Hendeklerin arkasına sızıyorsun, Kandil’den emir üstüne emir alıyorsun, Kobani’de senin gibi olmayanları sürüyor, kovuyor, uluslararası raporlara göre insanlığa karşı suç işliyorsun, Türkiye’nin karşısında olan her devletin her hükümetin kuyruğuna takılıyor, bir anlamda Esed’i, Putin’i sırf Erdoğan nefretini canlı tutmak için göklere çıkarıyorsun, sonra da kalkmış “Rusya ziyaretimiz Türkiye’ye karşı algılanmamalı” diyorsun. Sen herkesi kör alemi sersem mi sanıyorsun?
Selahattin Demirtaş’ın Rusya ziyaretinden bahsediyorum. Rus Dışişleri Bakanı tarafından kucaklanarak karşılanan Selahattin Demirtaş, ziyaret sonrası yaptığı açıklamada “Rusya’yı ziyaretimiz Türkiye karşıtlığı olarak algılanmamalı” demiş.
Şaka gibi.
Ülkeyi kana çevirmek için Doğu’da “belirli” mahalleleri kurtarılmış bölge yapmaya yeltenen siz,
Hendeklerinin arkasına gizlenip, çoluk çocuğu siper yapıp askeri polisi şehit eden siz,
Operasyonları engellemek amacıyla vekillerini bölgeye gönderen siz,
Bu teröristlerin kafasını ezmek için saklandıkları inlere giren emniyet güçlerini eleştiren siz,
Üstelik “hendeklerde hafif silahlar var. Tankla topla karşılık vermeyin” naifliğinde! bulunan yine sizsiniz.
Teröristleriniz ölmesin diye Amerika, Avrupa dolanıp istediğinizi alamadıktan sonra Rusya’ya yanaşıp, temsil ettiğiniz bir kısım Kürt vatandaşı Rusya’ya satan da siz olduktan sonra nasıl “Türkiye karşıtlığı olarak algılanmamalı” diyorsunuz inanın anlayamadık. Ya da şöyle sormak lazım. Bırakın Türkiye karşıtlığını “Türkiye düşmanı olmak için daha ne yapmak lazım?”
Madem algılardan bahsediyorsunuz. Karşıtlık olarak algılanmamalı diyorsunuz. Sizin sazlı sözlü algı yönetiminizi yapan Ahmet Hakan’ı bile çıldırtmışsınız. Hadi bizim yazdığımızı söylediğimizi düşmanca algılıyorsunuz, algınızı yöneten Ahmet Hakan bile çizmiş sizi. Bazı sorular sormuş köşesinden. Ona ne cevap vereceksiniz merakla bekliyorum.
Mesela “Meşru ve demokratik siyasetin öznesi olması gereken HDP dağdakilerin içinde erimeye karar verdi. Türkiye partisi olmasını beklerken, dağların partisi oldu. Hendeklerinizi de alın gidin demesi gerekirken, hendek bekçisi oldu” demiş Ahmet Hakan sizin için.
Algınızı yöneten Ahmet Hakan ve Doğan Medyası, bizim aylardır söylediğimiz noktaya geldiyse, bozuk para gibi harcandığınızın göstergesidir bu. Yoksa Amerika ve Avrupa’da yüz bulamayıp rotayı Rusya’ya çevirmenizin gerekçesi bu olabilir mi?
Terörist cenazesi
“Türkiye karşıtı değilim” diyen Selahattin Demirtaş’ın eş yönetici arkadaşı Figen Yüksekdağ da eminim Türkiye karşıtı değildir. Bakmayın siz terörist cenazesine gidip propaganda yaptığına. Bakmayın siz beraber hareket ettiği terör gruplarına destek vermesine. Ki o terör grubunun öldürülen elemanı Star medya grubuna bomba koyan teröristlerden biriydi. Tüm bunları yapıp elbette Türkiye karşıtı olmuyorsunuz. Olsanız olsanız Türkiye düşmanı olabilirsiniz. Ki öylesiniz.
Darbe sever Ahmet
Doğan grubunda değişim rüzgarı esmeye başladı. Mehmet Ali Yalçındağ bir dönemin merkez, bugünlerin ise marjinal medyası olan Doğan Medya’nın içeriklerinin tamamının sorumluluğuna getirildi. Hürriyet’in CNN Türk’ün Radikal’in Doğan Haber Ajansı’nın ve diğer medyalarının yayınladığı her şeyden sorumlu olacak Yalçındağ. Bir çok konuda terör örgütü basın bürosu gibi çalışan Doğan Medyası bu değişimle umarım “yerli ve milli” hale gelir. Ama bu değişim gerçekleşmeden eteklerindeki tüm taşı dökmeye karar veren Ahmet Hakan son hamleyle FETÖ severliğini bir kez daha sergilemiş. 17/25 Aralık darbe girişiminin darbe olmadığını anlatmak için bin dereden su getirmiş. “Darbeyi sadece elinde tank top silah olan yapar, Fethullah bakan, başbakan düşürmeye çalışmış sadece, n’olur darbe demeyin” diyor.
Karşı eleştiri getirilebilecek birçok argüman var ama esas soru şu herhalde:
Haklarında dava açılan, hapse girmemek için biraderlerini satıp yurtdışına kaçan, lideri kırmızı bültenle aranan, terör örgütü olarak adlandırılan bir yapılanmayı, kanının son damlasına kadar savunmanı gerektirecek nasıl bir zorunluluğun var Ahmet Hakan?