Türk turizmcisi, birbirine köstek olmak değil destek olmak, birbirinin önünü kesmek değil beraberce yürümek, ayrışmak değil birleşmek için gayret ve özen göstermelidir. Türkiye de seyahat acentelerimiz milli olmalıdır. Turizm de faaliyet gösteren şirketler kendi istikballerinden ziyade sektörün bütün bileşenlerini kucaklayacak şekilde milli bir yaklaşım içerisinde stratejilerini, prensiplerini, yol haritalarını belirlemelidirler. Milli şuur içerisinde hareket edilmedikçe ülkemizin turizmde marka değeri düşme tehlikesiyle karşı karşıya kalarak sektördeki haksız, ilkesiz rekabet çirkinleşecek ve kaybeden yine bizler olacağız.
Desk altı fiyatlandırmalar, sektörün dejenere olup herkesin kaybetmesine sebep oluyor. Turizm yatırımcısından yöneticisine, çalışanına, esnafına varana kadar ve sonuçta milli ekonomimize madden ve manen zararlar veriyor.
Turizm sorunsalı haline dönüşen bir gerçeğimiz var. O da 'tek yetkili otel anlaşmaları.' Otellerde tek yetkili acentecilik ile ilgili turizme hukuksal bakış açısı olarak görüşlerine başvurduğum MÜSİAD Uluslararası Hukuk Kurucu Koordinatörü Av. Yiğit Yıldız’ın konuyu değerlendirmesi şu şekilde;
“Bazı firmalar, özellikle Ege-Akdeniz bölgesindekiotel yetkilileri ile yaptıkları sözleşmelerle, sadece kendi firması ile aracılık yapılarak müşterilerle otel sözleşmesi yapılmasını zorlama yoluna gitmişlerdir. Bu durum özellikle küçük ve orta ölçekli turizm işletmelerinin yapısal ve fonksiyonel zorluklarına bağlı olarak müşterilerle bağlantı kurmak ve ortak pazarlama faaliyeti yapma haklarına aykırılık oluşturmakla birlikte haksız rekabete de sebebiyet vermektedir. Bu nedenle otel odalarının stokları dolmamış ve ülkemizin önemli gelirlerinden olan turizm gelirlerinde de ciddi miktarda azalma olmuştur.
'Tek yetkili've 'Münhasır' sözleşmeler, hukukun genel ilkelerinden olan kişilerin sözleşme yapma özgürlüğüne ve objektif dürüstlük kuralına aykırı olduğu gibi aynı zamanda Türk Ticaret Kanunu’nun haksız rekabete ilişkin hükümlerine, Turizm Bakanlığı’nın yayımladığı Seyahat Acentaları Yönetmeliği'ne ve mesleğin etik ve ilkelerine de aykırıdır. Rekabet hukukunun ana ilkeleriyle çeliştiği gibi ülkemiz de bundan zarar görür, üstelik bu sözleşmeler küçük müteşebbislere de zarar verir. Tüm bu nedenlerle, küçük müteşebbisler örgütlenerek Rekabet Kurulu'na, Türk Ticaret Kanunu ve Rekabetin Korunması Hakkında Kanunun ilgili maddeleri gereğince rekabet haklarının ihlal edilip edilmediğine dair başvuru haklarını kullanabilirler. Çözüm olarak da bu tür acentecilik yapan firmalara caydırıcı yaptırımlar uygulanmalı, turistin yasal hakları düzenlenmeli, turist turizm konusunda medya ve yazılı materyaller yoluyla bilinçlendirilmelidir”
Sonuç olarak; özellikle son 10 yılda büyük ilerlemeler kaydeden Türk turizmi, devletimizin desteği ile 21. yy yaşayan efsanevi Lideri Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın önderliğinde milli irademizin sarsılmaz gücüyle emin adımlarla yoluna devam edecektir.