Giderek farklı hedef ve standartlar geliştiren bir Türkiye örneği, dünyanın kamuoyunda tanınmaya ve hedef olmaya başladı. Bunu birkaç örnekte görebiliyoruz. Öncelikle şunu söyleyeyim ki; “her ne kadar liderler değil, fikirler ve yol önemlidir” fikri daha kuvvetli mantık olarak görülse de, kimseye sır değildir ve şahsiyetlerin tarihteki rölü inkar edilemez. Devletlerin kaderinde; liderlerin vizyonu ve hedefleri, tarihin ahirini değiştirir nitelikte olmuştur.
Türkiye’nin imajının giderek farklı boyutlara değişmesi, gözle görülür oranda nettir. Elbette Türkiye her zaman jeopolitik duruşu nedeniyle önem arz eden bir devlet olmuştur. Doğrudur; Osmanlı’nın çöktürülmesinden sonra büyük bir medeniyetin yok edilişi projesini uygulayanlar daha sonra güçlü Türkiye olmaması için tüm gerekenleri yaptılar. İçe dönük ve kendi sorunlarıyla uğraşan, kendi vatandaşıyla sorunlu hale getirilen, kendi coğrafyasının tüm değer yargılarından zorla ayrılan, akrabalarıyla bağları yok edilen, Varşova ile Nato arasında kullanılan, binlerce vatansever evladının ideolojik nedenlerle birbirine düşürülmüş Türkiye vardı bir zamanlar. O Türkiye; alt kimliği içinde barındırdığı tüm değerleriyle çevresine ve coğrafyasına sahip çıkması gerektiği yerde gerektiği zamanda bulunma hassaslığını anlayan ve bunu uygulayan bir zihniyet taşıyıcısı olmasına rağmen, siyasi konumu ve konjöktörün diktesi ve reel gücü bir zamanlar ki bu Türkiye’nin kendi kabuğuna girmesini tetikledi.
Duygularını; edebiyatta yazarların mesajlarında, şiirlerde, müzikte, türküde, sinemada dolaylı bir dille dışarıya vurmaya gayret etti. Mefkurenin büyük Millet algısının farkında olanlar için ise zulmün, çilenin kader olduğu bir yol, bir dava anlayışı, hayat tarzına dönüştü.
Bu Türkiye’nin devamını arzu edenler etrafta kendi menfaatlerini kollayan çevreler tarafından yıllarca çeşitli enstrumanlarla dizayn edildi ve herkes bu durumdan memnun bir halde idi. Son zamanlarda yeniden değerleriyle süslenen, yeniden kendi coğrafyasını sahiplenen, Anadolu insanının geçmişinde gizlenen mefkureyi gün yüzüne çıkartan bir Türkiye imajı, dünyanın gündemini değiştirmekte ve tedirgin etmektedir. Bu o kadar aşikar gözükmektedir ki; bazen bunu ısrarla görmezden gelenlerin gözlerinde değil özlerinde ciddi sorunların olduğunu anlamak zor değil.
Bu imajı, dünyanın kamuoyuna sunan Türkiye’nin durmadan haksız ithamlara maruz kalması, Avrupa ve Amerika’nın farklı güç odaklarına bağlı gazetelerine ve tv yayınlarına konu edilmesi insanı düşündürüyor. Türkiye’de demokrasi ve ifade özgürlüğü yok demek veya Erdoğan gibi bir liderin üzerinden hareket ederek Türkiye’nin ilkeli duruşunu engellemek maksadıyla, “diktatörlük” yakıştırmalarını gündeme taşımak, artık cidden komik gözüküyor.
Muhalefetin tüm haklarının tanındığı, farklı fikirlerin gazete manşetlerine taşındığı, eleştiri değil artık hakaretin boy gösterdiği bir ülkede, Başbakana hakaretin sıradan bir olay olarak gösterildiği bir ülkede, diktatörlüğün olduğunu söylemek, ya eğitimsizliğin yada kasıt olduğunun bir göstergesidir.
Diktatörlüğün analizini yapanlar, fazla uzağa gitmeden yakın dünya tarihini araştırıp irdelesinler. Erdoğan’a durmadan “diktatör” yakıştırması yapanların argumanlarını gördükçe, cahilce bir tutumun ne kadar kamuoyunu zehirlediğini anladıkça üzülmemek elde değil.
Demokrasi; ilkesizlik demek değildir. Erdoğan diktatör ise, o zaman dünyada demokrat yoktur. Özgürlüklerin lideri bir siyasetçiyi; durmadan itibarsızlaştırmanın arka planında yatan hedefin ismi; “yeni Türkiye imajı” olduğunu göremeyenlerin, bir gün çok “keşkeler” çekeceklerinden eminim. Lakin hem içeriden hem dışarıdan elbirliği ile yeni Türkiye imajına gölge düşürmek isteyenlerin esas sebebinin, yok edilmiş lideriyle milli iradenin isteğinin hiçe sayıldığı bir zaman ki Türkiye imajı yerine, yeni ve hedefleri olan, güçlenen, dünyanın satranç oyunlarında oynatılan değil, oynatan bir Türkiye imajının boy göstermesi olduğunu görüp, gerekeni yapanlara selam vermek isterim. Bir milletin geleceğini belirleyen toplumun tamamı olmaz zaten. Omurga önemlidir. Omurga sağlamsa gerisi hikayedir. Türkiye’nin omurgasını oluşturan aydınlara, geleceği inşa etmekte cesaretini esirgemeyen, yeni Türkiye imajını oluştururken her fırsatta hakarete, saygısızlığa maruz kalmalarına rağmen, yoldan dönmeyen dava insanlarına selam olsun.