Solistinin sesiyle olduğu kadar sahne şovlarıyla da hayranlarını her seferinde şaşırtan Hollandalı senfonik rock grubu Within Temptation, yarın Rock’n Coke sahnesinde. Solist Sharon den Adel: “Türk hayranlarımız harika. Onların enerjisini çok seviyorum!”
‘Bruno Mars ve Lana Del Rey’in şarkılarına yaptığımız cover’ları sevdik ama her zaman kendi şarkılarımızı tercih ederiz.’
İlk yıllarda sadece ‘yer altı’nda biliniyordu şarkıları... Mother Earth ve Ice Queen dediklerindeyse dünya müzik listelerinin üst sıralarına kadar yükseldiler. 1996 yılında vokalist ve söz yazarı Sharon den Adel ve gitarist Robert Westerhold tarafından kurulan Within Temptation, bugün dünya rock müzik arenasında kendine has bir yeri olan bir grup. İlk kez 2007’de Rock’n Coke Festivali’nde Türk hayranlarının karşısına çıkan, geçen yıl ise Golfest’e katılan Hollandalı grup bir kez daha İstanbul’da. Dün başlayan Rock’n Coke Festivali kapsamında pazar günü sahneye çıkacak olan Within Temptation, sorularımızı yanıtladı. Yola çıktıkları ilk gün bu başarıyı kendilerinin de beklemediğini söyleyen Sharon den Adel “Konserde görüşmek üzere!” diyor.
-Sanal alemdeki sözlüklerde performansınız için ‘Bugüne kadar duyduğum ve duyacağım en iyi kadın vokal’ tarzında yorumlar var. Siz 16 yıldır, erkek egemen rock dünyasında, bir grubun liderliğini yapıyorsunuz. Grup olarak bir araya ilk geldiğiniz andan bu yana neler yaşadınız?
Aslında bu kadar başarılı olmayı asla beklemiyorduk. Çünkü her şey, derslerimizin yanında bir hobi gibi başladı. Ama ben, bu boyuta gelmesinden çok mutluyum.
-Son 15 yılda uzun bir yol kat ettiniz. Within Temptation sadece Hollanda’nın ‘en büyük müzik ihracı’ değil, aynı zamanda uluslararası alanda en büyük rock aktörlerinden. Omuzlarınızda ‘Her zaman, her yerde başarılı olmalıyız!’ diye bir baskı hissediyor musunuz?
Ben şuna inanıyorum; son kaydınız (şarkınız) kadar iyisiniz. O nedenle her zaman yapabileceğimizin en iyisi yapmaya, yeteneklerimize en uygununu yazmaya çalışıyoruz. Sadece sanatsal bir baskı var. Ancak şuna yeterince eminim; eğer biz yaptığımız yeni şarkıyı beğeniyorsak hayranlarımızın çoğu da beğeniyor. Zaten yaptığımız değişiklikler her zaman müzikal tarzımızın sınırları içinde kalıyor. Bunun yanı sıra tarzımızdan ne kadar uzağa gidebildiğimizi görmeyi de seviyoruz, tabii kendi kimliğimizi kaybetmeden.
-Gotik rock’tan senfonik rock’a uzanan bir müzikal kariyeriniz var. Bu değişimi tetikleyen neydi?
Aslında çok fazla şey değişmedi. Hala bu iki tarzın içindeyiz, onları birleştirerek yeni bir tarz oluşturmayı seviyoruz.
-Bruno Mars ve Lana Del Rey gibi sanatçıların şarkılarına cover yaptınız. Onların şarkılarını söylerken ne hissettiniz?
Sevdim! Aksi halde yapmazdım zaten. Yine de kendi şarkılarımızı çalmayı tercih ederim. Cover şarkılar her zaman cover olarak kalır, onları kendi tarzınıza dönüştürdüğünüzde bile...
Sultanahmet’e gitmiştim
-Türkiye’deki hayranlarınız sizi 2007’deki Rock’n Coke Festivali’nde izleme şansı buldu. Türkiye ve İstanbul ile ilgili ilk izlenimiz neydi?
Aslında İstanbul’a ilk geldiğimde 10 yaşındaydım. Ünlü Mavi Camii’yi (Sultanahmet Camii) gezdim, Türk olan aile dostlarımızı ziyaret ettim. Ve ben Rock’n Coke’ta çalarken onlar da geldi. İstanbul’u gezmeye pek fırsat bulamamıştım. Şimdi daha çok zamanımız var. Bu arada Türk hayranlarımız harika, onların enerjisini çok seviyorum.
-O konserden hatırınızda kalan ilginç bir anı var mı?
Türk arkadaşımın ve ailesinin bizi izlemeye gelmesine bayıldım! İzleyiciler onunla da fotoğraf çektirmek istemişti!
-Yeni albümünüz hakkında Türk hayranlarınıza söylemek istedikleriniz neler?
Sanırım bu bir ‘Sevdim’ ya da ‘Nefret ettim’ albümü olacak çünkü hiç yapmadığımız kadar tarzımızın sınırlarında gezindik. Fakat yine de çoğu hayranımız bizim bu özelliğimizi biliyor, albümü de sevecekler diye umuyorum.