27 yıllık İslam Kerimov yönetimindeki Özbekistan ile Türkiye’nin ikili ilişkilerinin pek sıcak olmadığı sır değildi. Bunun farklı objektif ve siyasi gerçeklere dayanan nedenleri söz konusu idi.
Türkiye Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın bölge üzerindeki saygınlığı ise, Özbekistan’ın komşuları olan Rusya ve İran için ne anlama geldiğine de dikkatle bakmamız gerekli.
Orta Asya, Türkiye için derin, manevi, tarihsel, dini ve etnik bağlar anlamında olağanüstü değerlidir.
Hiç kuşkusuz, tarihin derinliklerinden gelen ve halen mevcut olan bazı kırgınlıklar da mazide kalmamıştı.
Özbekistan; Orta Asya’nın mihenk taşlarından biri ve belki de birincisi hiç kuşkusuz!
Orta Asya ile ilişkilerin siyasi karakter taşımasında Özbekistan, hareket verici bir ülke.
Özbekistan’sız bu coğrafyadaki geniş bağın, jeostratejik boyuta geçmesi kolay gözükmemekte!
Tabii ki İslam Kerimov döneminde, bu ilişkilerin biraz da bu denli soğuk rüzgârlarla dizayn edilmesi, rejim tehdidi kaygısı dikkate alınarak gerçekleşti.
Erdoğan’la birlikte yeni Türkiye kavramı, Rusya ve İran etkisini de göz önünde bulundurursak, Özbekistan yönetimi için tehdit oluşturmaktaydı. Nedeni basit. Yeni Türkiye etkisi giderek tüm coğrafyaya olumlu etki ve halklar nezdinde ise beklentileri artırmaktaydı.
Zaten Cumhurbaşkanı Erdoğan’a karşı halkların sevgisi, diğer yönetimler üzerinde tedirginlik nedeni olarak görüldü.
Özbekistan’ın yeni lideri Şevket Mirziyoyev ise, Rusya’nın adamı olarak tanımlanmakta. Lakin Erdoğan ve Türkiye’ye, sıcak bir bakış açısı olduğu gerçeği de söz konusudur.
Şimdi aradan bunca yıl geçtikten sonra Erdoğan’ın Özbekistan ziyaretine, içerisinde bulunduğumuz gelişmeler perspektifinden bakıldığında, derin mesajlar içermekte!
Peki bu yeni ortam, yeni Özbekistan yönetimi için kolay geçilen bir etap olabilecek mi?
Cumhurbaşkanı Erdoğan ve beraberindeki heyete bakıldığında, Özbekistan’a verilen önemin içeriğini görebiliyoruz.
İşte Erdoğan Özbekistan’la aradaki soğuk rüzgârları, bu denli sıcak bir bakış açısıyla aşabileceğini hedefledi.
Ziyareti sırasında büyük hakanlardan Emir Timurlenk’in mezarını ziyaret etmesi, sanki tarihin derinliğinden gelen küskünlüğün ortadan kaldırılmasına yönelik idi. Timurlenk’in torunu Uluğ Bey’in döneminde yaptırılan, Orta Asya Türklüğünün muhteşem mimari abidesi olan Registan Meydanı’nı gezmesi, 3 büyük medreseyi ziyaret etmesi ve elbette büyük İslam âlimi İmam-ı Mâtürîdî’nin kabrini ziyaret etmesi, derin mesajlar içermekte idi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan ve beraberindeki Türkiye heyetinin, ziyaret edilen kabirler ve Registan meydanı önünde çekilmiş fotoğrafları, esasında başlı başına analiz edilmesi gereken görüntülerdir. Bu sıradan bir olay değildir!
Tekrar ediyorum; Özbekistan, Türkiye için derin anlam taşımakta ve gelecekteki Orta Asya’ya yönelik adımları için, anahtar rolünü taşımakta. Özbekistan’la aramızdaki rüzgârların sıcak frekansa geçmesi için, bu ziyaret hayati idi. Lakin bu derinliği oluşturmak, Rusya ve İran gerçeklerini dikkate alarak siyaset üretmek, kaçınılmaz gerçeğimizdir!
Ve nihayet Kazakistan lideri Nazarbayev, Orta Asya Türklüğü için “aksakal” olarak tanımlanmakta. Bu büyük devlet adamının birikiminden, Özbekistan’la ilişkilerin derinleşmesinde istifade edilirse, anlamlı ve kayda değer bir sonuç alınma olasılığı çok yüksek olacaktır.