Soçi Zirvesi’nin yankıları devam ediyor.
Zirvede her ne kadar Erdoğan ve Putin’in mutabakatıyla 12 maddelik bir protokol imzalanmış olsa da dünya Erdoğan’ı takdir ve tebrik ediyor.
Zira bir insanlık faciasının eşiğinden dönülmüştür.
Bunu sağlayan da Erdoğan’dır.
***
Hatırlanacak olursa zirveden birkaç gün önce Rus uçakları terörle mücadele gerekçesiyle sivillerin de katledildiği hastanelerin tahrip edildiği saldırılar düzenlemişti.
Çünkü Rusya, Esed’e muhalif olan herkesi terörist kabul ediyor ve imha edilmesi gerektiğine inanıyor.
Türkiye ise radikal/terörist gruplarla ılımlı muhalefeti birbirinden ayırıyor. Esed’in meşruiyetini yitirdiğini ve 2011 den beri uluslararası mahfillerde meşruiyeti tescil edilen muhalefeti destekliyor.
***
Rusya’nın Suriye’de insani bir kaygı taşımadığı bugüne kadar takip ettiği politikadan biliniyor.
Kendi çıkarlarını Esed’in varlığına bağladığı için yüzbinlerin katili Esed’e kol kanat geriyor.
Mesela İsrail 10. Kanalı’nın bildirdiğine göre Putin ile Netanyahu İsrail’in Suriye’de hareket serbestliği için anlaşmışlar. Putin iki şart koşmuş. Biri, İsrail saldırılarında Rus askerlerinin zarar görmemesi, diğeri ise saldırıların Esed’i düşürecek şiddette olmaması.
Suriye halkı ölmüş göçmüş sakatlanmış umurlarında değil.
***
İşte bu Rusya, Esed güçleriyle birlikte İdlib’e kapsamlı bir saldırı düzenleyip meşru muhalefeti de tepelemek için gerekli bütün hazırlıkları yapmış, savaş fitilinin ateşlenmesine ramak kalmıştı.
Soçi Zirvesi bu kritik aşamada devreye girdi ve Türkiye sayesinde bir felaketi önlendi.
Sadece bir felaketi önlenmedi aslında Putin’i de içine düştüğü zor durumdan kurtardı.
***
İdlib’e yapılacak saldırıya Türkiye başından beri karşı çıkıyordu. Eş zamanlı olarak ABD ve AB de bu saldırıya razı olmuyordu. Hatta Akdeniz her ihtimale karşı büyük devletlerin savaş gemileriyle dolmuştu.
Putin ya Türkiye’yi ve dünyayı karşısına alacak ya da bu saldırıdan vazgeçecekti. Saldırıdan vazgeçmesi geri adım olarak değerlendirilecek ve Rusya’nın prestiji sarsılmış olacaktı.
Soçi’de Türkiye Rusya’ya bu açmazdan çıkma imkanı verdi ve varılan anlaşmayla hem dünya rahat bir nefes aldı hem de Rusya dünyayı karşısına alma riskinden kurtulmuş oldu.
***
Rusya bu anlaşmaya uyarsa -ki Astana anlaşmasını kalbura çevirdi- Suriye’de bundan sonraki aşama siyasi çözüm aşamasıdır.
Bu anlaşmayla Türkiye siyasi çözümde de masada kuvvetli bir şekilde oturma imkanı elde etmiştir.
Fırat kalkanı ve Zeytin dalı operasyonları bölgelerinin yanı sıra İdlib’de de Türkiye’nin nüfuzu tescillenmiş oldu.
Ayrıca Rusya terörist ilan ettiği ılımlı muhalefeti de kabul etmiş oldu.
İdlib’in terörist unsurlardan arındırılması, Halep Şam ve Halep Lazikiyye yollarının trafiğe açılmasında ve güvenliğinin temininde de Türkiye’nin aktif rol alması Türkiye’nin elini güçlendiren diplomatik bir başarıdır.
***
Anlaşmaya göre ağır silahlar silahsızlandırma bölgesinden 10 Ekim’e kadar, radikal gruplar da 15 Ekim’e kadar çıkarılmış olacaklar. Şam ve Lazikiye yolu yıl sonuna kadar açılmış olacak.
Eğer bu takvim sağlıklı bir şekilde işlerse 2019 yılı Türkiye için Münbiç ve Fırat’ın doğusunun teröristlerden arındırılması yılı olacaktır.
İnşallah..