Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ı devirmek için uluslararası güçlerin yeniden dizayn etmeye çalıştığı Türk medyasında lağım boruları bir bir patlıyor.
Hatırlayalım: ABD’de Kasım ayında yapılacak Başkanlık seçiminde aday olacak Joe Biden’ın seçim vaadi, Türkiye’de işbirliği yaptıkları unsurlara desteği artırıp Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı devirmek!
Biden’ın zamansız açıklamasıyla Türkiye’deki unsurlar zor duruma düştü. Biden’ın açıklamalarına “patavatsızlık” diyerek geçiştirmeye çalıştılar. Biden’ın Türkiye’deki unsurlarını ifşa eden açıklaması tam unutturulmuştu ki ABD’den bu sefer belgeli bir ifşa geldi.
Center for American Progress adlı bir ABD ‘düşünce’ kuruluşunun “Türkiye’nin Değişen Medya Ortamı” adlı raporda yok yok. “Bağımsız gazetecilik, özgür medya, Türkiye’de özgürlük yok, gazeteciler tutuklanıyor” diye ortalığı velveleye veren kim varsa hepsinin ABD’de maaş bordrosu çıktı!
Geçen haftalarda da rapordan, Türkiye’de ‘her şeye rağmen bağımsız gazetecilik’ yaptıklarını iddia edenlerin maaşlarının 6 kat artırıldığını ve maaş verilmesine devam edilmesi gerektiğini tavsiye eden bölümü aktarmıştım. Hatırlayalım: “2016-2019 yılları arasında Ulusal Demokrasi Vakfı (NED)’in Türkiye’de gazeteciliğin desteklenmesi için sağladığı finansmanını altı kat arttırmıştır. Bu finansman seviyesinin muhafaza edilmesi önemlidir.”
ABD’nin işgal unsurları içinde beyaz kuvvetlerde yer alan Ulusal Demokrasi Vakfı’nın hayır hasenat yapmak için Türkiye’deki gazetecilere para akıttığını hiçbirimiz inanmıyoruz değil mi!..
Aslında lağımı patlatan SETA olmuştu. 2019 senesinde yayımladıkları “Uluslararası Medya Kuruluşlarının Türkiye Uzantıları” adlı raporla kimlerin kimlerle işbirliği içinde olduğunu tek tek ortaya koymuşlardı.
SETA’nın raporuna, raporda ismi geçenlerden çok bizim içimizdeki ezikler tepki göstermişlerdi. Bakıyorum da mâlûm eziklerin Ulusal Demokrasi Vakfı’nın maaşa bağladığı gazetecilerle alâkalı çıtları çıkmıyor.
Türk medyasında yeni bir lağım borusunu patlatan ise Yurt Gazetesi’nin sahibi Durdu Özbolat oldu. Özbolat, bir dönem gazetesine genel yayın yönetmeni yaptığı Merdan Yanardağ’ın kirli ilişkilerini fâş etti.
Kılıktan kılığa giren Yanardağ’ın kurduğu Tele 1’in sermayesi hakkında şâyialar vardı. İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu belediye kasasından televizyon kanalına para aktarıyor da deniliyordu, sermayeyi FETÖ’den aldı da…
Yanardağ’ın geçmişine bakıldığında her şâyia üzerine öyle güzel oturuyor ki, “Bu yalan olabilir mi” diye düşünme ihtiyacı hissetmiyorum. Yurt Gazetesi’nin sahibi ve CHP’nin eski milletvekili olan Özbolat’ın Merdan Yanardağ hakkında söyledikleri ise benim için karine mesabesinde. Neticede içeriden biri. Özbolat sosyal medya hesabında Yanardağ hakkında şunları yazdı: 'Ben Durdu Özpolat, Merdan Yanardağ'ın bu akşamki sözlerine cevabımdır. Ben Yurt Gazetesi'ni evimi, otelimi, özel okulumu enerji hisselerimi satıp 25 milyon dolar harcayarak kurdum, kaynağım belli. Sen Tele 1'in kaynağı nedir onu açıkla. Tele 1'in kaynağını açıklamazsan sana sorarım; kaynak benden çaldığın paralar mı yoksa Akın İpek'ten aldıkların mı? Barış TV'yi satarak aradan aldığın komisyonla Tele1'i kurdun, Barış TV'yi kime sattın?”
Özpolat’ın iddialarına Yanardağ cevap vermek yerine bildik söylemlerle, “Özgür basın, basın hürriyeti” diyerek konuyu kapattı. Akın İpek’in kim olduğunu biliyorsunuz; FETÖ’nün bir numaralı finansörü. Yurtdışında kaçak…
Türkiye’de operasyonel gazetecilik için, daha doğrusu Recep Tayyip Erdoğan’ı devirmek için gazeteci kiralayan kiralayana.
Her mevzuda birilerinden açıklama bekleyen gazetecilerden ben de Türkiye’de kiralanan gazeteciler hakkında açıklama bekliyorum.
E hadi ama, bekliyorum. Hepinizin gazetesi var, köşesi var, televizyon programı var, milyon takipçili sosyal medya hesaplarınız var. Bi’şi söyleyin, bi’şi yazın. “Biz o kiralık gazetecilerden değiliz, bizi ABD sermayesi de Arap sermayesi de satın alamaz” deyin. Sizi okuyanların, takip edenlerin yüzünü yere düşürmeyin. E hadi…