İsrail, Savunma ve İçişleri Bakanları açıkça Suriye'deki dini ve etnik topluluklar üzerinde himayeden bahsettiler. Suriye'deki Dürziler ve Kürtlerle ilgili hak iddialarında bulundular. Peş peşe yaptıkları açıklamalarla doğrudan Suriye'nin iç işlerine karışıyorlar. İsrail, sadece bununla da yetinmedi. Siyonist devlet, yeni rejimi de cihadist olmakla suçladı. Onları terör örgütü olarak gösterdi. Devletin meşruiyetini sorguluyor. Sonuçta Suriye'ye müdahale etmenin kendince argümanlarını üretiyor.
Dürziler ve Kürtler İsrail'in nesi olur?
Her iki halk da Yahudi değil. Dürziler, Arap kökenli bir halk. Kürtler, Müslümanken Dürziler de daha karma inançlara sahip. Dürzi nüfusunun en büyük kısmı da Suriye'de yaşıyor. 650 bini Suriye'de, 200 bini Lübnan'da, 150 bini de İsrail'de. Bu etnik ve dini grupların İsrail ile hiçbir dini, tarihi ve sosyolojik bağı yok. Ancak İsrail, onların hamiliğine soyunuyor. Asıl konu başka. İsrail, Suriye'yi işgal etmek için bahane arıyor. Kürtleri ve Dürzileri koruma ve rejimin meşruiyetini sorgulama ile bunu yapıyor.
Dürzi lider Velid Canbolat, İsrail'e karşı tepkisini apaçık bir şekilde ortaya koydu. Suriye'deki Kürt liderler ne diyor? Kürtleri İsrail taşeronluğuna taşımak, Kürtlere yapılacak en büyük tarihsel ihanettir. İslam topraklarında Siyonizm'le işbirliğine giren her halk, eli kanlı bir kadere mahkumdur. Müslümanların dünyasında yeri yoktur.
Türkiye, İsrail'e dur diyor!
Cumhurbaşkanı Erdoğan, İsrail'in Suriye üzerindeki bu çabalarına karşı şunları söyleyerek net bir tutum ortaya koydu: "Suriye'deki etnik ve dini aidiyetleri kışkırtarak bu ülkenin istikrarsızlığından medet umanlar, hedeflerine ulaşamayacaklarını bilmelidir." Erdoğan, Suriye'ye her zaman destek vereceklerini açıklıyor.
Türkiye'nin başlattığı terörsüz Türkiye süreci de İsrail'in bölgedeki teşebbüsleriyle yakından ilgili. Cepheyi genişleten İsrail, Erdoğan'ın dediği gibi bütün etnik ve dini farklılıklarla oynamanın peşinde. Öncelikle de Kürtlerle... Buna karşı Türkiye yeni bir açılımla cevap veriyor. İç tartışmasını tamamen sonlandırmak istiyor. Daha güçlü ve daha etkili bir yapıya ulaşma çabasında. Terörsüz Türkiye projesi budur. Aynı zamanda İsrail'e de cevap veriyor. Bu nedenle bu sürece karşı en fazla rahatsızlık duyan İsrail. Siyonizm'in kullanacağı enstrüman elinden alınıyor.
İsrail'in Suriye'ye doğru genişleme pratiğine karşı en net tepkiyi Türkiye veriyor. Çünkü Türkiye, Yeni Suriye ile İsrail'e komşu oldu. İsrail gelmeden Türkiye gitti! Oyunları bozuldu. İsrail'i şoke eden, kudurtan ve sinir krizine sokan da bu. İkide bir Kürtlerin haklarından bahsetmesi ve onların sahibiymiş gibi açıklamalar yapma densizliği de bundan kaynaklanıyor. Aciz kalan İsrail, soluğu ABD'de alıyor. Ona el pençe duruyor. "Türklere karşı bizi koruyun" dilenciliğinde bulunuyor.
Türkiye, Suriye'dir; Suriye'de Türkiye. Devlet Başkanı Şara'nın "Erdoğan'ın sözü üzerine söz söylemeyiz" ifadesi de bunu anlatıyor. Bu nedenle Suriye'de yeni düzenin kurulması, meşruiyeti, Suriye'nin bütünlüğü ve varlığı doğrudan Türkiye'yi ilgilendiriyor. Suriye'nin güvenliği, Türkiye'nin güvenliğidir. İsrail'in bu güvenliği bozmaya yönelen her hamlesi Türkiye'yi yakından, bire bir sorumluluk sahibi yapar.
İslam toplumlarının etnik ve dini yapısı İsrail'i hiç ilgilendirmez. Bu sosyolojik yapıların İsrail ile sosyolojik, dini, tarihi ve ırki hiçbir ortalığı yoktur. Müslümanların kendi iç meselesidir. Bunların sahibi yine Müslümanlardır. Şimdi Müslüman toplumların bünyesi ile oynamaya kalkan İsrail'e karşı en yüksek sesle Türkiye dur diyor. Çünkü Suriye'nin toprak ve siyasi birliği, önce Suriye'yi ve sonra da Türkiye'yi ilgilendirir. İsrail'in bu konudaki hamlelerine karşı Türkiye gerekli adımları atmaya devam edecektir.