AB üyelik sürecinde kararlıyız. Ulaştığımız kalkınma düzeyi karşısında Türkiye’nin AB’ye hâlâ ihtiyacı olup olmadığı bana zaman zaman soruluyor. Konu, Türkiye ile AB’nin birbirlerine ihtiyaç duymadan yollarına devam edip edemeyecekleri değildir. Tabii ki ederler. Konu, bölgede ve ötesinde birlikte neleri yapıp, neleri başaracaklarıdır.” Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Chicago konuşması.
“Türkiye müthiş bir ekonomik makine. Türkiye’nin AB’ye katılımı kazan-kazan senaryosudur. Hem onlara hem bize. Hatta şimdi bile kazan-kazan durumu var.” Süreyya Ciliv-Turkcell CEO’su. Marketwatch’a verdiği demeç.
“Türkiye’nin müthiş bir konumu var. Zengin Avrupa ve yükselen Ortadoğu’nun arasında. Nüfusu çok, ücretler rekabetçi. Türkiye bölgenin atölyesi oldu. Meksika ekonomisi ABD için ne olduysa, Türkiye de AB için odur.” Ravi Ramamurti, Boston Northeastern University-Marketwatch’a konuştu.
Marketwatch yorumu: Yunanistan’dan Euro’dan çıkacak olursa, yerine Türkiye alınmalıdır.
Son iki günde duyduklarımız ve okuduklarımız, Türkiye’nin önemli bir 10 yılı geçirdiğini ve yaşadığı değişimin dünyada barış, kalkınma ve demokrasi için kilit önem kazandığını gösteriyor. Hele kalkınma...
Türkiye ekonomisinin şu ortamda AB’ye ciddi seçenekler sunduğunu aklı erenler söylüyor. Türkiye siyaseten AB’den vazgeçmiyor. Türkiye işadamları-CEO’ları Türkiye’nin AB’ye neler sunduğunu görüyorlar. Dışarıdan bakan analistler de Türkiye’nin üretici gücünün yükseldiğini söylüyorlar. Türkiye’nin -AB’nin Meksika’sı olması- olumlu anlamda düşünülmüş. ABD üretimi Meksika’ya kaydırdı ve Meksika ekonomisi ABD için vazgeçilmez oldu... Türkiyenin AB’yi iyi bir pazar olarak gördüğünü biliyoruz. Yazının başlığı da Cumhurbaşkanı Gül’ün Chicago konuşmasından.
Katar ile Kore Türkiye’yi konuşuyor...
Kore yılda 100 milyar dolarlık petrol ithal ediyor. İran’a ambargo meselesi çıkınca ve ülkelerin İran’dan petrol almaları kısıtlanınca, Kore panikledi. Şimdi Kore, -enerji güvenliği- adı altında Ortadoğu’da enerji satıcıları ile uzun dönemli anlaşmak istiyor. Enerji aleminde böyle alıcısı-satıcısı belli işler pek makbuldür. 100 milyarlık ihtiyacı olan sağlam alıcı olunca, Katar ile Kore -Ortak proje yapalım, yatırım yapalım, bu akışı sağlayalım- diye konuşmuşlar ve de ortak komite kurmuşlar. Komite, ortak yatırım araştıracak. Ortak yatırım derken, üçüncü ülkelerde gaz ve petrol yatırımları yapalım- deniyor. O yatırım için arsa bakarken de Türkiye’yi görmüşler. Kore de Katar da, -üçüncü ülkede enerji projesi- deyince bir dizi ülke arasında Türkiye’yi de düşünüyorlar. Katar’ın Türkiye için birkaç proje düşündüğü biliniyor. Bu projelerde Kore’ye de ihracat yapacak biçimde yer ya da kapasite değişikliği mümkün.
Avrupa’da son durum
Euro Bölgesi, Yunanistan’ın çıkışına hazırlanıyor. Bunu olabildiğince sessiz yapmak zorundalar, çünkü duyulursa, panik başlar. Önlem alacağız derken, olayı tetiklemek de var... Öte yanda Almanya, çeşitli kanallardan, -Yunanistan Euro’dan çıkarsa üzülürüz ama arkasından yalvarmayız- mesajını veriyor. Diğer mesaj: Çıkarlarsa, sonrasında çalkantı olur, ama yatışır- şeklinde. Bu tavırda, Yunanistan’ın yeni kravatsız Başbakan adayı Çipras’ın önemli katkısı var. Çipras bol keseden vaatlerle AB-IMF ekonomik taahhüt anlaşmasını yırtıp atacağını söylüyor. AB’de herkesin hep bir ağızdan -Taahhütlerini yerine getir- demesi, ondan. Bu arada Çipras’ın -Biz çıkarsak batarsınız- şantajları, Almanya başta çoğu Euro ülkesini sinrlendirdi. Şantaja şimdilik gelmiyorlar, hatta muhataplarına -köprüye çıkıp bağırıp çağırma, çıkacaksan da fazla beklemeden çık, köprüden atla- diyorlar...
twitter.com/selimatalayny