Prof. Numan Kurtulmuş'un TBMM Başkanı olarak yaptığı teşekkür konuşması, yeni dönem siyaseti hakkında önemli ipuçları verdi... 16 siyasi partinin olduğu çok renkli ve çok sesli bir Meclisimiz var.
Sayın Kurtulmuş'un konuşmasında defaatle altını çizdiği husus, ''TBMM'nin milli iradenin tecelligahı' oluşuydu. Bunu siyasetçilerin milli sorumluluğu olarak da tanımladı. 28.Dönem Meclisi'nin Cumhuriyetin 100.yılının dönüm noktası olduğunu, ''Türkiye Yüzyılı' idealini Meclis'teki tüm vekillerle birlikte omuzlayacaklarını söylemesi de önemli bir ayrıntıydı. Kulis'te görüştüğümüz farklı partilerden vekillerin, Kurtulmuş'un konuşmasının kapsayıcı, birleştirici tonunu hemen fark ettiklerine tanık oldum, lakin bu durum ilerisi için bir sinerjik umut olabilir mi bunu zaman gösterecek... Birbirleriyle yumruk yumruğa kavga eden bir Meclis hepimiz için cidden yorucu oluyor. İnşallah yeni dönemde daha çok fikir, daha çok konuşma, daha çok tartışma ama sıfır şiddet göreceğimiz bir Meclisimiz olur...
Prof. Kurtulmuş, TBMM Başkanı olarak yaptığı teşekkür konuşmasında, 'Yeniden Büyük Türkiye' hedefinden de bahsetti. Milli irade, hukukun üstünlüğü ve tam bağımsızlık kriterlerini adeta üniversitedeki hocalık günlerindeki gibi tane tane, nezaketle anlattı... Tarafsız ve adil kalacağım dedi.
'Demokrasiler'' dedi; 'uzlaşma, anlaşma ve barış̧ rejimleridir. Demokrasilerde kişiler geçici, müesseseler ise devamlıdır' dedi. Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin, dünyadaki diğer millet meclislerinden farklı olarak, kurucu meclis yönüyle, devletin temelini attığından, bunun yanı sıra 15 Temmuz hain işgal girişiminde aldığı Gazi'lik ünvanını şerefle taşıdığından söz etti.
Adalet ve Kalkınma Partisi vekillerini birlik ve beraberlik neşesi ve heyecan içinde gördük. 9 ay kadar kısa bir sürenin kalmış olduğu mahalli seçimlere, bu heyecanla odaklanacaklarını tahmin etmek pek de zor değil...
Genel Başkanvekilliği süresince Anadolu teşkilatlanmasına özel bir önem atfeden ve haftanın üç gününü Anadolu teşkilatlarıyla geçiren Numan Kurtulmuş, Ak Parti'nin sağlam dayanaklarındandı. İstanbul'daki teşkilatlanmaya da özel önem atfeden Kurtulmuş, partinin ağabeyi, hocası olarak da biliniyordu. Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Meclis Başkanı seçilen Kurtulmuş'u tebrik ederken kullandığı ''yol arkadaşım'' ifadesini de tüm bu bağlılık kimyasını ifade eden, samimi ve gerçekçi bir tanımlama olarak okuduk...
TBMM Başkanı Prof. Kurtulmuş'un yemin törenine iştirak eden ailesi ve arkadaşları Meclis Basını'nın dikkatini çekti. Eşi Prof. Sevgi Kurtulmuş, oğlu Dr. İsmail Kurtulmuş, kızı Psikiyatr Dr. Ayşe Çalış, damadı Beyin Cerrahı Dr. Fatih Çalış ile neredeyse akademik bir kadro, izlemeye gelmişti Başkan Bey'i ve sevgili torunlar, 3 yaşındaki Mehmet Münir ile 1 yaşındaki Ömer Sina... Sade, ortaya çıkmaktan çok hoşnut olmayan, işinde gücünde, basının ilgisi karşısında mahcubiyet hisseden, saygılı gençler, güzel yetişmiş evlatlar...
Numan Bey'i, Meclis Başkanı olarak konuştuğu kürsüden dinlerken, onun sesinin karıştığı dedesi, babası, annesi, onu yetiştiren hocaları da geldi geçti ruhumuzdan. Numan Bey'in ismini aldığı dedesi: Kurtuluş Savaşı'mızın muhariplerinden, Balkan Harbi'ne iştirak etmiş, İzmir, Halep, Urfa'da vazife almış, Çanakkale ve Erzurum cephelerinde savaşmış, Sofya'da bin kişilik kafileye komutan tayin edilerek Romanya'ya gönderilmiş, Sakarya Muharebesi'nde sağ bacağından ağır yara alarak Gazi'lik ünvanı ile ülkeyi kurtaranların arasında. Dedesiyle aynı adı paylaşıyor. Amentü Şerhi'nin müellifi... Kürsü'de onun mücahitlere mahsus sesini de işitiyorduk...
Ve babası, Dr. İsmail Niyazi Kurtulmuş, hastaların, kimsesizlerin, yolcuların, talebelerin, fukaranın, gurebanın babası olarak namlı, İlim Yayma Cemiyeti'nin kurucularından, İmam Hatip okullarının banilerinden İsmail Bey'in meleksi sesi de karışıyordu o kürsüye...
Annesi Hacı Güngör Hanım teyze, tam bir İstanbul hanımı, Fatihli, pamuk teyze, takvasıyla, duasıyla, sabrı, sebatıyla, kayınpederinin, eşinin ve oğlunun nöbetini tuttuğu kutsal davanın bir hanım neferi olarak, adap ve hikmet timsali bir anne... Kürsü'de onun da nefesi esiyordu...
Ve yol arkadaşı Sevgi Hanım. İstanbul Üniversite'sinden ABD'de deki üniversitelere uzanan akademik çalışkanlığı ile 28 Şubat darbesiyle örselenmiş akademisyen kimliği ile verdiği asil mücadeleyi hiçbir zaman pazarlık konusu yapmamış, hüznünü de muvaffakıyetini de olgunlukla yaşamış, ailesine gerçekten değer ve zaman veren, Numan Bey'in adeta ruh ikizi, mutekit, ehli ilim, ehli edep bir hocamız...
Hiç kimse gittiği yere tek başına gitmiyor. En yalnız olduğumuz zamanlarda bile bizi biz eyleyen güçlü hatıralar ve izi silinmeyecek sesler asılı ruhumuza...
Cumhuriyetin 2.yüzyılında ilk TBMM Başkanı olan Prof. Numan Kurtulmuş hocamıza yolunuz açık olsun, milletin hizmetinde her daim muvaffak olunuz inşallah diyoruz...