7 Haziran seçimleri yaklaştıkça Türkiye’nin geleceğine dair takınılacak tavırlar da netleşiyor. Yurtdışındaki vatandaşlarımızın seçimlere katılım konusunda kazandığı aktif haklar sayesinde, gurbette ciddi bir hareketlilik göze çarpıyor... Yeşilköy havalimanından itibaren oy verme ve sandıklar konusundaki sorularıyla etrafımızı çeviren gurbetçilerimizin varlığı, bu seçimlerdeki diaspora vurgusunu kanıtlıyor...
Sadece işçi, öğrenci veya mülteci kimliğiyle değil, iş adamı, üniversite hocası, avukat veya hekim olarak da bizleri karşılayan yeni ve etkin dönemdeyiz artık...
Geçen haftadan bu yana ilkin New York ardından West Virginia ve Washington’da katıldığımız sivil buluşmalar devam ediyor. Cihannüma, Seta ve Wisdom gruplarını 7 Haziran öncesi ortak heyecana sürükleyense kuşkusuz Türkiye sevdası ve mensubiyet bilinci.
Wisdom grubu 90’larda ABD’ye giden eğitim maksatlı bir tavrın kurduğı ilmi bir çatı, akademisyenlerin kurup bugünlere taşıdığı bir dostluk/dayanışma bünyesi olduğu kadar, Türkiye’nin sesi, bir tür sivil siması anlamında da... Wisdom, hikmet demek...
GENAR’ın, dolayısıyla Türkiye’nin atan nabzını tutan en önemli kamuoyu araştırmaları girişiminin lideri Mustafa Şen ile birlikte sürüyor temaslarımız. Mustafa Bey öğrencilik günlerinde de aktif bir öğrenci temsilcisi olduğu için gençliğe ayrıca değer ve zaman tanınması gerektiğini söylüyor. Cihannüma bir aynada tarihi ve geleceği bir arada okuyabilmek için hikmetli bir bakış açısı gerekli. Hikmet bize; sevgi, tahammül, sabır, umut, güzel ahlak, emanet bilgisi sağladığı kadar mensubiyet bilgisi de bahşeden bir yürüyüş... Bu yüzden durup düşünmek gerekiyor bazen. Wisdom grubunun ‘’ribat’’ adını verdiği okuma ve düşünmeye dair odaklanma kararı da bu anlamda...
Cemaatin Türkiye aleyhtarı lobicilik faaliyetleri
Florida Kongre Üyesi Alan Grayson’ın 20 Mayıs’ta Kongreye verdiği önerge/tasarı önemli.. Güya Türkiye’yi insan hakları ve ifade özgürlüğüne saygıya çağırdığını söyleyen bu önergenin; AB değerlerine ve NATO’ya atıflar yaparak Türkiye’yi açık toplum ilkelerine uymamakla basını sindirmekle suçlayan bir dili var.
Daha evvel Kongre üyesi Michale Honda’nın girişimiyle milletvekilleri tarafından yazılmış Türkiye karşıtı mektuplar da Dışişleri Bakanı John Kerry’e ulaştırılmıştı. New York milletvekili Steve Israel, Türkiye’yi muhaliflere baskı yapan tahammülsüz bir ülke olarak tanıtmıştı... Kurulmuş robotlar gibi hep bir ağızdan bağırmaya başlayan Amerikalı politikacılar, Cemaatin lobileri tarafından kuşatılmış bir haldeler ne yazık ki...
Geçen hafta içinde, SETA DC tarafından davet edilen ve Ulusal Basın Kulübü’nde konuşan Dr. İbrahim Kalın’ın toplantısında da yaşanan provokatif saldırı maksatlı sorular, Türkiye aleyhtarlığı konusunda gelinen nefret limiti hakkında açık örneklerden...
ABD yönetimine Türkiye aleyhtarı lobicilikle biçem ve içerik vermeye kalkan paralel vesayet hareketinin menhus çabası Washington’dan bakınca çok daha vahim... Çünkü bunların Türkiye’ye, ülkelerine, vatanlarına, herhangi bir mensubiyet hissi, bilgisi, izanı kalmamış ki gece gündüz aleyhte kampanya peşindeler...
Cemaatin aleyhte tavrı ilkin Cumhurbaşkanı Erdoğan’a muhalefet gibi başladıysa da... Kısa sürede Hükümet yani siyaset aleyhtarlığına... Ve nihayetinde 3. evrede Türkiye aleyhtarlığına dönüştü... Aslında bu tavırlarıyla hiç de ilgilenmediklerini habire iddia ettikleri siyaset imkanını tamamen dinamitlediklerini de göremeyecek haldeler... Çünkü Türkiye, yani mensubu olduğumuz ülke olmazsa, zaten siyaset yapma imkanımız da kalkacaktır ortadan. Ama nefret gemi azıya alınca, ‘’batsın bu dünya’’ şeklindeki kamikaze yemininden başka bir şey kalmıyor elde avuçta...
***
Dış ilişkilerin uzun ve sabırlı emeklerle kurulacağı açık. Wisdom bu uzun soluklu gayretin ürettiği bir birikim. Türkiye, dış meselelerini bazı politikacıların ve danışmanların vakit kaybettirici tarzıyla ‘’Türkler Geliyor’’ hamaseti üzerinden çözemeyeceğini fark etmeli... Dr. Murat Güzel ve Kemal Birtek’e tüm Wisdom ailesi adına teşekkür ediyorum. Değerli yol arkadaşlarım Aysel/Salim Savaşlı çiftine CihannümaUsa başkanı Levent Ali Yıldız’a da teşekkürler...