Türk sineması, Asya’daki en önemli film festivallerinden Busan’ın baş köşesinde. 2-11 Ekim tarihleri arasında Güney Kore’nin güzel sahil kentinde düzenlenecek olan 19. Busan Film Festivali’nin Yeni Türk Sineması: 21. Yüzyılın Yüzleri bölümünde yedi film gösterilecek. Dünya Sineması bölümünde de Nuri Bilge Ceylan’ın Altın Palmiyeli “Kış Uykusu” ve Kutluğ Ataman’ın dünya prömiyerini Berlin Film Festivali’nde yapan “Kuzu” filmlerine yer verilecek. Sinemamızın 100. yılı onuruna programlanan Yeni Türk Sineması seçkisindeki filmler şöyle sıralanıyor: “Şarkı Söyleyen Kadınlar” / Reha Erdem, “Siyah Beyaz” / Ahmet Boyacıoğlu, “Yeraltı” / Zeki Demirkubuz, “Küf” /Ali Aydın, “Ben O Değilim” / Tayfun Pirselimoğlu, “Soğuk” / Uğur Yücel, “Celal Tan ve Ailesinin Aşırı Acıklı Hikayesi” / Onur Ünlü. Bu seçkiyi Festival’in özel olarak görevlendirdiği bir programcı hazırladı.
Tayfun Pirselimoğlu, Ercan Kesal, Ali Aydın ve Ahmet Boyacıoğlu filmlerini sunmak üzere Busan’a gidiyor. Bu yolculuğa katılamayan delegasyonların filmlerini sunmak da bana düşüyor. 5 Ekim’de ise Türkiye delegasyonu olarak bir panele katılacağız. Kültür ve Turizm Bakanlığı temsilcileri, Güney Kore ve Tayvan da yetki alanına girdiği için Tokyo Büyükelçimiz de Busan’da olacak. Tokyo Büyükelçiliği Kültür ve Tanıtma Müşavirliği 5 Ekim’deki panelin ardından bir resepsiyon verecek.
***
100. yılı kutlamamız bütün dünyada uyandırdığı ilgiyi bu etkinliklerle besleyerek büyütüyor. Busan’ın ardından Valladolid’de de bir özel program var sırada. Sinemamızın tarihinin bu kadar geriye gittiğinin farkında değildi dünya sinema çevreleri. Düşünün bir de işin doğrusunu yapsak, Osmanlı’nın kültürel mirasını reddetmeyip Manaki Biraderler’in filmleriyle sinema tarihimizi başlatıp seneye 110. yılı kutlasak ne kadar büyük bir sükse yapacakmışız! 100. yıl arifesinde Tayfun Pirselimoğlu “Ben O Değilim” filmiyle Roma Film Festivali’nde En İyi Senaryo Ödülü kazandı. Seneye Berlin Film Festivali’nde izleyenleri allak bullak eden Kutluğ Ataman filmi “Kuzu” ile başladık. Cannes’da Nuri Bilge Ceylan’ın “Kış Uykusu” ile kazandığı Altın Palmiye ile taçlandırdık sinemamızı. Üzerine “Biz de daha ne genç yetenekler var” mesajını Kaan Müjdeci’nin Venedik’te Jüri Özel Ödülü kazanan “Sivas” filmiyle verince havamızdan geçilmez hale geldi.
19. Busan Film Festivali’nin programında 79 ülkeden 314 film var. Bunlardan 98 tanesi dünya prömiyeri, 36 tanesi uluslararası prömiyer. Güney Kore ve Asya sinemasına ağırlık veren Busan Film Festivali, dünyanın her köşesinden film göstermeye, konuk ağırlamaya ve temsil edilen kültürlerin çeşitlilik arz etmesine de özen gösterir. Bu yılın bir başka önemli programı da Gürcistan sinemasında patlama yapan kadın yönetmenlerin filmlerinin toplu gösterimi.
Yılın gözdeleri Türkiye’deki sonbahar festivalleri gibi Busan’da da izleyicinin ilgisine sunuluyor. Andrey Zvyagintsev’in “Leviathan”ı, Richard Linklater’ın “Çocukluk / Boyhood”u, Xavier Dolan’ın “Mommy”si, David Gordon Green’in “Manglehorn”u, Jean-Luc Godard’ın “Dile Veda / Adieu au Langage” ve daha birçok öne çıkan film Busan programında yer alıyor.
Asya sinemasının Batı festivallerinde de baş tacı edilen büyük yapımları topluca Busan’da gösteriliyor. Bu yıl Venedik Film Festivali’nin kapanış filmi olan “The Golden Age”in (Altın Çağ) Gala Prezantasyonu yapılacak. Hong Konglu usta yönetmeni Ann Hui’nin el izi de törenle alındıktan sonra kentin kaldırımlarına konacak. Galalardan bir diğeri Zhang Yimou’nun yeniden Gong Li ile birlikte çalıştığı “Coming Home”. A Window on Asian Cinema / Asya Sinemasına Açılan Pencere bölümünde Altın Ayı kazanan “İnce Buz, Kara Kömür”, Takaşi Miike’nin en yeni filmi “Over Your Dead Body”, Johnnie To’nun “Don’t Go Breaking My Heart 2”, Peter Chan’ın “Dearest”, and Sion Sono’nun “Tokyo Tribe” filmleri yer alıyor.