Soralım; Türkiye’ye öncesinde Osmanlı’ya karşı BÜYÜK KOALİSYON ne zaman kuruldu?
Sevgili dostlarım, bu topraklarda özellikle 1945 sonrası yaşanan acıları, manipülasyonları, oyunları dikkatli analiz edenler; 1980-1994, 1997-1998, 2001-2003 ve sonrasında ve özellikle Gezi olayları sırasında İÇERİDEN-DIŞARIDAN bu ülkeye iktidar biçmeye çalışanları görebilirler...
BU ARKADAŞLAR bu ülkenin kanını her türlü emmek için hep pusudaydılar ve hala akıllanmadılar... Bunların içeriden-dışarıdan efendileri ve taşeronları dahil arkalarındaki ülkeler ile tamamına TÜRKİYE’ye hatta bu coğrafya’ya karşı kurulan “BÜYÜK KOALİSYON” diyebiliriz...
Sevgili dostlar, bugün de yaşanan aynı... İnanın yaşadıklarımızın bunların geçmişte SAHİPLERİ İLE BİRLİKTE gözlerinin döndüğü dönemlerden hiç fark yok! Ne zaman etki alanlarını kaybettiler her zaman askerimize, polisimize hatta sivillere en şerefsiz şekilde saldırmak dahil her yolu denediler...
Geçmişi hatırlayalım ve Türkiye’nin TERÖR VE TERÖR HARİCİ hangi yöntemlerle durdurulmaya çalışıldığını da analiz edelim;
1- 1946 devalüasyonu ile küresel sisteme teslim olma sürecini tamamlayan Türkiye’de, dışarıdaki güçlerin içeride kotardığı taşeronları ve yan kollarının, TSK’ya sızmış diğer kollar ile birleştiği, yerleşik medya ve yerleşik finansal yapının biz kontrol edelim amacıyla kullandığı güçler birliğini YERLEŞİK DÜZEN olarak adlandırabiliriz! Siyasi otoriteye istediğini yaptıramayan bu güçler, her dönemde finansal ve basın manipülasyonu yoluyla yönetenleri zor durumda bırakmayı denerler. SAHİPLERİ DIŞARIDA!
2- Bu güçler birliğinin ilk denemesine en kapsamlı örnek; 1946 devalüasyonu-1960 darbesi arasında yaşananlar! Dönemin Başbakanı Menderes işbirlikçi asla değil tam tersi kontrol edilemeyeceği anlaşıldığı anda yok edilen bir lider! Hamle çok açık; yapılan ilk başbakan asma denemesi ve işin ilginç tarafı bu denemenin vatansever bir sol devrim kılıfında saklanması!
3- Türkiye için en güçlü deneme 1980 darbesi sonrası gelişen yapı ve 2001’de gönderilen Derviş dönemi! Final büyük dönüştürme ve eksene oturtma çalışması!
4- 1994-2001 ve sonrası birkaç yıl; Türkiye’nin 1946 sonrası kurgulanan burjuvası-medyası ve BATI uzantısı gizli askeri örgütlenmeler ile tam olarak kontrol edilebilir hale getirildiği dönem!
5- 1980 darbesi öncesi sağ ve sol kamplarda beyni yıkanan gençlerin Türkiye’yi kana bulaması, 1980 sonrası Amerika’nın isteği ile Yunanistan’ın NATO’ya dönmesi ve 1980’ler sonrası 1960’lardan beri sahnede olanların kurulan yeni partide Başrollere yerleştirilmeleri tesadüf değil! 1960-1994 ve 1994-2001 ayrı ve detaylı incelenmesi gereken süreçler...
6- 2013 Gezi Darbe denemesi arkasından gelen YARGI DARBE denemeleri ve deşifre olan PARALEL YAPI...
7- Bu süreci takip eden dönemde artan terör saldırıları ve BAZI ÜLKELERİN doğrudan desteği ile kana bulanmaya çalışılan coğrafyamız...
Sevgili dostlar, tablo çok net yaptıkları ile sonuç alamadıkları her dönemde KAOS KOTARMAK ADINA attıkları son adım şiddet, TERÖR...Destek olanlar için de “vicdansızlığın” tavan yaptığı süreç... Ne de olsa “medeniyet dediğin tek dişi kalmış canavar” için Batı’da insanlar öldü mü adı “terör”, coğrafyamızda öldüğü zaman “ne olmuş canım”...
Sonuç: Bugün gelinen nokta çok açık: Türkiye tam bir yol ayrımında! Ya yeni bir düzen tesis edilecek (YENİ TÜRKİYE BÜYÜK ÖLÇÜDE TABANINI OLUŞTURDU) ya da KÜRESEL-YEREL yerleşik yapı eski gücünü geri kazanarak 1946 sonrası kurduğu denklem içinde hepimizi istediği gibi idare etmeye devam edecek...
Son söz: Eğer Ankara’da yaşanan alçak saldırıya destek veren ülkeler varsa (şahsen var olduğunu düşünüyorum) şunu sakın unutmasınlar; destek verdikleri terör, onlardan istediğini alamadığı gün onlara da aynı şekilde vuracaktır! O gün geldiğinde çaresizlik içinde yalvaran gözlerle bakacaklar! Türkiye, karşısında kim olursa, HANGİ ÜLKELER olursa olsun BU KİRLİ OYUNU bozacak ve yoluna devam edecektir! Bizi, masum insanlarımızın kanıyla durdurmak isteyenlerin sonu hüsran ve gözyaşı olacaktır! İÇERİDE ve DIŞARIDA!