PKK/HDP hizbi üzerinden tam olarak yapılmak istenen şey bu: Türkiye’yi Suriyelileştirmek veya Suriye gibi göstermek!
Türkiye’nin Suriyelileştirilmesi mümkün değil. Çünkü buna en başta Kürt halkı izin vermez. Türkiye’nin koşulları da buna müsait değil. Ama burada asıl aktör Kürt halkı. Kürt halkı her şeyin farkında bence.
PKK üzerinden küresel ve bölgesel güç odaklarının kendilerine de kaybettirecek nasıl bir Türkiye düşmanlığı siyaseti izlediğini çok iyi biliyor.
O yüzdendir ki PKK’nın bu amaç doğrultusundaki şehir kalkışmasına arka çıkmadı. Tam tersine PKK zulmü dolayısıyla yaşadıkları mahalleleri ve şehirleri bırakıp kaçma yolunu tercih etti.
Bu zoraki güç, gerçekte PKK’ya verilen bir tepkinin ifadesidir. PKK beklediği türden bir desteği sadece Kürt halkından değil, aynı zamanda kendi sempatizanlarından ve taraftarlarından da alamadı.
Kandil’deki savaş baronlarını asıl çıldırtan da bu gerçeklik.
***
HDP kendi içinde bölünmüş durumda.
HDP’nin genel merkezine egemen olan zihniyet elbette Kandil zihniyeti.
Dolayısıyla HDP’nin resmi sözcülerinin hepsi PKK’nın bu kan diline yaslanmış durumda.
Ancak HDP içerisinde bu sürece karşı olan sağduyulu siyasetçiler de yok değil.
Hem milletvekilleri düzeyinde, hem de belediye başkanları düzeyinde Kandil’in Türkiye’yi şehir çatışmaları üzerinden Suriyelileştirme veya Suriye gibi gösterme siyasetine karşı çıkanlar seslerini yüksek çıkartamıyorlar sadece.
Çünkü Kandil’in kendilerini bir biçimde tasfiye edebileceklerini herkesten çok onlar biliyorlar.
O yüzden baskın ses HDP içinde Kandil’in sesi oluyor.
***
HDP sözcülerini dinledikçe acıyorum kendilerine.
Bu sürece sebep olan Kandil’i eleştirmelerini elbette beklemiyorum kendilerinden, çünkü buna zinhar cesaret edemeyeceklerini biliyorum. Ancak PKK katliamlarını ve zulümlerini toptan devletin/hükümetin üstüne yıkmak için sarıldıkları yalan propaganda onları çok zavallı bir konuma düşürüyor.
Siyaseten zavallılar, çünkü Kandil’in dışında bir tek söz edebilme özgürlüğüne sahip değiller. O yüzden kendi başlarına siyaset üretebilme kapasiteleri tamamen felç olmuş durumda. Beyinleri bir otomat gibi Kandil’e ayarlanmış.
Kişilik olarak zavallılar, çünkü kendi iradelerinin sahibi değiller.
TBMM Meclis Genel Kurulu’nda konuşan HDP’li bir sözcünün, geçmişte silahlı mücadele döneminin bittiğine dair bir demeci yüzünden nasıl sorgulandığını ve kişiliğinin nasıl büküldüğünü bildiğimiz bir sözcünün kalkıp Suriye rejiminin veya İsrail devletinin kendi halkına yaptığının aynısını AK Parti hükümetinin yaptığını söylemesi karşısında bilmem ki ne demeli!
PKK’nın bizzat katlettiği cesetleri ve harabeye çevirdiği mahalleleri göstererek Türkiye’nin Suriye’den ve İsrail’den ne farkının olduğunu soran o sözcünün Türkiye’yi BM ile veya başka uluslararası platformlarla tehdit etmesi elbette manidardır.
Türkiyelileşmenin yolunu Moskova’dan veya Şam’dan ve/ya da Tahran’dan geçirmeyi marifet bilen HDP’nin son derece yalana dayalı bu zehirli dili, aslında bindikleri dalı kesme anlamına geliyor.
Çünkü siyaset yaptıkları zemini bitiriyorlar.
Türkiyelileşme iddialarında gerçekte ne kadar sahte olduklarını gösteriyorlar.
Türkiye’ye düşman ülkelerin PKK/HDP hizbine biçtikleri bu rol, Kürtlerin kanı üzerinden sürdürülüyor.
Ve son kertede Kürtlere kan kaybettiriyor.
***
Türkiye’yi Suriyelileştirme işini PKK üstlenmiş durumda. Türkiye’yi Suriye gibi gösterme işi de HDP’ye ihale edilmiş durumda. Ama Kürt halkı PKK/HDP canibinin bu ihanetini artık görüyor. Bu ihanet en başta Kürt halkına bir ihanettir.
Kürt halkının yoksul çocuklarını hendeklere ölüme gönderenlerin çocukları bir eli yağda bir eli balda yaşıyorlar.
Başbakanımızın bu çerçevedeki sorusu çok anlamlıdır: “Sizin çocuklarınız hani nerede?”
HDP’li siyasetçilerin ve elitlerin yaşadığı zengin semtlerde hendek kazılmıyor. Orada bir tek kurşun sıkılmıyor.
Ama yoksul Kürtlerin mahalleleri ateş topuna dönüştürülmüş durumda, yoksul Kürtlerin evlatları da ölüme yatırılıyor.
Hendek övücülüğü yapan veya hendek terörizmine arka çıkan ve/ya da hendek başlarındakileri “kahraman!” diye ululayan siyasetçilerin çocukları ise gönül eğlendirmeye devam ediyor.
HDP Türkiyelileşemedi ama Suriyelileşti, Tahranlaştı, Moskovalaştı. Onların emrindeki örgütün bir siyasi aparatına ve propaganda üssüne dönüştü.
Bu PKK’dan da HDP’den de Kürtlere sadece zarar gelir, vesselam...