Cnn International, üzerinde çalıştığı bir belgesel için 2 Türk dizi setini ziyaret etmiş.
Bu dizilerden birisi Paramparça diğeri de Muhteşem Yüzyıl Kösem olmuş.
Her neyse yazacağım bu değil, bu röportajda yapılan bir açıklama.
Televizyon dünyasında tanımaktan keyif duyduğum adamlardan birisi de Hakan Erin’dir.
Endomel Shine Türkiye’nin Mali İşler Müdürü olarak çalışıyor Hakan ama bana göre asıl becerilerinden birisi mantıkcümle bağlantısını iyi kuran nadir adamlardan birisi olmasıdır.
Hakan verdiği röportajda “Türkiye pazarı bizler için yeterli değil. Bu yüzden dizilerimizi ihraç etmemiz gerekiyor. Dizilerimizi tam olarak nasıl satacağımızı, hangi ülkeleri ele alacağımızı biliyoruz. Bu işin arkasında bir matematik var, buna senaryo mühendisliği diyoruz” demiş.
Bu cümleyi özellikle işlemek istedim.
Türkiye’de iyi ya da değişik bir hikaye, iki de iyi isimle dizi yaparım tutar mantığı televizyonda çok uzun süre geçerli olan bir mantıktı.
Halen sektörün büyük kısmında da bu mantık geçerli aslında.
Bir dizi tutturmak demek en az iki sezon iyi gelir demek ama tutan dizi sayısını kat ve kat aşan tutmamış dizi sayısı var.
O yüzden de bir projeye başlarken hazırlığını yapmak, senaryodan, oyuncu seçimine kadar focus gruplarla çalışmak, diziyi pazarlamayı düşündüğünüz ülkeler varsa, o ülkelerin genel değerler bütünü ve beklentilerini bilmek gibi uzun bir hazırlık ve analiz sürecine de hazır olmanız gerekir.
Ben yaparım, olur mantığı bir sürü projeyi batırdığı için bu noktaya dikkat çekmek istedi.