İstanbul Ticaret Odası, sanayi ve ticaret bağlamında da olsa kültürümüzün değişik verimlerini mercek altına alarak kültürümüze katkıda bulunmaya devam ediyor. Kültürel ve Sanatsal Araştırmalar başlığı altında daha önce ‘Sultan II. Abdülhamid’in Mirası (İstanbul’da Kamu Binaları)’, ‘Musıkişinas Tüccarlarımız’, ‘Loncadan Odaya’ gibi çalışmalar yayınlanan bölümde, son olarak sinema araştırmacısı Ali Murat Güven’in kaleminden ‘Türk Sinema Tarihinde Tüccar ve Ticaret’ başlığıyla çıktı. Türk Sinemasının 100. Yılı şerefine yazıya dökülmüş olan kitap çalışması ayrıca yazarın gözünden kompakt bir sinema tarihi olarak da beliriyor ve birinci bölümü sinemanın Türkiye’ye geliş serüveniyle başlayan eser, kimi nadide fotoğraflarla 1916’daki iki konulu film, Himmet Ağa’nın İzdivacı ve Leblebici Horhor Ağa’yla başlayan Türk kurmaca sinemasında tüccar ve ticaretin izini sürerek günümüze kadar getiriyor.
1916-1949 yılları arasına bakan ikinci bölümde, yapım şirketleri üzerinden sinema salonu işletmeciliği, sinemanın mevcut ticari durumu ve film yapım imkanları çerçevesinde uzun bir süre sinemada tek hakim olan Muhsin Ertuğrul döneminden, 1939’da Taş Parçası filmiyle bu tekeli kıran Faruk Kenç ve diğer isimler işlenir. 1950’lere değinen üçüncü bölümde, 1948’deki biletlerden kesilen belediye rüsum indirimiyle sektörde birden çoğalan prodüktör ve rejisörlerin bu işkoluna getirdiği canlılık vurgulanır. Bu yıllarda bugün anladığımız anlamda temelleri atılan Yeşilçam’da ilk renkli filmler çekilmiş, iktisadi hayattaki hareketlilikle toplumsal kesimlerdeki tacir tiplemeleri filmlerde bir bir yer almaya başlamıştır. Kitabın temasıyla uygun olarak, 115. sayfadan bir alıntılamayla, “Özellikle küçük ve orta ölçekli işletmelerde çalışan kırsal kesim ya da büyük kent emekçileriyle, bunları istihdam eden ziraatçi, esnaf, tacir ya da sanayici sınıfı, Türkiye’nin 1950’lerdeki görece dar çerçeveli ticaret ortamının ön plandaki aktörleri olarak aynı dönemin filmlerinde sıklıkla karşımıza çıkmaktadır.”.
1960’lı senelere bakan dördüncü bölüm, tematiğin oldukça sergilendiği Halit Refiğ’in 1961 yapımı Seviştiğimiz Günler filmine genişçe bir yer vererek başlar ve aynı minvalde Memduh Ün’ün 1966 yapımı Aslan Pençesi’yle devam eder. Sinemada toplumsal gerçekçiliğe tanıklık eden bu onyılda iş ve ticaret dünyasına değinen sayısız yönetmen ve film arasında, Metin Erksan, Ertem Göreç, Lütfi Akad, Nevzat Pesen, Duygu Sağıroğlu gibi isimler ve çalışmaları öne çıkar. 1970’lerin ele alındığı beşinci bölümdeyse, Yücel Çakmaklı ve Yılmaz Güney sinemalarıyla açılış yapılıp, iş ve işçi ilişkilerinin siyasi tonunun arttığı Maden, Demiryol, Cemil, Vatandaş Rıza, Otobüs, Dönüş, Almanyalı Yarim, Kara Kafa gibi filmlerden örneklemelerle sürüyor.
1980’lere bakan sonraki bölümdeyse 213.sayfadan alıntılandırırsak, “ 1980’ler,( ...), sanayi/ticaret dünyası ve bu dünyanın aktörleri üzerine hem derinlikli bir bakış sunan hem de aynı çevrenin parlak imajlarını avam tabakası için fazlasıyla çekici olabilen ritüel ve geleneklerini bütünüyle gişe odaklı anlatılara malzeme yaparak fütursuzca yağmalayan filmler açısından son derece bereketli bir döneme dönüşecekti.”. Bu ifadeden hareketle Faize Hücum, Züğürt Ağa, Sekreter, Bekçi, Çark başlıklı filmlere bir bakış getiriliyor. 1990’lar, film örneklemeleri bakımından Amerikalı, Beşinci Boyut, İş, Eşkıya, Herşey Çok Güzel Olacak, Salkım Hanımın Taneleri ve Kaç Para Kaç gibi temaya yatkınlık gösteren yapımlarla inceleniyor. 2000’ler ve sonrası için de yine seçme yapımlardan yapılan konu özetleri ve yorumlamalarla bir resim çiziliyor.