20 Ocak 2025'te Beyaz Saray'da Trump ve ekibini göreceğiz. Trump'ın, özellikle "derin devlet" olarak nitelendirdiği yapılarla hesaplaşmaya gideceği ve bu gruplarla kıyasıya kavga edeceği söylenebilir.
Seçim öncesi ABD'de Heritage Foundation (Miras Vakfı) tarafından yayınlanan Project 2025 metni, radikal değişikliklerden bahsediyordu.
Federal Hükümetin Yeniden Yapılandırılması:
Proje, federal hükümetin küçültülmesini ve etkinliğinin artırılmasını hedeflemekte. Bu kapsamda, bazı federal kurumların kapatılması veya yeniden yapılandırılması önerilmekte.
Eğitim ve Araştırma Politikaları:
Proje, federal hükümetin eğitimdeki rolünün azaltılmasını ve yetkilerin eyaletlere devredilmesini önermekte. Ayrıca, araştırma fonlarının ulusal çıkarlar doğrultusunda yönlendirilmesi gerektiği vurgulanmakta.
Kimlik Politikaları: Proje, "cinsiyet ideolojisi" olarak tanımladığı kavramlara karşı çıkmakta ve hükümetin "kutsal kitap temelli" aile ve evlilik tanımını benimsemesini önermekte. Ayrıca, cinsel yönelim ve cinsiyet kimliği temelli ayrımcılığa karşı korumaların kaldırılması ve çeşitlilik, eşitlik ve kapsayıcılık programlarının sonlandırılması önerilmekte. Joe Biden döneminde öne çıkarılan LGBT+ vb. hareketlere karşı keskin bir tutum burada öne çıkmakta. Elon Musk'ın bu konularda en büyük destekçisi olduğunu biliyoruz.
Ukrayna Krizi: Trump'ın Ukrayna'ya yönelik askeri yardımları azaltma veya sonlandırma olasılığı, Avrupa'nın doğu sınırındaki güvenlik endişelerini artıracaktı. Nitekim Almanya ve Fransa'dan sesler gelmeye başladı. Trump, Putin'le savaşı bitirirken barışın bedelini de masada her iki ülkeden de isteyecektir.
Çin Algısı: Çin, ABD'nin ulusal güvenliği için en büyük tehdit olarak tanımlanmakta. Bu bağlamda, Çin'in ekonomik, askeri ve teknolojik yükselişine karşı stratejik önlemler alınması önerilmekte. Özellikle, Çin'in Güney Çin Denizi'ndeki askeri faaliyetlerine karşı daha sert bir duruş sergilenmesi ve Tayvan'ın savunulması için daha güçlü taahhütlerde bulunulması gerektiği vurgulanmakta.
Rusya: Proje 2025'te Rusya, daha geri planda bir tehdit olarak görülüyor. Çin'in büyüme rakamları ve Rusya'nın Ukrayna'da yaşadığı sorunlar, bu raporun hazırlandığı süreçte etkili olmuş gibi görünmekte. Yüzlerce danışman ve araştırmacının emek verdiği bu çalışma, esasen bize bir zihin haritası sunmakta.
Trump'ın kabinesinde Neocon, Evanjelist ve Hristiyan Siyonist bir tablo öne çıkmakla birlikte, asıl karar verici D. Trump olacaktır. Ekibindeki herkes onun iki dudağının arasında olacak. Ayrıca Trump'ın esas gündemi, iç meselelerle boğuşmak ve sistemin başat aktörlerini tasfiye etmek olacak.
ABD, her halükarda İran'ın bölgedeki etkisini azalttıktan sonra Suriye sahasından çekilecektir. Trump, bu süreci daha erkene de alabilir. Bölgede giderek artan tartışmalar, istikrarın nasıl sağlanacağı üzerine yoğunlaşmakta. Ankara'nın bu sahadaki etkisini daha da artıracağını şimdiden söyleyebiliriz.