Başbakanımız Sayın Erdoğan 2071’de devletimizin “Bininci Kuruluş Yıldönümü”nü parlak bir şekilde kutlayacağımızı açıkladı.
Bilindiği üzere 26 Ağustos 1071 târihinde Malazgird Meydan Muhârebesini kazanmışdık.
Malazgird gerçekden de Türk Târihi’nin parlak zaferlerinden biridir ve 100. Yıldönümü ne kadar parlak kutlansa yeridir ama “Türkiye’nin kuruluş târihi” değildir!
Anadolu kapılarını açdığımız târihdir!
O bakımdan Sayın Başbakanı, affına mağrûren, düzeltmek zorundayım:
Devletimiz Türkiye’nin Kuruluş Târihi 23 Mayıs 1040’dır!
Bundan 973 yıl önce o gün Dendânekan Meydan Muhârebesi ile Türkiye kurulmuşdur!
Selçuklular bu muhâreneyi Gazneli İmğaratorluğu’na yâni “Doğu Türk Devleti”ne karşı kazanmışlardır.
Dendânekan bugünki kuzeydoğu İran’da, Horasan’da kalan bir yerdir.
Tâlihin garib bir tecellîsi olarak Türkiye yeryüzünde, ilk kurulduğu yere sâhib bulunmayan yegâne devletdir.
Bu devletin ilk adı “Anadolu Selçuklu Devleti”dir!
Bundan 31 sene sonra 26 Ağustos 1071 günü Bizans İmparatorluğu’na karşı zafer kazanarak Anadolu’ya adım atmayı başaran Ordu işte bu devletin ordusudur.
Kaldı ki bu da kesin bir zafer değildir, çünki Bizans o yenilgiden sonra pes etmemiş ve 1072, 1073 ve 1074 yıllarında Selçuklulara karşı ard arda üç meydan muhârebesi daha vermiş ve ancak bu dördüncü yenilgiden sonra barış istemek zorunda kalmışdır.
Doğu Roma o sıralar hâlâ Batı Dünyâsı’nın en güçlü devleti idi.
Demem o demek ki atalarımızın başardığı işi, efendim ancak dört seferde becerebilmişler filan diye aman küçümsemeyelim, çok ayıb olur...
Ben bunu defâlarca yazdım.
En son 26 Mart 1988’de “Barbarların Târihi Yokdur” başlığı altında yazmışım.
Ama ben bir yana, bu husûsa ilk dikkati çeken Babam Atsız olmuşdur.
Onun 1940 Yılı’nda yayınlanmış “900. Yıldönümü” adlı bir kitabı bile vardır. Fakat mâlûm, “Derdini dinletemez nâfile bülbül inler. - Varak-ı mihr ü vefâyı kim okur kim dinler?”
(Ufak bir bilgi yarışması: Burada, veznini bozmamak kaydıyla birinci mısraı biraz değiştirdim. Doğrusu acabâ nedir? Şâiri kimdir? Bilene on kuruş! Hodri meydan!)
Lafa limon sıkmayarak asıl mevzuumuza dönelim, zîrâ Sayın Başbakana’a yazıyoruz. Onca işi arasında fazla vaktini almayalım:
Evet, devletimiz 1040 Yılı’nda kurulduysa o zaman ilk Devlet Başkanı da tabii ki Alparslan Gazî değildir. O ikinci Devlet Başkanımız!
Peki, ya ilki kimdi?
Tabii ki Ertuğrul Gâzî (1198-1282)!
Zâten 1071’de kurulan devlet hiç 1070’de Kudüs’ü fethedebilir mi?
Üstelik 1055’de Abbâsî Devleti’nin “resmî hâmîsi” sıfatını alabilir mi?
Elbet alamaz!
Onun için lütfen Sayın Erdoğan’a böyle yalan yanlış bilgiler vererek beni üzmesinler!
Artık her kimlerse...
Onlar kendilerini bilirler!
Bağlayacak olursak:
1071’i kutlayalım ama lütfen 1040’ı da ıskalamayalım!
O daha da önemli çünki!