ABD ve Rusya’nın, uzun vadeli süreçte tekrar kapışacağı öngörülerek, “Kafkasya ve Orta Asya’daki dengeleri nasıl etkileyebiliriz?” sorusu şimdiden önemlidir.
Özbekistan, Kazakistan, Azerbaycan gibi anahtar rolünü oynayacak ülkelerin geleceğinde neler olacağı, ilerideki planları ortaya çıkarabilir.
Kazakistan Başkanı Nazarbayev, hep zekâsıyla dikkat çeken bir liderdir. Türkiye, Rusya, Amerika üçgenini, iyi idare etmekte! Lakin zaman zaman köşeye sıkışarak, tercih yapmak zorunda! Tercihi ise; Türkiye’yi incitmeden, Rusya eksenli oluyor. Çin’in genişleme ve demografik yayılmacılığından, en fazla olumsuz etkilenecek ülkedir, Kazakistan. Topraklar geniş, insanlar az ve üstelik Rus asıllı vatandaşlar bayağı fazla.
Nazarbayev’in; Kazakistan’ın geleceğinde, devamlılık anlayışıyla iktidar değişimine, kendinden sonra kızının hazırlandığı, kulislerde konuşulmakta.
Amerika, Orta Asya steplerine pek meraklı!
Özbekistan’ın geçmiş lideri Kerimov’un zaman zaman Amerikalılara yeşil ışık yakması, Rusya’yı dengede tutma çabasının yanı sıra, hem de Batıyı hafife almadığını da ortaya koyuyordu.
Vefatından sonra, hükümet içerisindeki güçlerin hafiften sürtüşmesine şahit olduk. Lakin sonunda anlaşıldı. Yani her şey pek ipeksi bir tutumla ilerlemedi. Tabii ki Kerimov sonrası Özbekistan, Rusya ve Amerika’yı olağanüstü ilgilendirmekte.
Özbekistan, Orta Asya’nın şah damarıdır. Hem kültürel, hem demografik, hem de o coğrafyadaki tutumuyla sergilediği tarihsel süreç nedeniyle. İslam değerlerinin yoğun yaşandığı bir ülke. Semerkant ve Buhara gibi derin İslam medeniyeti kodlarının, derin köklerde mevcudiyeti korunan bir ülke. Dolayısı ile Özbekistan’ın geleceği, Türkiye’nin şimdiden ilgilenmesi gereken bir bölge. Orta Asya’nın koca çınarı olan Özbekistan’la ilişkiler, farklı ve daha aktif boyuta geçmeli. Yeni dönemle, yeni ilişkilerin alt yapısı dizayn edilirken ise, Rusya ev ABD’nin oradaki menfaatleri iyice analiz edilmeli. Kerimov’un bazı tutumları nedeniyle bayağı ilişkiler soğutuldu. Ölümünden sonra Türkiye’deki ortam nedeniyle olmalı ki, kimsenin bir kaç yazı analiz hariç, Özbekistan perspektifine değinen olmadı. Özbekistanlı önemli aydınlar var Türkiye’de, onların fikirlerine kulak veren de olmadı. İşte hep değindiğim konu; Türkiye’de ortam ve içerideki olaylar, hep tarihi ehemmiyet taşıyan durumlarda, farklı frekansta olmakta. İşte Türkiye’nin dışarıya bakması ve ilgilenmesi, neden büyük güçlerin işine yaramadığı, bu ortamda daha net anlaşılmakta!
Azerbaycan önemli bir ülke. Kafkasya’da tek kale ve İslam-Türk coğrafyası için nitelik taşımakta.
Azerbaycan’a bakış açısına da yeniden bakılmalı. Rusya, İran, Amerika, Almanya ekseninde renkler pek parlak. Bu arada, FETÖ’de pek parlak. Öyle parlak ki, FETÖ olmayan kişiler ve kurumlar felç edilmekte. Ve bunu yaparken FETÖ bağlantılı isimler devrede.
Azerbaycan’da yatırımları olan Türkiyeli işadamı Hüseyin Büyükfırat, önceki gün Azerbaycan’a girerken, içeriye alınmadı. Büyükfırat’ı bilen biliyor! Ortada FETÖ olayı yokken, FETÖ tehlikesini ilk anlayan ve onlara karşı duruş sergileyen, sayılı isimlerdendir. Bu olay; kendi başına bile FETÖ gücünün derinliğine işarettir Azerbaycan’da ve muhalif birkaç isim de tutuklandı, FETÖ bağlantısı gerekçe gösterilerek!
Sır değil; FETÖ grubu açık açık, muhalefet gözüken kimseye selam vermedi, bizim coğrafyada. Türkiye gibi yapmadı oralarda. Sadece iktidara yakın isimlere sempatiyle baktı. Çünkü meselesi, devlete çökmek ve nemalanmak oldu. Şimdi bu tür olaylarla, birileri Cumhurbaşkanı Aliyev’i de zor duruma sokmak istemekte. FETÖ elebaşının, bir yerlerde İlham Aliyev’i tehdit ettiği sözleri de dolaşmakta kulislerde.
ANS TV gibi ilk bağımsız televizyonu da, FETÖ kapsamında 2 aydır kapatmışlar. Oysa Azerbaycan’da herkes biliyor, ANS TV’nin FETÖ ile yakından uzaktan bağı olmadığını!
Peki, neden bu kadar bilgi kirliliği? Neden aldatmalar?
İşte mesele de budur. Bu yapı öyle bir sinsi ki, hedef değiştirmekte mahir ve aslında ne kadar derinlere indiğine, ispat bir durumdur bu! Gerçek FETÖ’cüler kalmış dışarıda, FETÖ kapsamında masum insanlar çile çekmekte! Türkiye’de zaman zaman yapılan hatalara sahne olmakta bölge. Burada korkunç olanı, bilgi kirliliği sadece toplumu değil, baştaki liderleri de aldatmaya yöneliktir.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “at izi, it izine karışmış” tespiti, Orta Asya, Kafkasya’daki FETÖ tablosu içinde aynen geçerlidir.