Malum olduğu gibi, "büyük" devletlerin üç-beş yıllık "hedefi" olmaz!
Kendi tarihimizi iyi okutturmuş olamamak sebeptir ki, kendine "güveni" olmayan "siyasetçilere" "tanıklık" etmiş olduk zamanında...
Oysa tarihte kurduğumuz devletlerin "gaye" ve "hedefleri", zengin sayfalardan oluşmaktadır...
Cumhuriyet kurabilme, zamanın taleplerine göre evrilme, güncellenme aklı da; Türk milletinin ve devletinin derin "aklı" ile "izah" edilmelidir.
Siyasi tarihimizin kulisleri, Batıya "özenen" ve "icazet" alınma konusunda sıraya giren kişilerin hayat "hikayeleriyle" de zengin. Bağımsızlık yoluna "canını" feda edebilen "şahsiyetler" ise, içinde bulunduğumuz çağda daha "derin" anlaşılıyor.
"Mefkuresi" olan, "Kızılelma" fikrine inanan, "Cihan-şümul" düşüncesine sahip çıkan; ne "yiğitler" geldi-geçti tarihimizden...
Sonradan kitaplaşan, edebiyat şiirlerine konu edilen, halkın kendi arasında saygı ile bahsedip ismini saygı ile unutulmamasını sağladığı, ne abide şahsiyetlerimiz oldu; yine bu güzel tarihimizde...
Her taş duvarın tamamının örtülmesine sebep oldu hiç kuşkusuz. Gelinen nokta ise, onur duyulacak, göz dolduracak noktadır. Büyük tarihi aradan sonra, "Çılgın Türkler" 100 yıllık projeksiyon ile, gelecek kuşağa seslenme yoluna adım attı.
Türkiye yüzyılı perspektifi ile, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın, projeksiyon sunumu; hem "umut", hem de gelecek "hedef" kavramının içini doldurmaktadır.
İnşallah, Türkiye yüzyılı başlıyor!
Adalet, gençlik, aile, teknoloji, şefkat gibi ana başlıklarla, çerçevesini sadece kendisi için değil; Türkiye'ye gönül ve kader bağı kuran herkes için, derin anlam ve umut vadediyor.
Başkan Erdoğan ise gelecek nesillere ve gelecek devlet ve siyaset insanlarına, muhteşem bir çığır açıyor. Gelecek için açılan çığırdan geçmek daha kolay olsun diye ise, Türkiye'nin "muasır" medeniyetler seviyesine ulaşması için, dünyanın 10. en iyi ekonomisi olması ve adalet anlayışı ile; hem kendine hem de dünyaya hedeflerini göstermiş oldu.
Ekonomiden-eğitime, kültürden-değerlere, adaletten-gençliğe kadar uzanan yüzyıllık perspektifimizin dayandığı ilke ve dayanakların hepsi ise, yeni bir Kızılelma ülküsü olarak karşımızda.
Türkler Kızılelma'sız hiç yol belirlemedi. Gerçi uzun yıllar Kızılelma'nın söz birleşmesi olduğu, mitolojik kelimeler olduğu anlaşıldı çoğunluk tarafından. Gel gör ki, Başkan Erdoğan ile birlikte çoğu kişiye mitolojik kelime olarak sunulan bu derin hikayesi olan kelimeler, şimdi devletimizin tüm hedeflerinin manevi simgesi haline gelmiş oldu.
Yeni Kızılelma'mız, yüzyıllık projeksiyon olan güçlü, adil ve değerlerinden asla taviz vermeyen Türkiye'dir.
İlelebet var olsun...