Türkiye ne zaman kendine verilen emirleri yerine getirse, biçilen rolleri, eline tutuşturulan senaryoya uygun biçimde oynasa, sürünerek de olsa yaşamını sürdürür. Ne zaman ayağa kalksa, senaryoyu çöpe atıp, salt kendini ve yurttaşlarını düşünse başına olmadık işler gelir. Bu ülkeyi kendi mülkü, sömürgesi sananlar buna hayır diyeni diz çöktürmek için her yola başvurur! Uluslararası anlaşmalardan doğan haklarını kullansa bile karşısına dikilir hatta ambago bile uygular!! Suikastler düzenlenir... Başarılı olmayınca da kolayı var; bizim çocuklar devreye girer o saat ve darbe çıkar gelir kulisten!! Türkiye’yi sadece Türk milletinin yöneteceği ve de bunu salt ulusun çıkarları doğrultusunda yapacağı yolunda ödün vermeyen, bunu sık sık dile getiren
ler zaman içinde birer ikişer öldürüldü bu ülkede. Hala da deneyenler var; son örnek Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’a yönelik Marmaris suikast girişimi ve darbe kaltabanlığıdır.
Sürünerek yaşamaktansa dimdik ayakta durmayı tercih eden siyasilerin içindeyse en önemlilerinden biri BBP Genel Başkanı Muhsin Yazıcıoğlu’ydu...
Tarihler 25 Mart 2009’u gösterdiğinde siyasi parti temsilcileri dört gün sonra yapılacak yerel seçimler için ülkenin çeşitli bölgelerine dağılmıştı. Bunlardan biri de BBP önderi Muhsin Yazıcıoğlu’ydu. O gün BBP’nin Yozgat ve Kahramanmaraş’ta açık hava toplantıları vardı. Önce Kahramanmaraş toplantısı yapıldı ardından da Yozgat’a gidilecekti. Partililer, başkanları Yozgat’a rahat gitsin diye aralarında para toplayarak bir helikopter kiralamışlardı. Helikopter önce Cağlayancerit’e indi. Başkan konuşmasını yaptı orada toplanan kalabalığa, sonra da yanında İl Başkanı Erhan Üstündağ, Sivas İl Başkan Yardımcısı Yüksel Yarıcı, Belediye Meclis Üyesi Murat Çetinkaya ve İHA Muhabiri İsmail Güneş’le birlikte tekrar yola çıktı. Helikopter havada bir tur attıktan sonra,
kar yağışı yüzünden bembeyaz olmuş gökyüzünde kayboldu. Saat öğleden sonra üç buçuk sularında bütün televizyonlar yayınlarını keserek BBP Genel Başkanı Muhsin Yazıcıoğlu’nun içinde bulunduğu helikopterin Kahramanmaraş civarında düştüğünü bildirdi! Haberin ardından Başbakan Tayip Erdoğan konuşmasını yarım kesti; gözleri dolu dolu, toplanan halka veda edip başkente doğru yola çıktı. MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli ve CHP Genel Başkanı Deniz Baykal da seçim çalışmalarını yarıda bırakarak Ankara’ya döndüler. Başta bütün Türkiye, Malezya’ya kadar uzanan İslam dünyası Yazıcıoğlu’ndan haber bekliyordu endişe içinde. İlk haber valilikten geldi; Yazıcıoğlu ve yanındakiler yaralı olarak kurtulmuştu.
Ancak bir iki saat içinde bu haberin doğru olmadığı anlaşıldı. Derken helikopterdeki İHA muhabiri İsmail Güneş’ten ses geldi. Telefonla ulaştığı kişilere kendisinden başka kurtulanın olmadığını söylüyor yerinin saptanarak bir an önce yardım gönderilmesini istiyordu.
Aradan saatler geçti.. Günler geçti.. Teknolojinin onca imkanından yararlanmayı beceremeyenler bir türlü helikoptere ulaşamadı. TAM DÖRT GÜN SONRA, Keş Dağları’nın eteklerine düşen helikoptere çevredeki köylülerin yardımıyla ulaşıldı! Her türlü imkanın seferber edildiği bir ortamda, nasıl olmuştu da helikopteri bulmak dört koca gün sürmüştü?
BBP Genel Başkanı sıradan bir siyasi parti önderi değildi. Yaşam karşısında duruşu, ülke sorunlarına yaklaşımı, alışılmadık söylemleriyle sıradan olmadığı kesindi. Her konuyu araştırır, inceler mutlaka fikrini açık açık söylerdi. Sevmeyeni az seveniyse çoktu. Muhsin Başkan’ın ilgilendiği konular, ölümünün bir kaza değil suikast olduğu kuşkusunu uyandırıyor. Bu konulardan biri Çeçen sorunuydu. İstanbul’da sıkça işlenen “karanlık ve karışık” Çeçen cinayetlerinin perde arkasını araştırıyor; Çeçenlerin insan haklarıyla da yakından ilgileniyordu. Diğer bir konuysa Aktütün baskınıydı. Tam 17 askerimizin katledilmesinde PKK’nın yanlız çalışmadığı kanısındaydı Yazıcıoğlu. Silah kaçakçılığı ve Güneydoğu’da bir görünüp bir kaybolan sarışın mavi gözlü turistleri de araştırıyordu. Aktütün Baskını’nın ardında sorulması gereken ciddi sorular olduğunu yakınlarına söylemişti, “cevapların çoğuna da ulaşmıştı!” Silah kaçakçılığı konusunda çok ciddi belgeler elde ettiğini yakın çalışma arkadaşları biliyordu; “Beklediği birkaç belge vardı. Onlar da gelince Başbakan Tayyip Erdoğan’la hemen görüşecekti, Aktütün’ü de, silah kaçakçılığını da sarışın mavi gözlü, Güneydoğu’ya merak sarmış turistleri de...”
Yarın cevabı aranan çok önemli sorulara dikkat çekelim.