And içme merasimindeki konuşması, Trump’tan beklentilerin, biraz abartı olduğu kanaatini oluşturdu bende.
Konuşmasında özellikle kendisinden önceki hiç bir başkanın kullanmadığı “İslami terör” kelimesini kullanması, gelecekte uğraşılacak bir durumun olduğunu göstermektedir.
Esasında bu kelimeyle, seçim dönemindeki İslamofobik konuşmalarından vazgeçmediğini de ifade etmiş oldu.
Ayrıca Trump’ın daha ziyade iç dinamiklere hitaben konuşma yapması, esas hedefinin iç meselelerde verdiği sözleri tutacağına işarettir.
Amerikalılara; “Washington’da artık hâkimiyette siz varsınız” demesi, seleflerinin tüm siyaset anlayışını kökten sıfır sayması, Amerikan toplumunda sancılı bir dönemin de gelmesine ışık tutmaktadır.
Gerçi Trump’ın tek başına büyük şeyler ifade edebileceği kuşkusu, giderek netleşmektedir. Nedeni basit, Amerika’da devletin anahtarları, derin bürokratik yapıda, tüm ipler ise bankacılar, finans çevreleri ve büyük aile şirketlerinin kontrolünde olduğu, artık bilinen gerçeklerdir. Dolayısı ile “derin Amerikan aklı” ile Trump’ın vaatleri arasında, ciddi fark da gözükmektedir.
Trump’ın dönemi; ortalığı savaş meydanına dönüştüren Amerikan politikalarını, bir şekilde yatıştıracakmış gibi gözüküyor. Lakin kendi içerisinden çelişkili seslerin mevcudiyeti, yeni dönemde siyasetin önemli noktalarına talip kişilerinin farklı yorumları, bizim de bu konuda sadece karşı taraftan hareket değil, anlamak ve anlatmak için devreye kendi kurgularımızı sokmamız gerektiği gerekçesini pekiştirmektedir.
Amerika’nın yeni yönetiminin Türkiye ile ilişkilerini düzeltmek istedikleri, görünen durumdur. Lakin diğer taraftan Suriye’deki terör örgütü PKK uzantıları ile de temasların sürdürülmesi girişimleri, ciddi anlamda vakadır.
FETÖ konusunda bayağı net tavırları olduğunu görebiliyoruz, lakin bu durumu tek başına yapma ihtimalleri de düşündürücüdür.
Trump’a kolay olmayacağı, lakin ısrarı ve devlet geleneği algısını, kurgusunu doğru kullanabilirse, başarması da ihtimaller içerisinde.
Trump’ın and içme merasiminde; Müslüman din adamı hariç, Amerika’da bulunan tüm din adamlarının konuşma yapması da, vahim bir sinyal olarak okunmalıdır.
Ayrıca İsrail Başkanı’nın; Trump’ı Kudüs’e davet etmesi, Trump’ın seçim vaadi olarak İsrail’deki Büyükelçiliğini Kudüs’e geçireceği sözü, şimdiki ortamda ve yalın bakış açısıyla, felaketin başlangıcı olarak okunmaktadır.
Trump’ın esas hedef olarak Çin’i işaret etmesi ve Rusya’ya ılımlı mesajlar vermesi de, esasında Çin yayılmacılığının önünde, Rusya’nın gerekli olduğu kanaatine varmasının işaretidir.
Trump’ın konuşmasında görünen bir şey daha vardı. Amerika’nın “yeniden dirilmesinden” bahsediyor. Bunu iç politikalarla süslese de, dünyadaki Amerikan rüyasının giderek suya düştüğünü anlayan Amerikan derin yapılarının, adeta sözcüsü gibi bir duruş sergilediğini de anlamaktayız.
Anlaşılan o ki; Trump’la birlikte Amerika’nın iç faylarında, derin ekipleşme ve grup savaşları patlak verecektir. Bunu engelleyebilecekler mi?
Amerika’nın; derin devlet aklının, Amerikan menfaatlerine göre refleks ürettiklerini bilmekteyiz. Zaten o yüzden Trump’ın Kudüs’le ilgili beyanları ve İslam’ı fiilen hedef göstermesinin önüne geçilebilir ihtimali birazcık zinde durmaktadır. Çünkü eğer bu duruş dengelenmezse, derin hüsran kapıdadır demektir.
Türkiye’nin; Amerika’daki yeni dönemi ve yeni siyasi kişileri doğru okuması, yeni diyalog kanalları açmasına ihtiyacı olduğu gözükmektedir. Zira içerilerindeki çelişkili durum, hem sorunlara, hem de “çözülmesi mümkün değil” dediğimiz meselelerin çözülmesine kapı açmaktadır. Şayet bu kadar çelişkili durum söz konusuyken; beklemek ve oradan çıkan seslere göre siyaset üretmek doğru olmayacaktır. Trump ve ekibi ile bayağı ilişkisi olan, hem içeride, hem de dışarıdaki isimlere misyon yükleme zamanı gelmiştir. Türkiye’nin, ABD istikametinde tüm bağlantıları doğru değerlendirmesi ve devreye lobi faaliyetlerini sokması gerekmektedir. Mevcut yeni zemini doğrularımızla donatmak için harekete geçme zamanıdır. Ve önemli meselenin; insan faktörü olduğunu, ilişkileri doğru kurgulandığı takdirde çözülmesi mümkün olmayan hiç bir şeyin olmadığını da, kenara not etmekte yarar vardır.