Muharrem ayındayız. İslam tarihinin en acı hadisesi Kerbelâ bu ayda yaşandı. Takvimden koptuğumuzda tarihten de kopuyoruz.
Ülkemizde muharrem ayını bize hatırlatan dostlar ve muhitler var. Geçen hafta Caferi-Der'in davetiyle Halkalı Zeynebiye'de bir panele davetliydim. Panelde Türklerin Hüseynî duruşu üzerine bir konuşma yaptım.
Tarihte yaşanan bu elim hadiseden ibret almak ve Hüseynî duruşu gençlere aktarmayı önemli buluyorum.
Mezhep Çatışması mı Çıkar Kavgası mı?
Müslümanları ikiye bölen ve yüzlerce yıldır etkisini yitirmeyen Kerbelâ olayı bugün bölge jeopolitiğini etkiliyor. İran, Irak, Suriye, Pakistan, Afganistan, Yemen ve Arap Yarımadası mezhep çatışması bahanesiyle ateşe sürükleniyor. Bu fırsatı değerlendirenler Gazze'yi yutmaya hazırlanıyorlar.
Oysa bölgemizdeki çatışmaların arkasında mezhep farklılıklarından ziyade enerji-ticaret savaşları ve iktidar çıkarları var. Çatışma zemininden yararlanan yabancı aktörler, çıkar peşindeki iktidarları kuşatarak bu coğrafyaya müdahale gerekçeleri üretiyor.
Erdebil'den Karabağ'a
Türk tarihinde Osmanlı-Safevi ilişkilerinde karşımıza çıkan mezhep gerilimi aslında siyasi bir kapışmadan ibarettir. Siyasi çekişmenin ve rekabetin bir sonucu olarak Erdebil'de başlayan yangın nihayet Karabağ zaferiyle söndürülmüştür.
Karabağ zaferi yalnızca işgal altındaki Türk illerinin geri alınması değil Türklerin yeniden kucaklaşmasıdır.
Türkler Hüseynîdir
Türkler Kerbelâ olayından neredeyse bir asır sonra Müslüman olmaya başladılar. Türk illerinin hiçbirinde Muaviye ve Yezid isimlerine rastlanmaması Türklerin bu hadisedeki tarafını göstermekte.
Hazar havzasında, Rumeli içlerinde, Tuna boylarında, Fırat ve Dicle'de, Toroslarda, Teke yöresinde Türkler Hz. Peygambere ve Ehl-i Beyt'e hürmet göstermiştir. Camilerin kubbelerine dört halifenin ismini nakşeden Türkler ayrıca Hasan ve Hüseyin ismini ilave etmişlerdir.
Çocuklarına Mehmet Ali, Ali Osman, Hasan Hüseyin, Ömer isimlerini veren bu millet İslam tarihindeki siyasi kavgalardan ve kabile gerilimlerinden uzak durmayı başarmıştır. Bir kızına Zeynep, bir kızına Ayşe ismini veren Ali Osman amcalar kolektif bilincin yansımasıdır. Türk aklını aramak için yola düştüğünüzde kadim şehirlerden sınır boylarına, yaylaktan kışlağa ortak bir şuuru görürsünüz.
Anadolu bozkırından Rumeli içlerine kadar Ehl-i Beyt sevgisini kalbinde yaşatan bu millet mizacı gereği acıyı bal eylemiş ve yas adabını terk etmemiştir.