Elimizde öteden beri ciddi argümanlardan biri var. Orta Asya, Kafkasya, Türkiye ve tüm Türkistan...
Barış Pınarı Harekâtı’nın şu an ki geldiği noktada “Başkan Erdoğan’ın siyaset yapma üslubu ve aklı, konjonktürel olarak içinde bulunduğumuz dönemi nasıl değerlendirebiliriz” sorusuna, cevap niteliği taşıdı. Hem de tam Münbiç meselesi ortada iken, diğer taraftan Trump’ın sonradan çöpe atılan Başkan Erdoğan’a hadsiz mektubu devrede iken, Bakü’ye yola revan olan Başkan Erdoğan başka bir siyasi inşa sürecine imza atmak üzere idi.
“Türk dilli” ismi taşıyan ülkelerin zirvesine katılmak üzere Bakü’ye giderken, kendinden ve yapmak istediklerinden emin, ne yapmak istediğini herkesten daha iyi bilen bir tutum ve duruşla, karşımızda Başkan Erdoğan vardı, her zamanki gibi.
Evet, Bakü’ye vardık. Suriye gündemi nedeni ile Bakü’de varılan sonuç, doğal olarak gözlerden kaçtı. Ben biraz oraya ışık tutayım.
Türk Konseyi’nin onursal başkanı olarak Başkan Erdoğan’ın teklifi ile görev üstlenen Nursultan Nazarbayev çok önemli ana başlık attı. “Türk dilli” değil, bundan sonra “Türk Devletleri Konseyi” olarak isimlendirelim dedi. Nokta atışı! Bundan sonra “Türk dilli” diyerek evirip çevirmeye gerek yok. “Türk Devletleri” diyeceğiz. Arap devletlerine yapılan tarifte de hiç kimse “Arap dilli devletler” demiyor, “Arap Devletleri” diyor.
İkinci ve çok önemli varılan nokta. Bundan sonra Türk Devletleri Konseyi canlı organizma olarak, birlik içerikli hareket etme kararını verdi. Başından beri Türkiye’nin inşa etmek istediği ama bu noktaya getiremediği süreci, şimdiki Türkiye’nin varlığı, tutumu ve şahsen Başkan Erdoğan’ın dünyadaki yeri ve rolünün ivme kazandırdığını kimse göz ardı etmesin! Nazarbayev ve Aliyev’in tutum ve tavırlarını özellikle bir tarafa not etmek istiyorum. Bu noktaya geliş sürecinde, Türkiye’nin duruşuna en fazla destek veren Azerbaycan ve Kazakistan’ın tavrı, tarihe geçmekte.
Ve çok önemli gelişme, Özbekistan...
Hep yazmışımdır. Orta Asya’nın mihenk taşı Özbekistan’dır. Özbekistan’ın yeni Başkanı Mirziyoyev; yeni süreci başlatabilen, Türkiye’ye sevgi duyan, Başkan Erdoğan’ı benimseyen ve aklı başında bir isim.
Özbekistan’ın Bakü’deki toplantıya katılmasıyla, önceki Özbekistan Başkanı İslam Kerimov’un uzun zamandan beri Özbekistan’ı gerçek yerinden yani Türk Birliği platformundan uzak tutan dönemine nokta koyuldu!
Başkan Erdoğan hiç kimseyi irrite etmeden, adeta ilmek ilmek gelinen noktayı inşa etmeyi başardı. Kaç defa Orta Asya ziyaretinde bulundu Başkan Erdoğan? Kaç defa Orta Asya liderlerini üst düzeyde Ankara’da ağırladı? Karşılama törenleri ile adeta Türkistan’a, Azerbaycan’a, Orta Asya’ya verdiği değeri dünyaya haykıra haykıra anlattı.
Azerbaycan... Türkiye’nin vazgeçilmezi ve Türkiye’den vazgeçmeyen, Kafkasya’nın, Hazar’ın berisi ve ötesinin teminatı niteliği taşıyan, sağlam sosyolojik alt yapıya sahip Türk Yurdu...
Türkiye; Suriye konusunu sahada ve masada inşa ederken, hem de gerilim ve kriz ortamında Bakü’ye yola revan olan Başkan Erdoğan, oradan bir mesaj verdi esasında.
Bir tarafta Orta Doğu ve onun gelecek inşası, diğer tarafta Türkistan Türk Birliği inşası. “Bizim elimizdeki kozları tam olarak sahaya sürmedik” dedi adeta! Türk Birliği ciddi ve hayati koz…
Öteden beri arzu edilen, hayalini kurduğumuz tarihi bir konuyu, çözme yolunda Başkan Erdoğan. Ve tabi ki Rusya da, Çin tehdidi bugün değil, yarın kapısına dayandığında, onun için de nefes birliği olacak, ilmek ilmek inşa edilen ve sonuca varılması hayati olan Türk Birliği! Eğer Rusya idrak eder ise engel değil, destek olmalı bu birliğe.