Fenerbahçe, Arsenal turunu zaten Saracoğlu’nda kaybetmişti. Ersun Yanal’ın Londra’da oynanan Arsenal rövanşı öncesindeki umut veren açıklamaları, sadece bir temenniden ibaret kaldı.
Fenerbahçe, Londra’daki ikinci Arsenal maçında ilk yarı itibariyle oyuna iyi başlıyor gibi gözükmesine rağmen, aradaki klas ve sıklet farkı, Sarı-Lacivertliler’in prestij kazanmasını bile sağlamadı.
Eğer Fenerbahçe, ikinci maçta ilk yarım saatte sergilediği futbolu Saracoğlu’nda sergilemiş olsaydı, biraz daha farklı beklentiler içinde kalabilirdik. Fakat, Fenerbahçe’nin bu maçta sadece Emenike’yi ileride tek başına kalmaya mahkum eder bir oyun tarzıyla gol beklentilerinde bulunması, hayalden öteye geçmedi!
Arsenal ilk yarıda Ramsey’nin attığı golle zaten bu turu garantiye almış oldu.
Emenike’nin ilk yarıdaki bir pozisyonunda, Arsenal kalecisi Szczesny’nin topa hamlesini gördük. Topun direkten dönmesine, ister Fenerbahçe adına şanssızlık, ister kaleci becerisi diyelim... Ama sonuç olarak skor tabelasını değiştirebilecek, Fenerbahçe adına başka bir görüntü sahiplenemiyoruz.
Arsenal’in ilk yarıda bir de Giroud’nun Fenerbahçe kalesinin dibinden dışarıya attığı bir top vardı. İkinci yarıda Cazorla’nın gollük şutu kaleci Volkan tarafından kornere atıldı. Walcott’un ayağından, direkten dönen frikik şutu da izledik. Aynı Ramsey, ikinci Arsenal golünü atınca, zaten Fenerbahçe hem maça, hem de Şampiyonlar Ligi’ne havlu atmış oldu.
Arsenal takımı fazla zorlanmadı. İlk maçtaki farklı galibiyetin getirdiği rahatlıkla, oyuna tedbirli başlayıp, maçı istedikleri gibi şekillendirerek, zaman zaman tempo yükseltip, hücum ağırlıklı oynayarak, pozisyonlar bulmaya çalıştılar. Attıkları, kaçırdıkları ve direklere yapışan gol şutlarıyla, Fenerbahçe karşısında rahat kazanan bir Arsenal izledik.
Diyeceğim şu ki; Ersun Yanal bu maça takılmasın. Avrupa Ligi’nde ne yapacağını iyi düşünsün. Ama ilk önce kendi ligimizde kaybeden değil kazanan olsun.