Eskiler bilir, bayılan insanlara ‘nane ruhu’ koklatılırdı. Çalışma tempomda düşme hissetiğimde ben de ‘biraz’ koklarım. Bu önemli bir husus...
Son zamanlarda sıklıkla basında karşılaştığım güncel bir kavram Tükenmişlik Sendromu; ‘Süregen duygusal ve kişilerarası baskı etkenlerine karşı gelişen bir cevap’ olarak tanımlanıyor. Sonuç; bitkinlik, tükenmişlik, bezginlik, isteksizlik, kötümserlik... Modern çağ insanının; yoğun iş temposu, etkinlikler, materyalist ilişkiler, hele hele büyük şehirlerin sorunu olan trafik derken zaman zaman bu tip bir tükenmişlik hissetmesi kaçınılmaz olabiliyor. Baskı etkenleri sadece iş veya çevresel etkenler değil şüphesiz, bu ev veya aile içi etkenler ya da maddi kısıtlılıklar da olabiliyor. Bu sorunu atlatabilmek için stres etkenlerinden uzaklaşmak herkes için ve her zaman mümkün olamıyor. Çaresiz olarak bu olumsuz etkenler ile ilaç tedavisi, psikoterapi, yoga, vs. uygulamalar ile başetmeye çalışıyoruz. Bu durumda da yine gideri açık bırakılan havuzun musluktan akan su ile ne kadar zamanda dolabileceği gibi bir ‘havuz problemi’ söz konusu. Dolayısıyla sorunun giderilmesine katkı sağlayabilecek farklı seçeneklerin değerlendirilmesi akılcı bir yaklaşım olacaktır.
Orta derecede tükenmişlik ve zihinsel yorgunluk şikâyetlerinin giderilmesinde bir başka seçenek ise ‘Aromaterapi’. Bitkilerin güzel kokularının verdiği enerji ve motivasyon benim de tercih ettiğim bir yöntem. Birkaç ay önce çalışanlarda öğleden sonra düşen enerjinin yükseltilmesi için lavanta yağının yararlı olabileceği konusunda bir çalışmanın sonuçlarından bahsetmiştim. Aromaterapinin sağlığımız için bu tip olumlu etkilerinden yeni bulgular geldikçe bahsederim. Yeni yayımlanan ufak ölçekli bir insan çalışmasında ise ‘Tükenmişlik sendromu ve zihin yorgunluğu’ sorununun giderilmesinde yararlı olabilecek bir uçucu yağ karışımı ile gözlenen sonuçlar açıklanıyor. Bu çalışmada tükenmişlik sendromunun iki ana belirtisi üzerine yoğunlaşılmış; biri duygusal bitkinlik/ yorgunluk, diğeri ise stres/ gerginlik. Bu etkenleri gidermesi için ise üçlü bir uçucu yağ karışımı hazırlanmış. Karışımın içerisine yorgunluğu gidermesi için iki uyarıcı uçucu yağ ve gerginliğe karşı da dengeleyici özellikte bir uçucu yağ ilave edilmiş. Bu amaçla; zihni temizlemek, rahatlatma, uyanıklığı artırmak için Tıbbi nane yağı (Mentha x piperita), zihin yorgunluğunu ve depresyonu gidermek için fesleğen yağı (Ocimum basilicum) ve yatıştırıcı sakinleştirici özelliği ile bilinen ölmezçiçek yağı (Helichrysum italicum) tercih edilmiş. Çalışmada uçucu yağların etkisini doğru değerlendirebilmek için boş ilaç (plasebo) grubuna, güzel kokmasına rağmen uçucu yağda bulunan bileşenleri barındırmayan bir ürün olan gülsuyu taşıyan bir karışım koklatılmış.
Farklı meslekten ve yaş gruplarından 13’ü kadın olmak üzere 14 kişiye hazırlanan ürünler plastik bir inhaler (Burna sokularak koku koklama için ucu delikli tüp şeklinde plastik aparat) vasıtasıyla uygulanmış. Bir ufak pamuk parçasına 4 damla jojoba yağı, 10 damla tıbbi nane yağı, 8 damla fesleğen yağı ve 2 damla ölmezçiçek yağı damlatılarak inhaler içerisine yerleştirilmiş. Boş ilaç grubunda ise 20 damla gülsuyu ve 4 damla jojoba yağı taşıyan karışım koklatılmış. Nane ve fesleğen yağının miktarının çok olmasının nedeni bu iki yağın uçuculuğunun fazla olması. Uygulama üç hafta sürdürülmüş. İlk iki hafta hazırlanan ürünlerin her gün çalışma saatlerinde günde yedi defa her bir burun deliğinden 3’er defa koklaması istenmiş. Sonuçların değerlendirilmesi için katılanların her uygulamadan sonra hazırlanan memnuniyet anketlerini doldurması ve bağıl bir değerlendirme yapması istenmiş. Üçüncü hafta ise herhangi bir ürün koklanmadan sadece anketleri doldurması istenmiş. Anket sonuçları uygulama protokolünü bilmeyen tarafsız bir kişi tarafından değerlendirilmiş. Sonuçta ikinci hafta uçucu yağ karışımı uygulanan kişilerde izlenen tükenmişlik şikayetlerinde yüzde 21,1 azalma sağlanırken, bu oranın gülsuyu koklatılan grupta yüzde 11,3 civarında kaldığı tespit edilmiş. Ancak koklama yapılmayan üçüncü hafta sağlanan bu olumlu etkinin önemli ölçüde azaldığı görülüyor (Yüzde 8,7).
Bu basit ve ufak ölçekli çalışmanın sonuçları aromaterapi uygulamalarının orta derecede tükenmişlik sendromu şikayetlerinin tedavisinde olumlu katkı sağlayabileceğini gösteriyor. Ancak iki haftalık uygulamanın bu etkinin kalıcı olabilmesi için yeterli olamayacağı, daha uzun süreli uygulamalara ihtiyaç duyulduğu anlaşılmaktadır. Eskiler bilirler, bayılan insanları uyandırmak için ‘nane ruhu’ koklatılırdı. Bizim ‘tıbbi nane uçucu yağı’ dediğimiz ürün aslında ‘Nane ruhu’nun ta kendisi. Benim de çalışma masamın üzerinde tıbbi nane yağı ve lavanta yağı bulunur. Çalışma tempomda düşme hissettiğimde ‘biraz’ koklarım. Burada önemli olan husus ‘biraz’; unutulmamalıdır ki, uçucu yağlar fazla koklanırsa solunum yollarında tahrişe yol açabilir. Bir diğer önemli husus ise lavanta ve teatree yağı hariç hiç bir uçucu yağ seyreltilmeden cilde sürülmemelidir.