Halk ile Erdoğan arasındaki ittifak sonucu, 15 Temmuz gecesi o karanlık faciayı atlatabildik. Yeni dünya tarihinde, buna benzer örnek bulunmamaktadır. Erdoğan’ı; kafasına takan dünya için, aslında iyi bir kapak olmalıydı 15 Temmuz gecesindeki tablo. Demokrasi diye, bize ders vermeye kalkanlar, demokratik sistemin parçası olan siyasi iradeye, seçilmiş Cumhurbaşkanı’na ve ülkesine sahip çıkmıştır. Böyle bir vaka, Batılı bir ülkede yaşanmış olsaydı eminim ki Hollywood, dünyaya örnek olan bu halkın hikayesini, görsele dönüştürmeye başlamıştı bile.
Kimse kapamaya gayret etmesin! Türkiye’nin terör tanımına dahil edilen bir örgütün başı, eğer bu kadar zulme, akan kana ve itiraflara rağmen, halen Amerika’da tutuluyorsa ve bırakın tutulmasını, oradan şizofrenik tehditlerine devam edebiliyorsa, kimse bize “bundan ABD’nin haberi yok, Amerika’nın bu darbe girişimine dahli yok” demesin artık. Yani bizi değil, kendini ahmak yerine koymasın! Bu işgal girişimine, bugün başlanmadığı artık tartışılmaz. Gülen; başından itibaren Amerikan gizli servisine bağlı olduğunu, biz değil, yazar kılıflı CIA eski üst düzey yöneticilerinden Graham Fuller’in, Gülen’i savunan yazısı teyit etmektedir. Obama’nın, ta Meksika’dan “darbeye dahlilerinin olmadığını” üstüne basa basa söylemesi bile, tedirginliğin ve suçüstü yakalanmanın üzerini örtememez ve etkisini hafifletemez.
Bunca insanın ölümüne neden olan, Devleti felç eden FETÖ’nün elebaşı ile ABD’nin başını çektiği uluslararası medyanın, aynı yalanlarla “Türkiye’yi DAEŞ destekçisi gibi göstermeye” gayret etmesi ve aynı dili kullanması bile, bu ittifakın kesin delilidir.
Tüm yollar, tüm kirli operasyonlar Roma’ya değil, Gülen üzerinden ABD’ye götürmekte bizi maalesef! Maalesef diyorum; çünkü uzun yıllar Amerika Devleti’nin demokrasi hikayelerine inanmıştık oysa! Maalesef diyorum; çünkü bir zamanlar ABD’nin dost olduğunu düşünüyorduk.
Oysa sinsi akıl oyunlarıyla; Orta Doğu’yu kan bataklığına dönüştürenin, Türkiye’yi bölmek isteyenin, burada etnik çatışmaya heves edenin, Orta Doğu’nun savaşlardan ve terör örgütü yuvası olmaktan kurtarılamamasına bizzat zemin oluşturanların, ABD, İngiltere ve İsrail üçgeni olmadığını kimse bana ispat edemez.
Orta Doğu’da; DAEŞ, PKK, PYD, YPG besleyenlerle, FETÖ’yü besleyenlerin aynı ekip ve aynı odak olduklarını anlamayan kalmadı.
Şimdi bunların, bu yenilgiyle daha beter saldırılar yapacakları aşikardır. Suikastler dahil, etnik çatışmalara yönelik girişimlerle, bunu dizayn edecekleri bir ihtimal ama güçlü ihtimallerdendir.
Etnik ve mezhep üzerinden adımlar atılacağına dair emareler, teker teker ortaya çıkmakta. PKK eksenli siyasi hareketlenmelere ve mezhep çatışmasına yönelik, İran kokan adımlara dikkat etmemiz de şarttır. İngilizlerin BBC’si, “neden Türkiye ve Erdoğan aleyhinde konuşabilen alevi vatandaş arıyor?” sorusunu, bir zahmet düşünelim. İran’ın; darbe gecesi medyasından atılan manşetler, darbenin püskürtülmesinden sonra değiştirme çabasını da dikkatle izledik tabii ki!
Uçak krizinden sonra, durmadan eleştirdiğim Putin ve medyası ise, dostumuz ABD, dindaşımız İran’dan daha mertçe, halkın seçtiği siyasi iradenin yanında net durduğuna şahitlik ettik.
Haa bu arada sosyal medyadan bu felaket gecenin olduğu saatlerde, bir kısım sessiz kalan, bir kısım sevinen, püskürtüldükten sonra bir kısım paylaşımlarını silen, bir kısım suskunların ise aslana dönüşmesine de şahit olduk. Ve elbette not ettik. Sadece yol giderken kiminle gidileceğini, doğru kestirmek için not ettik.
NOT: Darbe gecesi, hepimiz durmamız gereken yerdeydik. Televizyonlarda ve meydanlarda halkla birlikte, seçtiğimiz Cumhurbaşkanı’mızla omuz omuza. O gece not edilirken, herkes ve durduğu yer muhakkak yazılacak. Vatan namustur! Namusundan yana duranlardan, bu namus için şehit olanlardan, tankın üzerine gidenlerden, F16’lara kafa tutanlardan, kahraman polisimizden, cuntaya direnen askerimizden ve istihbarat mensuplarımızdan, kuşkusuz halkının tarafında duran medyamızdan, Gazi Meclis’imizden, Hükümet’imizden, muhalif Partilerimizden, kısacası bu mert ve necip Milletten ve onun Başkumandanı, cesur adam, dirayetli insan, sevilmeyi sonuna kadar hakeden Erdoğan’dan, Allah razı olsun...