1 Ocak 1996 da yürürlüğe giren Gümrük Birliği Ortaklık Konsey Kararı belki o zamana uygun ancak, 2015 Türkiye'sine dar gelen bir uygulama... Bu uygulamanın temelleri Ankara Anlaşması ve katma protokollarıyla atıldı. Ankara Anlaşması Türkiye'nin AB'ye tam üyelik hedefiyle 12 Eylül 1963'te imzalanmış ve bir sene sonra 1 Aralık'ta yürülüğe giren bir anlaşma. Katma değer protokolü ise 1973 te yürülüğe girdi...
Bizim Avrupa Birliği'ne ( o zamanki adıyla Avrupa Ekonomik Topluluğu) ilk başvurumuz bundan tam 56 yıl önce 1959'da üyelik başvurusunda bulunmuştuk.
Tabi ki o zamanın Türkiye'si için belki birçok kazanımları olan bu Gümrük Birliği 1/95 sayılı Ortaklık Konsey Kararı bu zamanın Türkiye'sine ayağına bağ olduğu kesin.
Bu konuyla ilgili bir iki rakam verirsem resim daha net çıkacaktır.1996 da 11.760 olan dış ticaret açığı 2010'de 19.460, 2011'de 28.850 2012'de 28.260 2013'te 29.420 milyon dolar seviyelerine çıkmıştır.Geçen sene artan ihracat rakamımızla dış ticaret açığımız 20.265 milyon dolara gerilemiş.
Uzun zamandır 24 ekranlarında sık sık gündeme getirdiğim gümrük birliği ve ABD ile AB arasında imzalanması beklenen ( belki yıllar alacak) TTIP (trans atlantik ticaret ve yatırım ortaklığı ) Anlaşması ikileminin önümüzde ki senelerde önümüzde büyük bir engel olacağını belirtiyorduk. Çoğu uzmanda bugünkü durumuyla Gümrük Birliği uygulamasının Türkiye'nin aleyhine işlediğini belirtiyordu.
Ancak bugün tarihe tanıklık ettik belki de. T.C Ekonomi Bakanlığı, Dışişleri Bakanlığı ve Avrupa Birliği Bakanlığı'nın beraber yürüttükleri sessiz diploması ile Gümrük Birliği'nin güncellenmesi kapsamında müzakere adilecek olan alanları belirleyen bir rapor hazırlandı.27 Nisan tarihinde teknik görüşmeleri tamamlanan bu çalışma bugün kamuoyuna duyurularak resmileşti. Ekonomi Bakanımız Nihat Zeybekçi ve ve AB'nin ticaretten sorumlu komiseri Cecilia Malmström Gümrük Birliği'nin güncellenmesi ile ilgili siyası iradeyi dünyaya ve kamuoyuna duyurdular.
Peki bundan sonra ne olacak?
Hem Türkiye'nin ve AB'nin iç iştişare ve değerlendirme süresinin yaklaşık 1 sene sürmesi bekleniyor. Amaç Gümrük Birliği uygulamasının asimetrik olan taraflarının dengelenmesi ve serbest ticaret anlaşmalarının Türkiye tarafından da üstlenilmesine sair bir mekanizmanın geliştirilmesi
Buradan tabi ki dünya ve Türkiye için hayati önem taşıyan TTIP Anlaşmasına geliyoruz,Türkiye'nin TTIP'e taraf olabilmesi için gereken ilk adım bugün atıldı. Büyük bir adım. Çünkü bu anlaşma yeni ekonomik düzeninde ilk fasılı...
Bugün Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekçi ve AB'nin Ticaretten Sorumlu Komiseri Cecilia Malmström'ım yaptıkları ortak basın toplantısında katılım genişti.Uluslararası basının yoğun ilgi gösterdiği basın toplantısında Bakan Zeybekçi AB ile Türkiye arasında çok güzel bir bağ oluşturulduğu ve Türkiyenin amacının AB'nin 3. ülkelerle yapmış olduğu serbest ticaret anlaşmalarına (STA) taraf olunması veya anlaşma yapılan ülkelerle paralel setbest ticaret anlaşmalarını yapılmak olduğunu ifade etti.
Yapılan ortak basın toplantısında Bakan Zeybekçi AB'ye tam üyelik konusunda Türkiye'nin var olduğunu ancak mevcut Gümrük Birliği uygulamasının eski ve sürdürelemez olduğunu söyledi.
Gümrük Birliği'nin güncellenmesi kapsamında müzakere edilecek olan konuları belirleyen yol haritası niteliğinde ki raporun kabul edildiği ve resmi olarak duyurulduğu toplantıda, Zeybekçi, AB'nin 3. Ülkelerle yapmış olduğu serbest ticaret anlaşmalarının Türkiye'nin taraf olmamasının kabul edilebilir olmadığını söyledi.
Müzakerelerin başlaması noktasında 1 yıllık sürece ihtiyaç duyulucağını belirten Zeybekçi, en önemli diğer hedefimizin TTIP anlaşmasına dahiliyet sürecidir olduğunu vurguladı.
Hazırlanan mutakabat raporunda Gümrük Birliğine tarım,hizmetler ve kamu alımlarının dahil edilmesinde anlaşıldı.Ayrıca Türkiye'nin de karar mekanizmalarında yer alması için çalışmalar yapılacak.
Bir yıl içinde 3. Ülkelerle yapılacak Serbest Ticaret Anlaşmalarına Türkiye'nin otomatik olarak taraf olunması, muafiyet ve kota avantajlarının elde edilmesi konusunda çalışılacak.