Bir zamanlar “Ahlaksız teklif” modası vardı. Konu bir dizide popüler olunca bir sürü kadın ve hatta adam “Ben de ahlaksız teklif aldım” diye ortaya atılmıştı. Televizyonun bugüne devşirdiği cümle de “tükenmişlik sendromu” oldu. Meryem Uzerli’nin Almanya’ya gitmesinin ardından “Ben de yaşadım” diye ilk ortaya çıkan kişi Tuğba Büyüküstün oldu.
Spor medyası geri durur mu, onlar da Aykut Kocaman’ın istifasını tükenmişlik sendromuna bağladılar. Kahin olmaya gerek yok, bu yazın moda lafı, hastalığı belli ki “tükenmişlik sendromu” olacak. Sendrom moda olur mu demeyin, bizim memlekette olur...
Televizyon yöneticileri dikkat
Televizyonculuk nereye gidiyor sorusuna en güzel cevap Amerika’dan geldi. Larry King, 56 yıldır ekranda olan, 50 binden fazla röportaj yapmış, televizyon gazeteciliğinin tüm dünyada taklit edilen duayen ismidir. Bu hafta bir Rus Kanalı olan RT ile anlaşma imzaladı. Programın Amerika’daki yayın hakkı RT America’da ama asıl çarpıcı olan sözleşmedeki diğer maddeler. Programa 3 internet sitesi, Hulu.com. Ora.tv ve rt.com üzerinden de erişim sağlanabilecek. Bu köşede daha önce yazmıştım artık vericilerden çok internet siteleri önemli diye.
Doğan Tv CEO’su İrfan Şahin’in dizilerin reytingleri kadar internet aldıkları tık oranına da baktığını biliyoruz, peki ya diğerleri? Artık kanalların akışa koydukları saatin önemi yok, insanlar, neyi, ne zaman, nerede izlemek isterlerse o zaman izliyorlar ve bu trend giderek güçlenecek...
Kriz yönetimi...
Türkiye’de ne kanallar ne yapım şirketleri kriz yönetimi bilmiyor.Mesela Meryem Uzerli hakkında uzun bir açıklama yapan TİMS’in patronu Timur Savcı.Polemik yaratacak bir açıklamaya patron ya da CEO imza koymaz.
Böyle bir açıklamayı ya kurumsal iletişim ya da varsa bir sözcü yapar. Timur Savcı durduk yere kendisini tartışmanın tam ortasına attı.