Ülkemizde erkeklerin dörtte birinde (yüzde 25) kadınların yarıya (yüzde 44) yakınlarında şişmanlık yani obezite tespit edildi. Kadınlarda bu şişmanlama hızı 45 yaş sonrasında artıyor. 65 yaş sonrasında ise kadın ve erkekte şişmanlık oranı azalıyor. Şişmanlık ev hanımlarında çok fazla. Özellikle kadınların eğitim düzeyi arttıkça şişmanlama riski düşüyor. Bu durum Asya, Afrika ve Avrupa ülkelerinde de son 10 yılda 10-30 arasında hızla artış göstererek hayatımızı etkiliyor. Bu kıtalarda 6 ayrı bölgede yapılan çalışmalarda Avrupa’da şişmanlığın en yaygın görüldüğü ülkelerde Arnavutluk, Bosna-Hersek ve İngiltere başı çekiyor. Ama kadınlardaki şişmanlık düzeyi açısından Türkiye listenin ilk 3’ünde yer alıyor. Beslenme kontrolün elimizde olduğu bir yaşam unsuru. Aynen uyku gibi, aktif yaşam gibi ve stresle başa çıkmak gibi. Çünkü Dünya Sağlık Örgütü sağlıklı bir yaşlanma ve sağlıklı bir yaşam için risk faktörlerini şöyle belirlemiştir: Beslenme, fiziksel aktivite, sigara ve alkol kullanımı, güneşlenme alışkanlığı, sosyal aktivitelere katılım ve düzenli uyku alışkanlığıdır. Sağlık Bakanlığı’nın yayınladığı raporda da beslenmenin önemi ve kronik hastalıklara yakalanmada etkili olduğu belirtiliyor.
Fazla kilo en ölümcül risk
Avrupa’daki yetişkinlerde fazla kilolu olma durumu, tip 2 şeker hastalığının yüzde 80’inden, kalp hastalıklarının yüzde 35’inden ve hipertansiyonun da yüzde 55’inden sorumlu tutuluyor. Buna ek olarak DSÖ raporunda kötü beslenme ile aktif olmayan bir yaşamın kronik hastalıklar yükünün 1/3’ünden sorumlu olduğunu bildiriyor.