ABD'de resmi olmayan sonuçlara göre, Cumhuriyetçi aday Donald Trump yarışı önde bitirdi. Trump, seçim zaferi konuşmasında 47. Başkanlığını ilan etti.
ABD Başkanı, sadece Amerika için değil, küresel siyasetin içindeki her ülke için önem taşıyor.
Bugün bilhassa, İsrail'in Filistinlilere uyguladığı soykırım, Lübnan'daki sivil katliamlar, dünyanın en önemli problemi.
İsrail'in soykırım zulmüne en büyük desteği veren Biden yönetimi oldu.
Acaba Trump da aynı vicdansızlığı, insanlık dışı tavrı sürdürecek mi?
Yahudi lobisini kızdırmama adına, seçim öncesinde yapılan konuşmalara temkinli yaklaşılsa da icraat önemli. Ve Trump'ın, Biden yönetiminden farklı bir siyaset izleyeceğine dair umut ve beklentiler yok değil.
47. Başkan Trump, yaptığı ilk konuşmada, 'Müslüman Amerikalılar' vurgusu yaparak, "Tarihteki en büyük koalisyon"a işaret etti: "Daha önce böyle bir şey görülmedi. Herkes bize bu sefer yardım etti. Baktığımda izlediğimde hep farklı kişiler gördüm" dedi.
Gazze'deki İsrail soykırımı, sadece Başkanlık seçimine değil, senatör ve milletvekili seçimine de etki etti.
Amerikalı Müslüman ve Araplar, İsrail soykırımının birinci yılında ABD yönetiminin "ihanetine" uğramış hissettiler.
Bilhassa üniversitelerde harekete geçen insanlık vicdanı, Biden yönetiminin en az İsrail yönetimi kadar zalim ve gaddar olduğunu Amerikan halkına gösterdi.
Özellikle nisan ayında New York'taki Columbia Üniversitesi'nde başlayan öğrencilerin Gazze'ye destek eylemleri, Biden yönetimi tarafından bastırılmaya çalışıldı. Eylemler ülke geneline yayıldı.
ABD'nin en prestijli üniversitelerinde Yale, Harvard, Columbia, Michigan Üniversitesi ve Teksas eyaletinin Austin'deki üniversite kampüsünde Filistin için eylem yapan öğrencilere, çevik kuvvet birlikleri sert müdahalede bulundular.
Gazze'de soykırıma karşı çıkan binlerce öğrenci ülke genelinde gözaltına alınarak, yüzlercesi hakkında soruşturma açıldı, bir kısmı okuldan atıldı.
Biden yönetiminin bu zulmü, ABD Başkanlık seçiminde bir dip dalga oluşturdu.
Türkiye-ABD ilişkileri
Biden'ın ikinci defa seçilmesi, ABD ile ilişkilerinde, Türkiye'nin hangi beklentilerini hayatî kılacak?
Birincisi elbette, ABD'nin bölücü terör örgütü PKK'ya verdiği desteğin sonlandırılması.
Suriye'nin kuzeyinde sınırlarımızın dibinde bir terör devleti kurdurma gayret ve çabaları...
Cumhurbaşkanı Erdoğan, tebrik mesajı yayınlarken, "Amerika Birleşik Devletleri'nde yapılan başkanlık seçimini büyük bir mücadelenin ardından kazanarak yeniden ABD Başkanı seçilen dostum Donald Trump'ı tebrik ediyorum" dedi.
Dostluk hatırlatması yaptı.
ABD maalesef Türkiye'ye dost ve müttefik gibi davranmıyor.
Türkiye'yi engellemeye çalışan bütün terör örgütlerinin arkasında, geçmişteki askeri darbelerde olduğu gibi ABD var...
PKK'yı destekleyen ABD...
FETÖ'yü destekleyen ABD...
Bu, ne zamana kadar devam edecek?
Trump döneminde dostane ilişkiler, CHP-DEM Parti işbirliğini bile etkileyebilir.
Desteksiz kalan bu gayrı milli ilişki, millet hayrına paramparça olabilir...
Türkiye-ABD ilişkilerinde ikinci önemli konu, FETÖ'cülerin Türkiye'ye iade edilmemesi.
FETÖ'nün 15 Temmuz darbe girişimi ihaneti, yüzlerce dosya ile defalarca ABD'ye iletildi.
Washington yönetimi kılını kıpırdatmadı/kıpırdatmıyor.
FETÖ elebaşının ölümünden sonra acaba Trump, bu meseleye yeniden bir "dost" gibi bakabilecek mi?
-------------------
Trump'ın ikinci dönemi, birinci döneminden kesinlikle farklı olacak.
Suikastta ölüm tehlikesi atlattı. Zafer konuşmasında kurtulmasının, Allah'ın iradesiyle olduğunu söyledi. İnşallah samimidir ve bundan bir ders çıkarır.
Dört yıllık arada hasımlarını, neler yapabileceklerini gördü, öğrendi.
Derin ABD'yi daha iyi tanıdı.
Her şey bir tarafa. ABD ve dünya için yeni bir sayfa açılıyor.
İnşallah hayırlı olur.