Soruya cevap aramaya geçmeden geçmişte paylaştıklarımıza bir göz atalım...
Bakın 2011 yılında neleri paylaşmışız;
“...AMERİKALI bir uzman şu değerlendirmeyi yapıyor: Türkiye’nin İsrail’e böyle bir tepki vermesini beklemiyorduk... Ne bekliyordunuz; Türkiye 9 vatandaşının organize bir ordu tarafından katledilmesini içine atsın ve unutsun mu! 2001’de yönettirdiğiniz Türkiye’de daha doğrusu Derwish Türkiye’sinde olabilirdi ama artık olmaz-OLAMAZ! Amerikalı uzman deyince Amerikan devleti adına konuşan sesleri ve uzantılarını bir bütün olarak anlamak doğru değil! Amerikan devleti içinde bugün iki farklı teori var; biri eski modeli yani İsrail’in merkez olarak görüldüğü Ortadoğu ve periferisini savunuyor, diğeri İsrail’in oyundan düştüğü ve Türkiye’nin genleşerek lider olduğu yeni yapıyı... Bakalım hangisi haklı çıkacak, bu çatışma nasıl bitecek! Bu noktada konuyu biraz farklılaştırmak ve Türk devletinin son 12 ay içinde Rusya-Kıbrıs-Ortadoğu-Akdeniz gibi ana konularda ortaya koyduğu manifestolara bakmak istiyorum. Bakın neler oldu? 1- Rusya ile sınırlar kalktı. Avrupa ve Amerikalı vatandaşların “vize ile girdiği Rusya Türkler için” serbest! Ortodoks açılımı devam ediyor, Rusya ve Yunanistan derinden etkileniyor bu yaklaşımdan... 2- Kıbrıs için “yeni kavramlar” Başbakan seviyesinde ortaya kondu. Türkiye’nin Rumları tanımadığı ve AB dönem başkanlığı halinde AB ile ilişkilerin de donacağı açıklandı. Rumlara son bir uyarı geldi ve petrol aramaları halinde Türk Silahlı Kuvvetleri’nin her türlü göreve hazır olduğu hatırlatıldı... 3- İsrail’e yaptırım paketi hayata geçti. Akdeniz’de “her türlü güvenlik sağlama şartı” hatırlatıldı ve TSK’daki İsrail malları “zamana yayılan bir program dahilinde devre dışı” bırakıldı... 4- İran ile PKK’ya karşı derin bir işbirliği söz konusu ve “ortak kara operasyonu” hazırlık aşamasında.... 5- Suriye’ye “baskı yapılıyor” ama bu baskı “ipleri koparmak” yerine Suriye’yi “bize daha çok ittiği” gibi, Batı Bloku’na “Ben gereğini yapıyorum, siz uzak durun” mesajı da içeriyor. Devlet düzeyinde gelen “Suriye bizim iç meselemiz” oldukça ilginç bir açıklama... Davutoğlu’nun bir cümlesi aslında her şeyi çok net ortaya koyuyor. Davutoğlu, İsrail’e seslenirken şöyle dedi: Ortadoğu’da ortaya çıkan devasa yapıyı fark edemiyorlar! Bu yapı başlıkta da belirttiğim; Büyük Avrasya Konfederasyonu... Bu noktada sizden de bir ricam var, hemen üniter-laik-XY gibi kavramları sıralamayın! Bu yapının ortaya çıkması ille de Türkiye’nin anayasal yapısının değişmesi anlamına gelmiyor. İfade edilen Türkiye Cumhuriyeti ve PERİFERİSİNDE olanların TEK MERKEZDEN yönetildiği, Akdeniz, Ege, Karadeniz ve Hazar’ı kontrol edebilen merkez ve bağlılar modeli... Sonuç: Olayları dikkatli takip edenler ve ana politikaların nasıl değiştiğini doğru analiz edebilenler 2003’te Türkiye’nin çuvaldan çıkışından, 2011’de ‘BEN’ dediği güne kadar ortaya çıkan modeli de net olarak görebilirler. Dünya çok büyük değişimlere ‘gebe’ ve bu bölgede ‘Türkiye’nin merkez olduğu’ yeni bir düzenin doğum sancıları başladı! Son söz: Türkiye’nin yapısının aynı kalması “ortak tercihimiz” olabilir ama yeni dünya düzeni içinde oluşacak sert değişim içinde modeli yenilemek zorunda kalabilir veya tercihen başka bir yapıyı sorgulayabiliriz. Bu detayı da dürüstçe yazmak ve sorgulamamıza kelepçe takmadan serbest bir düşünce yapısı içinde yeniyi karşılamamız gereğinin altını çizmek istiyorum! Bu yazdıklarım ülkeyi yıkalım demek değil tam tersi dünya genelinde çok sert hareketler olacak, BİZİM olanı koruyalım, geliştirelim-genleştirelim ve fırsatı kullanalım demek ! NOT: Bugün Türkiye’de aldığınız taşı, attığınız her adımı, başladığınız her projeyi şu gerçeği bilerek yapın: 2020’lerin 5 süper gücünden-dünyanın 3 ana merkezinden birinde yapıyorsunuz bunları! Gelecek 10 yıl bu bölgeye bugün düşünemeyeceğiniz bir ekonomik büyüklük getirebilir...”
Sevgili dostlar, yukarıda AYNEN paylaştığım yazı, 2006 yılında başladığım ve 2011 Eylül ayında “KESİN EMİNİM” diyerek SENTEZ’e taşıdığım serinin “en noktası”!
Son gelişmeler ışığında bu yazıda saydıklarıma bugün 3 madde daha ekleyeceğim;
A- Amerika, Orta Doğu ve Orta Asya’da “Türkiye’siz daha doğrusu Türkiye’nin “lider olmadığı” bir model olamayacağından artık DEVLET olarak emin! Amerika’da “Türkiye merkez olacak” diyen GÜÇ kazandı ve ilerliyor, SORUNLAR VAR ! ...
B- İsrail “Türkiye merkezli” modeli DEVLET olarak kabul etti... Çatışma dinamiğini bırakmak üzere!
C- AB ülkelerinin projesi olan terör örgütü “tek kurşun atmadan” sınır dışına çıkmaya başladı ve en önemlisi Türkiye “kendi Kürtleri” ve bölge Kürtleri ile DEVLET-MİLLET olarak kavuşuyor...
Sonuç: Bugün “YENİ BİR SÜPER GÜÇ doğuyor” demek kolay! Önemli olan bunu 2005’te, 2006’da hatta 2011’de söylemekti... Allah utandırmasın gerçekten YENİ BİR SÜPER GÜÇ doğuyor... Bu doğum hepimize kutlu olsun...
Son söz: Siz bu yazıyı okurken, biz Allah izin verirse Bakü’de olacağız ve Türkiye-Azerbaycan Hazar enerji bölgesi ve petrol-gaz boru hatları işbirliği için belki yeni adımlarına şahit olacağız... Büyük Türkiye için iki enerji “motoru” olacak bölge var; biri Hazar, diğeri ise Kuzey Irak... Herkes çok iyi izlesin, BÜYÜK TÜRKİYE içeriden ve dışarıdan her türlü engele rağmen geliyor...