Daha açık yazayım; Türkiye için YENİ DÜZEN içinde “BATI” kavramı sadece Amerika AVRUPA değil!
Son 10 yıldır savunduğum “yeni dünya düzeni ve üç güç odağı” tezimin çok önemli bir detayı var; Türkiye-Avrasya-Ortadoğu çizgisinin en önemli desteği bu üç merkezden biri olacak olan Amerika... Daha açık yazayım; Türkiye-Rusya-Amerika ve Türkiye-Ortadoğu-Amerika üçgenleri genleşme stratejilerimizde temel alacağımız yapılar... Bunun da anlamı çok açık; ne tam olarak Avrasya çizgisinde eriyip “stratejik ortağı” kaybetmek, ne de Amerika ile “4 Temmuz ilişkisine” dönüp ileri bakıp sorgulama yeteneğimizi yitirmek. Hedef “DENGE” konumunda kalarak bağımsız bir şekilde ilerleyebilmek...
Sevgili dostlar, Türkiye zaman zaman “çıkış ve ataklar” yapınca, içeriden yürütülen DENGE politikasını anlayamayanlar ortalığa dökülüyor; vay Türkiye Batı’dan Doğu’ya mı kayıyor? Anlayamadıkları da burası; Türkiye kaymıyor, eksen çizerek yoluna devam ediyor ve BATI ile bağını da güçlendirip daha sağlıklı bir noktaya taşıyor. Bu noktada önemli detay ve soru; BATI neresi veya BATI dediğimizde nereyi işaret ediyoruz? Türkiye için BATI artık tek başına AMERİKA! Avrupa’ya ve üstümüze külfet olabilecek maddi-manevi uzantılarına ihtiyacımız yok. Bana göre YENİ DÜZEN içinde yer alacak “3 GÜÇ” arasında Avrupa zaten yok ve olmayacak...
Sonuç: Türkiye yıllarca “BATI’dan kopmayacağım” diye Avrupa ve uzantılarının yükünü, pisliğini, külfetini çekti. Kendini kullandırdı, aşağılandı, hor görüldü. Bugün artık buna ihtiyacımız yok ve en önemlisi YENİ DÜNYA DÜZENİ DENKLEMİ içindeki “BATI” değişkeninde Avrupa diye bir parça da yok ve olması da imkansız. BATI GÜÇ ODAĞI’nı bütün değerleri ile tek başına artık Amerika kıtası temsil ediyor ve bu temsil güçlenerek devam edecek...
Son söz: YENİ DÜNYA DENKLEMİ üç büyük ana bileşenden oluşacak; Amerika Kıtası, Türkiye-Rusya-Avrasya-Ortadoğu çizgisi ve Çin-Hindistan-İran bileşkesi... Bu yapı içinde Türkiye bütün bileşenlerle birlikte olma şansına sahip ve geçmişten getirdiği doku buna müsait. Türkiye için iki kritik detay var; Amerika ile ana ortaklığı kaybetmeyecek hatta daha da derinleştirecek ve Avrupa ile vakit kaybetmeyerek ilişkiyi bitirip önüne bakacak...
“Vize almayı kolaylaştırmayı” iş sayıp, pazarlayan kafa!
Bazıları özellikle “sivil toplum kuruluşlarının başkanları”, hâlâ “vizeleri kaldırtacağız-kolaylaştıracağız” diyorlar ve ben bunu duyunca isyan ediyorum! Kanunsuz uygulanan bir vizenin kaldırılması mı yoksa KOLAYLAŞTIRILMASI MI Türk vatandaşlarına büyük müjdeniz!
Sevgili dostlar, konunun detaylarını bilmeden ortaya atılan ve Türk halkına “hakkı olanı bağışlamak” gibi sunulan vize paketi hakkında 10 yıldır savunduğum ve son dönemde haklı olduğumun da kanıtlandığı net bir gerçek var; “Vize zaten UYGULANAMAZ! Türk vatandaşlarından kesinlikle talep edilemez!
Neden mi? Çok kısa ve özet olarak arz edeyim:
1- AB ülkeleri 1970’te imzalanan ve 1973’te yürürlük kazanan Katma Protokol gereği Türk vatandaşlarına vize uygulayamaz. Vize, 1980 sonrası konulan ve imzalanan protokol şartlarını imzacı ülke aleyhine değiştirdiği için kanunsuz olan bir uygulama. Türkiye, katma protokolleri imzalayarak sonradan eklenebilecek maddelere karşı kendini korumuş olmasına rağmen bu hak nedense bugüne kadar gündeme gelmedi... Konu hakkında atıp tutanlar Türk vatandaşlarının “katma protokollerle” kazandığı hakları bile doğru analiz edemiyorlar...
2- Gümrük Birliği kavramı gereği; AB ülkeleri, doğrudan ve dolaylı olarak GB kavramı içinde kalan Türk vatandaşlarına vize uygulayamaz. AB ülkelerinde çalışma ve yerleşme haklarına engel olamaz. “Bunun kanıtı ne” derseniz, AB Adalet Divanı’nın BİR “İLK”i OLAN 11.05.2000 tarihli kararı çok açık: “Türk vatandaşı olan işveren ve serbest meslek sahiplerinin Katma Protokol’’ün yürürlüğe girdiği 1973 tarihinden itibaren ‘haklarına kısıtlama getirilmesine’ imkân yoktur”...Tekrar ediyorum ve konuyu araştırma gereği bile duymadan “vize kalkacak-vizede kolaylık” gibi saçmalıkları pazarlayanlara duyuruyorum; AB ADALET DİVANI VİZE UYGULANAMAZ DİYOR!
3- Ankara Antlaşması Madde 13 ve Madde 14’e göre karşılıklı yerleşme serbestliği hakkını Türkiye de kazanmış oldu. Bu antlaşma gereği TÜRK vatandaşlarının AB sınırları içinde yerleşmesi kısıtlanamaz...
Sevgili dostlar, konu bu kadar açık ve HUKUK detayları bu kadar temiz ortaya koymuşken, hala “vizede kolaylık” gibi saçmalıklarla Türk vatandaşlarına hikaye anlatanlar, bu halkın kazandığı hakları gerektiği gibi savunmayarak, aslında bu halkın haklarının gasp edilmesine yol açıyorlar...
Sonuç: Hem Ankara Antlaşması, hem “1970- 73 Katma Protokolü” hem de “GB kavramı” gereği Türk vatandaşlarına asla vize uygulanamaz. Avrupa ülkelerinde “iş edinmeleri ve kurmaları” engellenemez... Lütfen herkes BU DETAYLARI anlasın ve zaten olan haklarımız özellikle sivil toplum kuruluşları tarafından “bak ne buldum” illüzyonu altında bizlere PAZARLANMASIN...