18 Mart 1915’te, 99 yıl önce Çanakkale’de yazılan tarih bugün gene yazılıyor. İmkânsız gibi görünen ama imanlı biri için hiçbir zaman “ imkânsız” olmayan bir tarih. Seyit Onbaşı’nın tek atımlık ve kaldırılması imkânsız diye görülen kurşunuyla. ‘ Kendini bilen Rabbini bilir’ dolayısıyla haddini de. Allah’a rağmen bir şey yapılamayacağını da...
Türkiye’m! Ezanlar bizi salâha çağırıyor. Gelin hep beraber sema edelim, bu semanın içinde olduğumuzu bilelim. Kurtuluşun türküsünü söyleyelim. Kalk, ‘bu vatanın ihtiyaç duyduğu en ehil insan’ kalk, sen de kalk. Dualarımız, Hz.ALLAH’ın kudret eliyle vatanımıza milletimize en hayırlı olanı seçmesi. Görüyorsun ki millet olarak elele seninleyiz, sema ede ede . Türkiye’m bak ! İslâm Âlemi de dönüyor. İnsanlık artık cem etmeli, cem olmalı, cem olduğunun farkında olmalı bu semada. Sen yolunda ilerle, hem de gümbür gümbür. Biz sana kalkan da oluruz, ALLAH’ın izniyle dayanacağın yoldaş da. Döne döne... Duyuyor musunuz ezanları, “haydi kurtuluşa, haydi kurtuluşa “diyor. Namaza durmak için ELİF olmak gerek, bu nedenle milletimiz eğilmeyi sevmez, kulluğun ancak tapılmaya lâyık tek ilah olan ALLAH’a olduğunu bilir ve buna uygun yaşar. Türkiye’m! Durma, yola devam et, dimdik. Çağla “elif, elif “diye. Bu millet için şehitlik bir şereftir, can kurban Hak yoluna, döne döne.
Dua, çok önemli bir silahtır ve “vatan sevgisi imandandır” buyuruyor Hz.Muhammed. Bu nedenle ellerimizi İslâm için, vatanımız, milletimiz ve insanlık için duaya kaldırmalı, bir yetimin başını okşamalı, bu vatan için seve seve canını veren şehitlerimizin ve ecdadımızın emeğine lâyık yaşamalıyız. “ Ya hayır konuşunuz ya da susunuz.” diye buyurmuştur Hz. Muhammed (sav) .ALLAH’dan gelip ALLAH’a gideceğimiz bu yolda hepimiz bu yolun yolcuları değil miyiz ki? Bu yolu bölüp parçalayarak değil, birlik ve beraberlik içinde sevgi, saygı ve aşk ile geçebiliriz. Bu nedenle yaradılanı Yaradan’dan ötürü sevmeli ve Yaradan’ın rızasına saygı duymalıyız. Her birimiz ayrı renk ve özellikler taşımaktayız. Zorlamayla değil, ancak örneklik olarak, yaptığımız güzelliklerin toplumda yayılmasını sağlayabiliriz. Eğer ALLAH aksini isteseydi hepimizi aynı yaratırdı ama murad-ı ilâhi farklılıklarımızın olmasından yana. Dili, dini, ırkı, mezhebi her ne olursa olsun hepimizin ortak noktası “ insan” olmak. İnsanlığın rengi olmaz, zencisi beyazı diye bir ayrım hiç yapılmaz, yapılmamalı. Nitekim insan ancak “ayna” olur her bakanın kendini gördüğü. Bilen bunu bilir, bilmeyense insana baktığında renk görür, kendini görür veya kasıtlı ise görmek istediğini görür ve maalesef böyle incitici konuşur. İnsanlar arasındaki üstünlüğün takva ile olduğunu unutmadan, ALLAH’dan gelip ALLAH’a gittiğimiz bu aşk yolunda senliğe benliğe yer olur mu?
ALLAH’ın rahmeti ve bereketi karşısında ümitsizlik olabilir mi? Olmaz. Olmamalı. Asıl gaflet bunu unutmaktır. Birbirimize duyduğumuz sevgi biz i ilâhî AŞK’a götürür. Bu AŞK yolunun yolcularıyız. ALLAH aşkı, sonra Hz. Muhammed (sav) duyduğumuz aşk ki hedefimiz, ALLAH’ın murad-ı ilâhisi doğrultusunda Peygamberimizin önderliğinde ve örnekliğinde ilerlemektir. Daha sonra vatan ve aile sevgisi gelmektedir.
İslâm sevgi dinidir, sevgiye çağırır, birliğe ve beraberliğe çağırır yani ‘tevhid’e çağırır, tefrikaya değil. ALLAH dileseydi tüm kâinatı şeriatla yönetirdi ama “ADALET”le yönetiyor. Bu gözlükle bakınca yapılan tüm güzel işleri takdir etmekle beraber yanlışın yanlış olduğunu söylemek ve yanında yer almamak da gerekir. Fethullah Gülen hocanın İslâmı kullanarak yapmış olduğu tefrika, İslâma zarar verdiği gibi, iyiniyetli müslüman kardeşlerimizi de hataya sürüklemektedir.Lütfen İslâmı kullanmayalım. Kurmuş oldukları örgütle- ki tabanda iyiniyetle çalışan kardeşlerimizi tenzih ediyorum- İslâma daha fazla zarar veremeyecekler. Nitekim bir çok iyi niyetli din kardeşimin salâha koştuğunu ve ‘akıl ,mantık ve vicdanın ‘ kimselere emanet edilmemesi gerektiğini idrak ettiğini görüyorum,döne döne ...
Türkiyemizin, bu meşakkatli günleri ALLAH’ın yardımıyla aşacağına olan inancımızla, bir tek âciz kalsa da tüm kâinatta ‘tevhid ehli’yiz biz, aşkla bakar aşkla döneriz HAK ‘dan yana. Rabbimiz Hz.ALLAH, peygamberimiz Hz. Muhammmed (sav), kitabımız Kur’an, dinimiz İslâm, Müslümanız Elhamdilillah. Durmak yok, yola devam...
Her ne kadar kılıçlar kuşanılsa da, beyhude. ALLAH’ın kurduğu tuzakla kimse başedemez . İman dolu yürekler çekilen kılıçlardan korkar mı? Bu rahatlık ve huzurla Hak yolunda şanlı bayrağımız göklerde; değil bir karış toprağından bir taşından bile taviz vermeden “İstiklâl İstiklâl “ diye dalgalanıyor, her an, her daim inşaALLAH...
2023 yılına doğru, sıkıntılarından arınmış, yeşeren ve gelişen bir Türkiye’m ile, bu aşkla ilerlerken,yolumuz ALLAH’ın NURU İLE AYDINLANSIN, ALLAH YÂR VE YARDIMCIMIZ OLSUN...
Duyuyor musun Türkiyem, arş “ ALLAHU EKBER, ALLAHU EKBER” diye inliyor.
Şimdi hep beraber salâha “Ya ALLAH, BİSMİLLAH, ALLAHU EKBER”. Bu semada döne döne...