Cihangir Bayramoğlu.
O, Karmetal ve Baymetal firmalarının kurucusu, Türk savunma sanayiinde bir isimsiz kahraman.
İkiz oğulları Yılmaz ve Yasir Bey’ler ile birlikte gece gündüz üretim yapıyorlar. Türkiye’nin savunma sanayiinin en önemli parçalarını üretiyorlar.
Anlatıyor Cihangir Bayramoğlu;
Sene 1994,
Bir Çinli firmayla uluslararası ticaret yapıyorlar.
Bu Çinli firmada bir dış ticaret uzmanı var. Çinli bir kadın. Bone Hanım
Ama öyle böyle değil, canavar gibi… İnanılmaz başarılı, inanılmaz çalışkan ve azimli.
İçinden düşünüyor Cihangir Bey. “Bone Hanım benim şirketimde çalışsa muhteşem olur”.
Bir fırsatını bulduğunda da soruyor Bone Hanım’a . “Ne kadar maaş alıyorsun?”
Bone Hanım cevaplıyor : “İyi para alıyorum”.
Cihangir Bey : “ Tamam da ne kadar?”
Bone Hanım bu kez gururla cevaplıyor : “Aylık 100 Dolar”.
Cihangir Bey o dönemde Bone Hanımın yaptığı işin çeyreğini bile yapamayan bir elemanına 1500 Dolar verdiğini hatırlıyor ve atılıyor heyecanla:
“Sana yılda 2 kez Çin’e gidiş geliş izni ve bileti, üstüne ayda 2000 Dolar maaş, üstüne de tutacağın evin kirasını da şirket karşılayacak. Çalışır mısın bizimle?”
Bone Hanım bir an bile tereddüt etmiyor ve şu cevabı veriyor.
“Ben sizinle çalışamam. Çünkü Çin’in bana ihtiyacı var.”
* * *
O gün Bone Hanımın bana ihtiyacı var” dediği Çin’in büyüklüğü 1,980.83 Milyar Dolardı.
Üstünden 20 sene geçti.
Çin kendisini 20 yılda beşe katladı.
Bugün ise 10,355.84 Milyar Dolar.
* * *
Türkiye’nin 2023 hedefi 500 Milyar Dolar. Yani Çin’in 1994’deki milli gelirinindörtte biri.
Bone Hanımın hissettiği o duyguyu hissetmediğimiz, “Türkiye’nin bana ihtiyacı var” cümlesini tek tek, fert fert her birimiz söylemediği sürece hedefler hedef olarak kalmaya devam eder.
Hedefler ne zaman gerçek olur biliyor musunuz?
- Tek tek, her birimiz işini mükemmel yapmak için sabah heyecanla uyanıp, işinin başına koşa koşa gittiğinde,
- Aldığı maaş kadar değil, kendisine yakıştığı kadar, bütün gücüyle çalışmaya başladığında,
- Patronlar işlerinden kazandıklarını daha garanti işlere, parasını üçe beşe katlayacak projelere değil yine işlerine yatırmaya başladığında,
- Her işi biraz biraz değil, bir işi dünyada en iyi yapmayı hedeflediğimizde,
- Girişimcilerimizde kendilerine hedef pazar olarak Türkiye’yi değil dünyanın 192 ülkesini hedeflediğinde,
- Öğrencilerimiz dersi geçecek kadar değil, aklının, zekasının parıltısının hakkını verecek kadar çalıştığında,
- Öğretmenler ay sonu alacakları maaşın hesabını yapmak yerine, ülkenin en iyi öğrencilerini yetiştirmeyi amaçladığında,
- Patronlar çalışanlarının haklarını gözetip, çalışanlar da çalıştıkları kurumları yüceltmek için çalışmaya başladığında,
- Üreticilerimiz katma değerli üretim yapmayı, fason değil katma değer üretmeyi hedeflediğinde,
- Devlet işvereni koruyup, girişimciye ve üreticiye yönelik desteklerini arttırdığında, hukuk haklı ile haksızı kısa sürede ayırdığında.
İşte o zaman hedefler tutacak, hatta yenilemek durumunda kalacağız hedefleri, vaktinden önce yakalandığı için.
Şimdi tekrarlayalım,
Her işe başladığınızda, her sabah uyandığınızda, her zorlandığınızda, darlandığınızda.
İster içinizden, ister haykırarak.
“Türkiye’nin bana ihtiyacı var!”,
“Türkiye’nin bana ihtiyacı var!”,
“Türkiye’nin bana ihtiyacı var!”,
Ve Türkiye’nin, onun bize ihtiyacı olduğuna inanmamıza her şeyden çok ihtiyacı var!