Yazıya başlamadan bir tespit yapmakta yarar var; Türkiye 1946’dan itibaren ne zaman “kalkınma, bağımsızlaşma, kendi kararını kendi verme” yoluna girdi, her türlü oyun oynanarak ve son çare askeri darbe ile ülke yeniden formatlanarak aynı YERLEŞİK UNSURLAR’a teslim edildi... Bunu her Türk vatandaşı çok iyi bilmeli...
Sevgili dostlar, çok kısa yazacağım. Uzatıp özü kaçırmanın anlamı yok. Küresel istihbarat dinamiklerini çok iyi bilen bir isimle konuşuyorum. Şöyle diyor; “...sondan başlayarak başa doğru sorgulayalım. Yaşananlar sonrası zarar gören ekonomi, bozulan toplumsal barış ve yara alan sosyolojik dinamikler sokaktaki insanı hangi noktaya getirecek? Cevap çok zor değil; ne olursa olsun, huzur olsun! Görünen tablo nasıl algılanacak? Türkiye’de siyasetin sağ kısmında yer alanlar arasında kavga var ve Türkiye zarar görüyor? Ve en önemlisi 1958, 1979 ve 28 Şubat sürecinde olduğu gibi “üst bir otorite arayışı” bilinç ve bilinçaltına işlenecek? Asker tedirgin edilecek, eskisi gibi şahsi-kurumsal olarak tahrik edilip “kurtarıcı rolü” yüklenerek, sokağa çıkmaktan başka şansı kalmadığına inandırılacak... HEDEF MISIR gibi bir Türkiye...”!
Bu noktada bir not düşelim:
TSK’nın geçmişte yaptığı kurumsal hataları çok net gördüğünü ve özellikle Türk Subayının da “geçmişte bu ülkeyi kime nasıl katlettirdiklerinin” bilincinde olması bugün için büyük şans!
Sevgili dostlar, ana mesajı bulandırmaması için “neden olduğu-nasıl olduğu” detayına girmeden net bir tespiti paylaşmamız lazım; Türkiye, demokrasinin katledileceği bilindik eski tuzağın içine çekilmeye çalışılıyor! Tekrar ediyorum; 2008 sonrası büyüme, zenginleşme, her alanda BAĞIMSIZLAŞMA yoluna giren Türkiye, SEÇİMLE bu yoldan döndürülemeyeceği anlaşıldığı için, BİLİNDİK DARBE tuzağının içine çekilmeye çalışılıyor!
Bu noktada bu tuzağa çekilmemize yol açan, BİLEREK, BİLMEYEREK bu “kaos dinamiğinin” ortaya çıkmasına alet ve yol olan herkese, her kuruma, her oluşuma sesleniyorum; bu ülkede demokrasiyi katledip, ESKİ YERLEŞİK DÜZEN’in devam etmesi için her yolu deneyecek olanlar, bu ülkenin geleceğine inanan, bağlanan, yüzyılardır bağımsız bir “Müslüman Coğrafyası” hayal eden herkesi KATLETTİRECEKLERDİR! Aynen daha önce yaptıkları ve yaptırdıkları gibi!
Son söz: UYANIN! Herkese sesleniyorum; UYANIN! İlk etapta ekonomik istikrar bozulur ve Türkiye eskisi gibi “türbülansa girerse”; bunun altında her vatandaş kalır, ve her zamanki gibi sadece YERLEŞİK DÜZEN ve unsurları kazanır! BU SEFER BU OYUNA GELMEYECEĞİZ! Bu oyuna alet olan herkese bir daha düşünün ve “acilen kendinize gelin” diyorum!