Türk Dil Kurumu Başkanı Prof. Dr. Osman Mert Türk Dünyası için ortak alfabe çalışmalarına dair önemli bir açıklama yaptı.
Türk Dünyası, Orta Asya, Kafkasya, Doğu Avrupa ve Balkanlar gibi geniş bir coğrafyaya yayılmış pek çok Türk halkını içerir. Bu halkların dilleri, birbirleriyle büyük benzerlikler taşısa da tarih boyunca farklı alfabeler (Arap alfabesi, Kiril alfabesi, Latin alfabesi gibi) kullandılar. Özellikle 20. yüzyılda Sovyetler Birliği'nin etkisiyle birçok Türk devletleri Kiril alfabesini kullanmaya devam etti.
Bağımsızlığını kazanan Türk cumhuriyetleri, 1990'lardan itibaren yeniden Latin alfabesine geçiş çalışmalarına başlamıştı. Bu süreçte Türkiye'nin katkılarıyla Türk Dünyası arasında bir "ortak alfabe" oluşturulması fikri gündeme gelmiştir. Türkiye, Azerbaycan, Türkmenistan, Kazakistan, Özbekistan ve Kırgızistan gibi ülkelerde bu çalışmalar hız kazandı.
Dilde birlik fikrinin ideali Gaspıralı İsmail'in hayali gerçekleşme yolunda birçok engelle karşılaştı. 1991 yılında Türk Dünyası Araştırmaları Vakfı'nda Prof. Dr. Turan Yazgan'ın bu konudaki gayretlerini unutmamak gerekiyor. Vakfın o yıllarda Türk dünyasındaki çalışmaları FETÖ örgütü tarafından engellenmiş ve bölgede cemaat okulları faaliyet göstermişti. Elbette bu süreçte birçok siyasinin vebali olduğunu unutmayalım.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Türk Dünyası Devletler Teşkilatına verdiği önem ortada. Teşkilata üye ülkelerin dil kurumları ve akademik kuruluşları uzun zamandır çalışıyordu. Şimdi 34 harfte uzlaşıldı. Türkiye Türkçesinde var olan ancak 29 harfli sistemimizde yer almayan bazı sesler de bu alfabede yer aldı.
Türk Dil Kurumu Başkanı Osman Mert, 2026 yılına kadar bu projeyi tamamlamayı hedeflediklerini belirtti. Bu tarih, aynı zamanda Birinci Türk Kurultayı'nın 100. yılına da denk geliyor. Bu nedenle, bu tarihi projeyi tamamlamak, Türk dünyası için hem sembolik hem de stratejik bir önem taşıyor.
Alfabe meselesi siyasi bir karardır. Türk Dünyası kültürel rotasını belirlemiştir. Azerbaycan Latin temelli Türk alfabesine geçme kararını geçen yüzyılda vermişti. Bakü'de, 26 Şubat-6 Mart 1926 tarihleri arasında I. Uluslararası Türkoloji Kongresi düzenlenmişti. Kongre'de Latin esaslı yeni Türk alfabesinin SSCB Türk bölgelerinde benimsenmesine karar verilmişti. Türkiye'nin Latin temelli Türk alfabesine geçişinde bu kararın etkisi genellikle göz ardı edilmiştir.
Ortak alfabe çalışmaları zamanla ortak dilin gelişmesini sağlayacak ancak geçmişte yapılan hatalara düşülmemeli. Türk dünyası dilleri/lehçeleri öğrenilmeli ve öğretilmeli. Türk devletleri arasında kültürel ilişkileri artıracak edebiyat hareketliliği ve ortak gazete/dergi çalışmalarına ihtiyaç duymaktayız.
Özellikle TİKA, YTB, Maarif Vakfı ve özellikle Yunus Emre Enstitüsü gibi kuruluşlarımız üniversitelerimizle, edebiyat dergilerimizle birlikte ortak çalışmalar düzenlemek zorunda.