Uçak krizi sonrası, Türk - Rus ilişkilerinin derhal normalleşmesini beklemek doğru olmaz. Lakin görünen odur ki; Türkiye kadar Rusya da, bu ilişkilerin hızla yeni versiyona girmesini arzu ediyor.
ABD; bölge dizaynı yaparken, hem Rusya’da hem de Türkiye’de FETÖ’yü kullandığını, giderek daha net anlamaktayız.
Uçak düşürülme olayında, ısrarla meseleyi sadece Türk tarafına angaje etmek hatadır. Rusya’nın da, bu kurgunun bir parçası olduğunu görmemiz lazım.
Nasıl mı?
Rusya Devlet Başkanı Putin’in, ambargo sonrası sıkıştığı ve ABD ile ılımlı politikalar üretmeye başladığını ve konuşmalarını seyrettiğimizde anlıyoruz.
Rusya’nın Suriye’ye girmesi, bir taraftan Ukrayna meselesiyle parlayan ve kendine yönelik yaklaşan tehdidi ortadan kaldırmak ve yeniden ABD ile muhatap durumuna gelmek çabasıydı ki, bunu da başardı. Lakin bu muhataplık; ABD’nin Rusya eliyle, Suriye’de PKK uzantısı PYD desteğini sağlamak, muhaliflerin gücünü sıfırlamak idi. Türkiye ile müttefik olan ABD, bunu tek başına yapamazdı. Türkiye’ye rağmen yapamazdı. Çünkü Türkiye’ye telkinleri farklıydı. Hatta Türkiye’nin, bizzat ateşin içerisine girmesini arzu ediyordu.
Türkiye’ye yaptırmak isteyip yaptıramadığını, Rusya’nın eliyle yapmaya kalkıştı.
Dolayısı ile Türkiye - Rusya ilişkilerini çıkmaza sokmak, esas hedeflerinden biri haline geldi.
Rusya bu durumdan nemalanacağını düşündü. İşte Putin’in yanılgısı buradaydı.
Ukrayna’yı geri isteyen Rusya, Suriye ile birlikte bu isteğine ABD’den yeşil ışık yakılacağına inandı. Muhtemelen bunun sözünü aldı.
Lakin giderek daha net anladı ki, kullanıldı! Ekonomik durumu iyi olmayan Rusya için, Suriye’de bu kadar para harcamanın karşılığı Ukrayna ile ilgili hedeflediğini gerçekleştirse idi, bir anlam taşıyacaktı.
Türkiye’ye, Rusya ile ayar vermek ve Rusya’yı, kendi yerine fiilen bölgede kullanma amacına bir nevi ulaşmıştır. Rus uçağının düşürülme olayı da, bu büyük dizaynın bir parçası olma ihtimalini giderek kuvvetlendirmekte!
Bunun farkına varan Rusya, söylemlerini değiştirmeye başladı. Türkiye, dostluk mesajlarını yoğunlaştırdı.
FETÖ ve ABD’deki istihbarat servisleri, birlikte hareket ettiler. Türkiye’deki darbe girişimi esasında, bu büyük oyunu görüp bozmaya çalışan milli iradeye karşıydı. Erdoğan, o nedenle hedef idi.
ABD, Erdoğan’ın bağımsız tutumunu hazmedemiyor. Çılgınlığı da bu sebepten!
Aynı durum Rusya için de geçerli. Rusya’da; devlet içerisinden bunu yapamasa da, halk ayaklanmalarını öteden beri hedeflemekte ABD.
Putin farkına vardı olayın. Erdoğan da meseleyi net okudu. Dolayısı ile “Türk - Rus ilişkileri, bundan sonra daha farklı içerikte olacaktır” desek yanılmayız.
Türkiye’nin eksen kaymasından bahsedenler de, derinden yanılmaktadır. Türkiye’nin her ortamda bulunması, tüm platformlarda olması, bulunduğu coğrafya nedeniyle önemlidir. Hem Batı hem de Doğu, Türkiye’nin bulunması gereken yerdir. Rusya ilişkilerinin iyileşmesi kadar, ABD’yle de iyi ilişkiler gereklidir. NATO müttefiki olan Türkiye’ye reva görülen münasebet, NATO ülkelerinin ahlak ve gelenek gerçeğini de gösterdi. Müttefiklerin desteği ile Türkiye’de demokrasiye darbe kalkışması yaşandı. Tarih; müttefiklerin bu kalkışma sırasındaki tutum, söylem ve tavırlarını da NOT etti. Türkiye - Rusya ilişkileri, bu açıdan da farklı anlam kazandı. Hem Rusya, hem Türkiye açısından...