‘Kız Kaçıran’ filminin Azerbeycanlı oyuncusu Gönül Nagiyeva Bakü-Moskova-İstanbul hattındaki oyunculuk macerasını anlattı. İstanbul’a çağrılma sebebinin Türk oyuncularının yabancı dil problemi olduğunu söylemesi ise düşündürücüydü.
Ülkemizde birçok yabancı oyuncu dizilerde ve sinemada kendini gösteriyor. Türk oyuncular buradaki endüstriden şikayet ederken yurt dışından isimlerin buraya gelip ünü yakalaması ise dikkat çekici. ‘Kız Kaçıran’ filminin Azeri oyuncusu Gönül Nagiyeva ile hem oyunculuk macerasını hem de Türkiye sevgisini konuştuk...
İlk önce sizi tanıyalım, Azerbaycan’daki oyunculuk maceranızı anlatır mısınız?
Çocukluktan beri oyuncu olmak istiyordum ama ailemden kimse oyuncu olma isteğimi anlamıyor ve kabul etmiyordu. O yüzden de hiç oyunculukla alakası olmayan bir okulu bitirdim. Sonrasında şans eseri bir radyo programında ‘Kast aranıyor’ şeklinde bir şey duydum. Ben de deneyeyim dedim, evden kimseye söylemeden, bir arkadaşımla gittik beraber çalıştık. Daha sonra buradaki ‘Yetenek Sizsiniz’ gibi bir yarışmaya katıldım, kazandım ve dizi teklifi aldım. İki yıl önce Türkiye’den teklif geldi. Sonrasında her şeyi bırakıp oyuncu olmaya karar verdim. Bir sene önce Türkiye’ye taşındım. Sonra ikinci filmimi çektim. Komedi filmi, ‘Kızkaçıran’ı. ‘Dönüş’ diye bir filmde bir Türk kızını oynadım ve şükürler olsun ki kimse benim yabancı olduğumu anlamadı. Tabii normalde konuşurken belli oluyor ancak filmler için ezberledikten sonra sorun olmuyor.
Yeni filminiz komedi filmi. Komedi filmleri ayrı bir kabiliyet gerektiriyor. Bu dezavantajı nasıl geçtiniz?
Aslında dediğim gibi oyuncu durmadan kendi üzerinde çalışmalı. En azından bu benim için bir şart. Bana iyi bir oyuncu olmak için neler yapılması gerekildiği sorulsa, sürekli eğitim almak derim, bu sadece oyunculuk değil aynı zamanda psikoloji, sosyoloji, insanları tanımak, bilmek ve karakteri aldığında o insanları daha iyi yansıtmak için bunların alınması gerekiyor diye düşünüyorum. Birkaç tane teknik eğitim aldım. Aslında teknikler farklı da olsa, senin ne hissettiğin, karakterinin nasıl hissettiği, yaptığı şeyleri neden yapıyor gibi sorular. Bunları analiz edip kendine yüklüyorum.
“Azarbeycan’da bir dönem tanınırlık yüzünden sokakta yürüyemiyordum. Ancak bu beni mutlu etmiyordu.”
Size artık projeler gelmeye başlamıştır. Nelere dikkat ediyorsunuz?
Bence her oyuncu kendi rolünü beklemeli. Maalesef mecburiyet yüzünden bazı oyuncuların beğenip beğenmeme lüksü olmaksızın tüm rolleri kabul etmesi gerekebiliyor ama sonuna kadar uğraşacağım ki öyle bir durumda olmayayım.
Ünlü olma duruhuna nasıl bakıyorsunuz?
Bence sanatta konu ünlü olmak değil, başarılı olmak. Ben de zaten 16 yaşından beri bunu gördüm. Azarbeycan’da bir dönem tanınırlık yüzünden sokakta yürüyemiyordum. Ancak bu beni mutlu etmiyordu. Evet bazı şeylerde ünlü olmak insana yarıyor ancak öte yandan bazı konularda da rahatlığını kaybettiriyor.
Daha önce bir senaryo deneyiminiz oldu mu? Yazı yazmayı seviyor musunuz? Kadın hakları hakkında ne düşünüyorsunuz?
Evet yazı yazmayı seviyorum. Birkaç yıl önce bir kitap yazdım. Şimdilik onu çıkartmayı istemiyorum. Biraz felsefi, diğer dünyayla bağlantılı. Sosyal konulara girdiğimizde gerçekten de şu anda kötü bir zamanda yaşadığımıza inanıyorum. Her şey paraya bağlı ve herkes para peşinde maalesef. İnsanlar komedi yapıp para kazanalım derdinde. Ama ben inanıyorum ki sosyal konularla bağlantılı bir film yapılsa ve ona komediye harcandığı kadar para harcansa aynı şekilde tutar. Bir senaryo geliyor, riskli olduğundan oynanamıyor.
Peki erkekler hakkında neler söyleyebilirsiniz?
Erkek olmak kolay yahu. Benim mesela maşallah hiçbir sorunu olmayan bir oğlum var, hiçbir zaman da kız istemedim. Çünkü kızların o kadar spesifik sıkıntıları oluyor ki, kendi derdime mi yanayım, kızıma mı yanayım. Erkekler doğru yönlendirme ve güzel bir eğitimle çok daha başarılı, psikolojisi daha düzgün olabiliyor. Eğitimine devam etsin, para kazanmayı bilsin. Çocuk doğuracaksın, erkeğin kafasını iyi tutacaksın, aile baskısı hep senin üzerinde...
Türkan Şoray hayranıyım
Türk sineması aslında bıçakla kesilmiş gibidir. Yeşilçam öncesi ve Yeşilçam sonrası şeklinde, Yeşilçam dönemi ile ilgili bir bilginiz var mı?
Biz aslında çocukluktan beri Yeşilçam izleyerek büyüdük. Annem de, ben de Türkan Şoray hayranıyız. Bütün kaliteli aşk filmleri hep Yeşilçam filmleri. Biz ilerliyoruz tabii ki, her şey değişiyor her şey ilerliyor. İnsanların düşünceleri değişiyor. Ben bu mesleğin gerçekten hayranıyım ve çok zorluklar yaşadım, değerini çok iyi biliyorum. Benim saygım var, eski yeni fark etmez, sonuçta ilerliyoruz.
İstanbul çok ilham verici
Moskova’da bulundunuz, Bakü’de bir mesleki geçmişiniz var, en sonunda da İstanbul’a geldiniz, peki, hangi şehirde kendinizi daha iyi hissettiniz?
Ben işimle ilgili olarak, dünyanın yarısını gezdim, İstanbul gibi garip, enteresan, çekici, bir yandan çok sıcak, diğer yandan ise çok soğuk bir yer hiç görmedim. Dört sene Moskova’da okudum, soğuktur, insanlar da soğuktur. İstanbul her şeyin karışımı olduğu için çok farklı. O kadar ilham verici ki sanki dünyada böyle başka bir şehir yok. Azerbeycan’da bazen gazeteciler soruyor, orada hiç kıskançlıkla karşılaşıyor musun diye, hayır hiç karşılaşmadım. Başarılı ve sağlam kafalı bir insan olarak her şeyi yapabilirsin.
Gerekirse 20 saat çalışırım
Peki bundan sonrası için dizi projesi gelirse ne düşünürsünüz? Türkiye’de özellikle dizi dünyası çok zor. Çalışma saatleri olsun, koşulları olsun...
Tabii ki eğer güzel bir dizi için teklif gelir ise değerlendiririm. Kabul ettikten sonra gerekirse 20 saat de çalışırım, o sorun değil. Ama Türkiye benim son noktam değil. Bugün buradayım ve birkaç proje görüşmesi olacak. Dizi sektörü de pek iyi durumda değil gerçi ama şimdilik burada olursa tabii ki güzel olur. Temmuz, ağustos da burada olacağım ancak sonrası için buradan çok daha uzak bir ülkede bir projem var, söylemem ne olduğunu. Ama artık o proje cebimde. Ondan sonra uluslararası oyunculuk için çalışmaya başlayacağım, umarım başarılı olurum.
İş ve özel hayat aynı anda yürümez
Anne olmak, oyuncu olmak, ev kadınlığı kariyeri etkileyen şeyler. Bunları bir 0arada nasıl götürüyorsunuz?
Şöyle bir şey var ki, kadın kariyerinde başarılıysa eğer özel hayatında asla başarılı olamaz. Tek bir istisna var, eğer eşi onunla aynı sektördense ve beraber çalışıyorlarsa, onu anlayabilen bir erkekle beraberse durum değişebilir. Benim maalesef böyle bir lüksüm olmadı, boşanmamız gerekti. Benim daha meşgul bir hayatım vardı, kaldıramadık beraber. Ancak şu anda çok iyi arkadaşız ve bir oğlumuz var, beraber büyütüyoruz. Ona da çok teşekkür ediyorum. Annem olmasaydı, babam olmasaydı ve bana destek olup onu büyütmeseydiler ne olurdu bilmiyorum. Onlar olmasaydı hiçbir şey yapamazdım. En başta bana karşı çıktılarsa da sonrasında bana çok büyük destek verdiler.