Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın muhalifleri “Tayyip Erdoğan kutuplaştırıcı bir dil kullanıyor” diyor.
Tayyip Erdoğan’ı ülkeyi geren, kamplara bölen bir dil kullanmakla suçluyor.
Tayyip Erdoğan’ın muhalifleri “Tayyip Erdoğan bizi düşman gibi görüyor; bize düşman muamelesi yapıyor” diye şikayet ediyor.
Peki Tayyip Erdoğan size düşman muamelesi yapıyor da siz Tayyip Erdoğan’a düşman muamelesi yapmıyor musunuz?
Tayyip Erdoğan’a karşı düşmanca bir dil kullanmıyor musunuz?
Hatta onun bir an önce ölmesi için dua eden; ona beddua eden paylaşımlarda bulunmuyor musunuz?
Nefret diliyle konuşmuyor musunuz?
Siz karşınızdakine düşmanlığın, nefretin diliyle konuşursanız, karşınızdakinin dili de sizden farklı olmaz.
Siz karşınızdakine kurşun sıkarsanız, karşınızdaki size gülsuyu sıkmaz!
Bizde muhalefet etmekle düşmanlık etmek birbirine karıştırılıyor.
Eleştiri diliyle nefret dili birbirine karıştırılıyor.
Her yanlışını gördüğümde Tayyip Erdoğan’ı ben de eleştirmekteyim.
Her cumhurbaşkanının, her başbakanın yanlışını gördüğümde eleştirdiğim gibi onu da eleştirmekteyim.
Ama eleştirmek başka şey, nefret kusmak başka şey.
Muhalefet etmek başka şey, düşmanlık etmek başka şey.
Tayyip Erdoğan muhaliflerinin yaptıkları tam da böyle bir şey.
Aslında onlara Tayyip Erdoğan muhalifleri de dememeliyiz.
Tayyip Erdoğan düşmanları demeliyiz.
Onlar bırakın Tayyip Erdoğan’a düşman muamelesi yapmayı, ona oy veren toplumun çoğunluğuna da düşman muamelesi yapıyor.
Bırakın Tayyip Erdoğan’a karşı nefret diliyle konuşmayı, ona oy veren toplumun çoğunluğuna karşı da nefret diliyle konuşuyor.
Onlara “Kıllı ayılar” diyor.
Onlara “Bidon kafalılar” diyor.
Onlara “Makarnacılar, kömürcüler” diyor.
Onlara “Cahil sürüsü” diyor.
Kısacası, onları ötekileştiriyor.
Ötekileştirmek aynı zamanda ayrımcılıktır.
Bizim gibi düşünüp yaşayanlar ile bizim gibi düşünmeyip yaşamayanlar diye ayrımcılık yapmaktır.
Bu işin de sonu kutuplaşmaya, kamplaşmaya, düşmanlaşmaya varır.
Bunu kim yaparsa yapsın, ülkeye kötülük yapmaktadır.
Elbette Tayyip Erdoğan da AK Parti iktidarı da eleştirilecektir.
Allah’tan başka hiç kimse hikmetinden sual olunmaz değildir.
Ancak Tayyip Erdoğan da AK Parti iktidarı da gözü kapalı olarak eleştirilmemelidir.
Ne yaparlarsa yapsınlar, her yaptıklarına körü körüne kötü, yanlış denilmemelidir.
Buna karşılık Tayyip Erdoğan da AK Parti iktidarı da gözü kapalı olarak savunulmamalıdır.
Kötü de yapsalar, yanlış da yapsalar, her yaptıklarının körü körüne savunuculuğu yapılmamalıdır.
Ne yazık ki bizde iktidar karşıtlarının da iktidar yanlılarının da gözü kapalıdır.
İktidar karşıtları körü körüne karşıtlık, iktidar yanlıları körü körüne savunuculuk yapmaktadır.
Oysa iktidar karşıtlarının da iktidar yanlılarının da gözü açık olmalıdır.
Gözün açık olmazsa, elbette iktidara körü körüne karşıtlık yaparsın.
Onun yanlışlarıyla doğrularını birbirinden ayırmazsın.
Gözün açık olmazsa, elbette iktidara körü körüne yandaşlık yaparsın.
Onun yanlışlarıyla doğrularını birbirinden ayırmazsın.
Nitekim ülkemizde yapılan da bu değil mi?
Böyle yapıldıkça bu ülkede kutuplaşma, kamplaşma, düşmanlaşma sona erer mi?