Basınımızın bir bölümü günlerdir tempo tutuyor; BATAKLIĞA sürükleniyoruz... Piyasalar da sanki bu söylemle dalga geçiyorlar ve İMKB tarihi zirvesi olan 70,000-72,000 bandına yaklaşırken, faiz düşmeye devam ediyor...
Sevgili dostlar, bir ülkedeki “iyi veya kötü gidişi” herkesten önce PİYASA algılar ve fiyatlamaya başlar. Piyasa, birçok “dinamik etkenin” bileşenidir ve fiyatlamalar “olaylardan” önce gelir... Bu gerçeği bilen ve aynı zamanda basınımızın da bir parçası olan biri olarak; “tutulan batıyoruz” temposuna mı yoksa durmadan Türkiye’ye para akışının arttığı piyasaya mı inanacağım, sizlere soruyorum!
Bundan birkaç hafta önce daha doğrusu Türkiye Dünya ile ayrışıp son olumlu dalga gelmeden şu satırları yazmıştım; “...Amerika’dan bir dostum mesaj atmış. Kendisi çok iyi bir finansal analist. Aynen şöyle diyor; eldeki verilere bakarak denklem yazınca Türkiye ile ilgili sorun yaşıyorum, inanılmaz bir akış-hareketlenme var ve bana göre matematiksel bir izahı henüz yok! Olaya sadece veri mantığı içinde bakanlar anlayamadılar ve asla anlayamayacaklar Türkiye’deki gelişimi ve alt dinamiklerini! Amerikalı dostumun ve içeride bazılarının da ıskaladığı bu detay; denklemin gizli bileşenleri var; yaşananı anlaşılabilir-anlamlandırılabilir kılan-kılacak olan! Daha açık yazayım; 2+2 eder 4 mantığı içinde Türkiye gerçeğini 2001 sonrası anlamaya çalışanlar başarılı olamadılar ve kafa değişmedikçe olamayacaklar... Çok açık yazayım; dünya üzerinde 1945 sonrasında kurulan sistem ana parçaları ile birlikte değişiyor ve en önemlisi ana merkezler yer değiştiriyor. Londra düşerken yerini İstanbul alıyor ve gerekli adımlar atılabilirse yeni sistem içinde New York-İstanbul-Şangay-Hong-Kong-Tokyo çizgisi çiziliyor. Bu yapı içinde en güçlü olmaya aday merkez İstanbul. Nedeni de oldukça net; 2001 sonrasında oluşan tehdit algılaması ile New York-Londra hattından kaçmaya başlayan paranın adresi artık İstanbul...”
Sevgili dostlar, savaş tamtamlarının çalındığı, “battık-batacağız” şarkılarının söylendiği dönemde, bu satırları yazmış ve “piyasalara akışın hızlanarak devam edeceğini” paylaşmıştım. Son bir hafta içinde “indirilen uçağa, karşılıklı atışlara” rağmen, süreç hızlandı ve Dünya Piyasaları BÜZÜŞÜRKEN, Türkiye GENLEŞTİ...
Sonuç: Türkiye ve özellikle İstanbul, YENİ FİNANSAL SİSTEM’in kalbi olma yolunda hızla ilerliyor. Konjonktür, tarihin sarkacı ve en önemlisi dünya genelinde artık bulunmayan “GÜÇLÜ LİDERLİK” dünya düzenini buraya doğru eğiyor. Tarihi bir fırsatın eşiğindeyiz, gerekli adımları atabilirsek ekonomik olarak genleşmenin sınırlarını zorlayacağız, hem de bugün bile düşünemediğimiz sınırları...
ÖNEMLİ NOT: www.yirmidorthaber.com.tr veya yirmidorthaber.com adresinde yeni haber portalımız yayına başladı. Ekonomi ile ilgili benim ve Hasan Kurtulmuş’un dakikalık yorumlarımıza ve programlarda kullandığımız bütün analiz ve grafiklere bu adresten ulaşabilirsiniz...
Siyasi gücü, ‘ekonomik genleşmeye’ dönüştürme acil eylem planı
-Elektrik başta olmak üzere bölgedeki fiyatlamaları kontrol edeceğimiz “yeni borsalar” kurulmalı. Bir örnek de; fındık! Türkiye’nin fındıkları Almanya’da borsada fiyatlanıyor!
-Katılım Bankacılığında “dünya liderliğine” oynamalıyız! Gerekli hukuki düzenlemeleri yaparsak-yapabilirsek, birilerinin “alternatif bankacılık” diyerek küçültmeye çalıştığı “katılım bankacılığının” merkezi İstanbul olacak ve “katılım bankalarının” büyüklükleri ve piyasa değerleri diğer bankalar ile yarışır hale gelecek. Bu noktada “BDDK içinde başka bir yapılanma” dahil bütün düzenlemeleri yapmamız gerekli.
-Türkiye, Orta Doğu-Orta Asya ülkeleri başta olmak üzere para transferlerinde LONDRA’nın devre dışı bırakıldığı “yeni sistemi” geliştirmeli. Geliştirmek zorunda. İngiliz’e komisyon vermeden işimizi yapar, TL üzerinden ticaretimizi yürütür konuma gelmeliyiz.
-Avrasya Menkul Değerler Borsası kurulmalı ve “periferimizdeki” bütün ülke şirketleri Türkiye’de işlem görecek şekilde bu yapının hukuki alt yapısı oluşturulmalı.
-“Faizsiz Enstrümanların” geliştirilmesi ve vergilendirilmesi ile ilgili yeni düzenlemeler acilen çıkarılmalı.
-İstanbul Altın Borsası, Londra Metal Borsası’na “alternatif hale” getirilmeli.
-Kamu değerleri, savunma sanayi şirketleri, kamu bankaları, TPAO, BOTAŞ ve “potansiyeli olan” birçok şirketin % 49’u Türk Halkı’na arz edilmeli.
Sevgili dostlar, tarihin sarkacı TÜRKİYE’NİN ÜZERİNDE! Bunu değerlendirmeli ve evlatlarımıza bırakacağımız “Dünya Devleti Türkiye’nin” temellerini atmalı, sağlamlaştırmalı ve gerekeni yapmalıyız. Tarihin bize verdiği bu görevi ıskalamayalım... Yaşasın tam bağımsız, güçlü, cihamşümul, emperyal TÜRKİYE!