Biz Libya'nın (Trablusgarp) yardımına ilk kez 1912'de koştuk.
İtalyanlar bizim Trablusgarp, onlarınsa Libya olarak bildiği Osmanlı topraklarına göz dikip asker çıkarmaya hazırlanınca, Teşikilat-ı Mahsusa o saat kolları sıvadı. Başta Enver Paşa ve Teşkilat Reisi Kuşcubaşı Eşref Bey olmak üzere, çok sayıda Osmanlı subayı İstanbul'dan ayrıldı. Bunların arasında Kolağası Mustafa Kemal Bey de vardı. Ancak gözlerinden rahatsızlanıp yataklara düşünce Almanya'ya tedaviye gönderildi.
Osmanlı subaylarının yanında Seyyid Ahmed Senusi ve bütün Senusi cemaati yer aldı. Seyyid Ahmed'in Osmanlı'lara özellikle de Türklere büyük sevgisi ve muhabbeti vardı. Adamlarıyla birlikte İtalyanların Afrika'nın içlerine doğru yürüyüşünü engelledi. Vur-kaç yöntemiyle İtalyan ordusuna büyük kayıplar verdi.
Başta İngiltere, Batılı emperyalist güçler İtalya'yı sonuna kadar destekliyordu. Asker göndermek dışında para ve cephane yığdılar Trablusgarp'a. İtalya'nınsa hiç sömürgesi yoktu o tarihe kadar. Sömürgeciliğe Afrika'dan başlamak istiyordu, bu yüzden de neredeyse burnunun dibindeki Trablusgarp'tan işe başladı. Ancak Teşkilat'ın ve Sunusi'lerin karşısında çıktığı kumsala sıkıştı kaldı.
Bu savaşta ilk kez uçak kullanıldı ve ne kadar etkili olabileceği kanıtlandı. Teşkilat-ı Mahsusa bir süre sonra, Balkan Savaşları başlayınca, İstanbul'un da çağrısı üzerine Trablus'tan çekilmek zorunda kaldı. Şeyh Ahmed Sunusi de Osmanlı subaylarıyla birlikte İstanbul'a gitti. İtalyan'lar da ellerini kollarını sallayarak bütün bölgeyi ele geçirdi.
Bu gün gene emperyalistlerin bir uşağı Hafter, zorbalıkla Libya'yı ele geçirdi. Ve ülkeyi kurtarmak görevi Türk'lere düştü. Ancak bu kez durum biraz farklı. Her şeyden önce Türkiye Akdeniz'in en güçlü ülkesi. Bu kez İtalyan'lara karşı değil onlarla birlikte hareket ediyor. Türkiye'nin Libya'da hayati çıkarları var. Yunanistan ve Fransa'nın, Türkiye'yi Akdeniz'den uzak tutma siyaseti bizim Libya'ya gitmemizle birlikte iflas etti. Dahası Türkiye Akdeniz'de petrol ve doğal gaz araştırmalarına başladı.
Önceleri atıp tutan Yunanistan ağzını kapatıp köşesine ha çekildi ha çekilecek. Fransa CB'si Macron'sa kimseden destek bulamadı. Trump ona çenesini tutmasını söyleyince feleğini şaşırdı. Devir ve devran değişmiştir. Eğer Akdeniz'de bir şey yapmak isteniyorsa, Türkliye'nin onayı olmadan yapılamaz; bu kadar basit!!