Uluslararası Boğaziçi Sinema Derneği tarafından Kültür ve Turizm Bakanlığı Sinema Genel Müdürlüğü’nün katkılarıyla 4-10 Ekim tarihlerinde Polonya-Türkiye ilişkilerinin 600. Yılı münasebetiyle yapılan kültürel faaliyetler çerçevesinde Polonya Türk Filmleri Haftası gerçekleştirildi. Bu önemli buluşmada; Varşova, Krakow ve Lodz’da (Vuç diye okunur) toplam 10 uzun metraj ve 11 kısa film seyirci karşısına çıktı. Program kapsamında yapılan panel, yönetmen-seyirci buluşması, radyo ve televizyon programlarıyla Türkiye sinemasının değişik veçheleri Polonyalı sinemaseverlerin ilgisine sunuldu. Türkiye’den İsmail Güneş, Yüksel Aksu, Semir Arslanyürek, Burçak Evren, Tarık Tufan, Mehmet Bahadır Er gibi isimlerin ve kısa filmcilerin katıldığı haftanın açılışı, Stalin’in yaptırdığı devasa Kültür Sarayı’nda Kelebeğin Rüyası filmiyle yapıldı. Programın gerçekleşmesinde ve yürütülmesinde Polonya büyükelçimiz, sinemanın kültürlerarasındaki yerinin önemini geniş vukufiyetiyle ortaya koyan sayın Yusuf Ziya Özcan’ın büyük katkıları oldu. Ayrıca Yunus Emre Enstitüsü’ne bağlı Varşova’daki Türk Kültür Merkezi müdürü Öztürk Emiroğlu’nun yine son derece gayretli çabaları da haftanın bir başka önemli desteğiydi.
Türk filmleri haftasının uzun metraj filmleri, Yılmaz Erdoğan’ın Kelebeğin Rüyası’nın yanında, İsmail Güneş’in Ateşin Düştüğü Yer, Mahmut Fazıl Coşkun’un Yozgat Blues, Yeşim Ustaoğlu’nun Araf, Nuri Bilge Ceylan’ın Kış Uykusu, Semir Arslanyürek’in Lal, Yüksel Aksu’nun Dondurmam Gaymak, Kamil Koç’un Asfalt Çiçekleri, Mehmet Bahadır Er’in Sev Beni ve Erdem Tepegöz’ün Zerre oldu. Kısa filmlerse, Onur Yağız’ın Patika, Emrah Kılıç’ın Gecekondu Mahallesi, Cüneyt Karakuş’un Suret, Serpil Altın Urkan’ın Bayram Harçlığı, Bünyamin Duranoğlu’nun Değirmen, Semih Korhan Güner’in Ardıl, Barış Çorak’ın Birlikte, Abdurrahman Öner’in Buhar’la, Koray Sevindi’nin Kafa adlı animasyonu, Cantekin Cantez ve Burcu Ayşe Esenç’in Sadık ve Arzu Selime Sezer’in Evvel Zaman İçinde adlı belgeselleri şeklinde seyirciyle buluştu.
Varşova’da iki Polonyalı konuşmacı ve İsmail Güneş, Yüksel Aksu, Burçak Evren, Semir Arslanyürek, Kamil Koç ve benim katıldığımız “100. Yılında Türk Sineması” panelinde, sinemamızın tarihi içinde geçirdiği süreç, son dönem ve Polonya sinemasıyla ortak ve farklı sorunları ele alındı. Haftayla ilgili medya tanıtımları radyo ve televizyon programlarıyla devam etti.
Üç şehirde birden eş zamanla olarak gerçekleştirilen haftanın Lodz ayağı bir arthouse sinema olan Charlie’de yapıldı. Lodz aynı zamanda, hala dünyada çok az sayıda 35mm ve 16mm eğitimi veren ve Wajda, Kieslowski, Munk, Polanski gibi yönetmenleri yetiştiren daha sosyalist dönemde dünyaca ünlü sinema okulunu da sahip ve okul hemen yakınlarında zengin bir sinema müzesini barındırıyor. Polonya-Türkiye ilişkilerinin 600. Yılı münasebetiyle Krakow Jagiellon Üniversitesi’nde, Yunus Emre Enstitüsü başkanı Prof. Hayati Develi tarafından ilişkilerin tarihinden günümüze seyrini belgeleyen anlamlı bir sergi de açıldı.
Ülke Yahudilerinin Eski Ahid Hristiyanları olarak saygı gördüğü Polonya’da Varşova, eski şehir merkezindeki tarihi yapıları; Lodz, bir cadde boyunca ve dağınık bir şekilde koruduğu tarihi yapısı ve Krakow, nehir kenarındaki kalesi, eski şehrin etrafında bulunduğu meydan, tarihi binaları ve görkemli kiliseleriyle dikkat çekiyor. Auschwitz ve Birkenau gibi insanlığın kara delikleri olan kampların da mevcut olduğu ülke hemen her yerde bariz göstergelerle Katolikliğin bir kalesi gibi duruyor. Bu yıl 30.su düzenlenen Varşova ve gelecek yıl 55.si düzenlenecek Krakow film festivalleriyle dünya sinemasında özel bir yeri olan Polonya’da Türk filmleri haftası sinemaseverlerin içten ilgisine mazhar oldu.