıyor! Ve işin en önemlisi Türkiye LİDER’lik öncülüğünde, BATI dünyasına İNSANLIK dersi de vererek, layık olduğu yolu açıyor...