Kasım Süleymani’nin öldürülmesi ile bir ABD-İran savaşına hızla gidiliyor. Peş peşe misillemeler geliyor.
Benim kanaatim, İran, Japonya’nın düştüğü hataya düştü. Ya da İran, Japonya’nın geldiği oyuna geldi.
Sonuçta İran’ın durumu Japonya gibi olabilir…
Ne İran, askerî gücünün beyni Süleymani’nin katledilmesini onuruna yedirebilir, ne de ABD, İran füzelerinin öldürdüğü Amerikan askerlerinin intikamını erteleyebilir…
ABD’nin Büyük Ortadoğu Projesi, esasında;
1. İsrail için potansiyel tehdit olan ülkelerin etkisiz hale getirilmesi ve denklemden çıkarılması,
2. ABD’nin Ortadoğu’daki menfaatlerinin teminat altına alınması projesidir.
Bu iki proje de bugün Beyaz Saray’da yönetim ittifakı sağlayan Siyonistler ve Evangelistlerin ortak projesidir.
İsrail için potansiyel tehdit olan Ürdün, Mısır, Suriye, Irak, Libya ve Suudi Arabistan; kimisi İsrail ile girdiği savaşta, kimisi parçalanarak, kimisi darbe ile kimisi yönetimlerin ABD kontrolüne girmesiyle etkisiz hale getirilmiştir.
İran sona bırakılmıştır.
İran önce Irak ile yıpratıcı bir savaşa itilmiş, sonra bir algı operasyonu ile hedefe konmuştur.
Algının adı: İran, nükleer silah üretiyor…
Hatırlayınız ABD, Irak’ı da benzer bir iddia ile işgal etmişti. “Irak'ın elinde kitlesel imha silahları var. Irak sadece ABD için değil, tüm bölge, hatta bütün dünya için büyük bir tehdittir…” dendi.
Büyük fotoğrafa bakıldığında, “acaba, ABD ile İran arasındaki şiddetlenen gerilim sona erer mi?” sorusu havada kalıyor.
Atlantik İttifakı (Batılı Haçlı saldırısı) İsrail ile birlikte İran’a boyun eğdirmeye kararlıdır ve Trump, ABD Başkanlığına bunun için getirilmiştir.
Trump; İran’ın bir savaşla İsrail için tehdit olmaktan çıkarılması kararının uygulayıcısıdır.
Trump, ABD-İran savaşı için seçilmiştir.
Böyle düşündüğüm için Trump’la ilgili söylenenleri ciddiye almıyorum. Yok, “Trump kendi başına karar alıyor, yok “kimseyi dinlemiyor, bakalım yarın sabah kalkınca nasıl bir tweet atacak?” gibisinden değerlendirmeler Ortadoğu ile ilgili Büyük Proje’nin cesameti yanında hayli magazinsel kaçıyor.
ABD hem süper güç olacak, hem de bu gücün kullanımı, ne yapacağı belli olmayan bir Başkan’a bırakılacak…
Bunun akıl ve mantıkla bir izahı var mı?
ABD’de karar vericiler (ABD derin devleti diyelim) Trump’a mahkûm olabilir mi?
Trump, onların kontrolünden çıkmasın diye sistem içinde ne kadar çok emniyet supabı yerleştirmişler, ne kadar çok Demokles Kılıcı sallandırıyorlardır.
Trump’ın azil süreci ne anlatmaya çalıştığımız konusunda aydınlatıcı olabilir…
Trump, karakteri itibariyle rolünü oynuyor ve dikkat dağıtıyor.
İran-Japonya benzetmesine döneyim.
İran’ın Japonya gibi olmasını Türkiye olarak hiç istemeyiz.
Çünkü İran’dan sonra hedefte Türkiye var.
Hatta Türkiye’yi öne almışlardı. 15 Temmuz hain FETÖ darbe girişimi buydu… Türkiye iç savaşa sürüklenecek, bir PKK devleti peydahlanacak ve vatanımızı parçalayacaklardı.
Çanakkale ruhu ile bu ihaneti püskürttük.
Bundan sonrakileri de Allah’ın izniyle püskürtürüz.