Kriz ortamındaki dünya, ekonomik büyümeye kafa yoruyor. Krizi aşmak için tutarlı ve sürdürülür büyüme gerek, ancak krizdeki çoğu ülke için şartlar değişti. Bu ülkelerin gelecekte ne yapacakları üzerine fal bakılıyor. Büyümeye geçebilecekler mi?
Büyüme için sanayi, enerji altyapısı, eğitim düzeyi, üretim teknolojisi önemli, ancak daha da önemlisi ve en temel unsur: İnsan. Ülkenin insan gücü, yani nüfusu, şimdiyi ve geleceği belirliyor. Yalnızca nüfusa bakarak ülkelerin gelecekteki 20 yılını kestirenler var, bunlara falcı değil, nüfus uzmanı deniyor. Bu uzmanlara göre nüfus, ülkenin kaderini belirliyor. Ve Türkiye’nin falı, nüfus yapısı nedeniyle iyi ve aydınlık bir kader gösteriyor.
Kanadalı Profesör David Foot geçenlerde bir uluslararası beyin fırtınası toplantısında dünyanın nüfus manzarasını çizdi ve ‘Türkiye’ye dikkat edin’ dedi... Türkiye’nin Ortadoğu ve Avrupa’daki komşularından daha hızlı büyümek için çok uygun bir nüfus yapısında olduğunu anlattı. -Dikkat edin- dediği, ‘Türkiye uçacak’ demek.
Foot, kadınların çocuk sayısının en az 2.1 olduğu ülkelerin sağlam büyüme sağladıklarını belirtiyor. Profesöre göre çok çocuk yapmak, az iş yaratmak, zararlı: İşssiz gençler ya ortalığı yakıp-yıkıyor ya da ülkeyi terk ediyor. Ancak oran doğru kurulunca, nüfus ülkeyi uçuruyor. Türkiye, hem genç-yaşlı oranın doğru kurulduğu, hem de kadın eğitimini sağlayan bir ülke- olarak niteleniyor. Kadın ve çocuklarını sabırla eğiten ülkelerin önü açık. Profesörün dedikleri:
- Türkiye yanında Brezilya ve Meksika -Geleceğin Ülkeleri- olacak.
- Rusya, Japonya, Almanya ‘geçmişin’ lider ülkeleri, çünkü nüfusları yaşlanıyor ve genç ülkelere geçilecekler.
- Avrupa’da İskandinav ülkeleri ve Fransa biraz nüfus artışı sağladı. O da teşvikle.
- Güney Avrupa’da hem nüfus, hem ekonomi durdu. Güney Avrupa’nın büyüme umudu yok.
- İtalya, İspanya ve Yunanistan, Avrupa’nın en yaşlı nüfusuna sahipler.
- Asya’da Endonezya umut veriyor, ancak nüfusu destekleyeek ekonomik girişim ve yatırım ortamı gerek.
- Japonya’da nüfus yaşlı. Süreci geri çevirmek çok zor.
- Çin’de de nüfus artış hızı düştü. Çin ancak yüksek teknolojik ürünle büyüme sağlayabilir.
- Hindistan nüfusunun dengesi ve eğitim bozuk. Nüfus artışı sürecek, ancak yoksulluk da sürecek.
Dökme suyla değirmen
Nüfusun yaşlanması, geri çevrilmesi olmayan bir süreç. Örneğin Kanada 2025’ten sonra yaşlı nüfus çoğunluğa geçecek ve göçmenlere kapılar sonuna dek açılsa da bu kayma önlenemeyecek.
Profesör Foot’un Türkiye’nin nüfus yapısına olan hayranlığı eskilere gidiyor. Önceki yıllarda da Türkiye’nin nüfusuyla çığır aşacağını söylüyordu. Hatta İtalya, Fransa ve İngiltere nüfusunu geçen Türkiye’nin 10 yıla Almanya’yı da geçeceğini savunmakta.
Prof. Foot, Türkiye’nin nüfus yapısının 1970’lerdeki Kanada’ya benzediğini ve ekonomideki kanalların açık tutulması halinde Türkiye’nin gücüne güç katacağını söylüyor. İstihdam, yatırım, girişim ortamının çoğulcu olması gerekiyor. Hatta Avrupa sosyal güvenlik sisteminin ihtiyaç duyduğu genç nüfusu Türkiye’nin karşılayabileceğini anlatıyor. Profesöre göre Avrupa’nın buna ihtiyacı var, ancak Türkiye davet edilmiyor.
Kanada’dan örnek vermiş. Kanada’da 50-60 yaş üzeri 10 milyon kişi var. Her yıl yaşlanıyorlar. Buna karşılık Kanada yılda 250 bin göçmen alıyor. Yaklaşık 40 yıl boyunca bu göçmen akışı sürse bile, Kanada’nın nüfusu gençleşmiyor. Aynı oranla, Türkiye yıllarca sürekli göç verse bile Avrupa’nın nüfusu gençleşemeyecek.
Foot’a göre yaşlı nüfus daha çok gaz-elektrik yakıyor ve daha az spor karşılaşması izliyor. Kuzey Amerika’da kuş besleyenlerin sayısının, maç izleyenlerden fazla olduğunu saptamış. Nüfus aleminde -kuş beslemek- dünyadan elini ayağını çekmek demek. Maç izleyecek enerjisi olmayan, ekonomik kalkınmayı nasıl yaratsın?
Türkiye için bakarsak, nüfus dengeli, eğitime ayrılan bütçe artıyor, kadın eğitimi öncelikli... Sağlam büyümenin sihirli formülünü galiba bulduk ve de uyguluyoruz. Önümüzün açık olduğunu bizden çok başkaları söylüyor.
twitter.com/selimatalayny