Kudüs’ün İsrail’in başkenti olarak ilan edilmesi de, Kuzey Kore ile yaşanan suni gerilim de hep Trump’ın kendini kurtarma telaşından ortaya çıkıyor.. Çok yakında Trump’ın, kendisine ‘yaşlı kaçık’ diyen Kuzey Kore Lideri ile bu gerilimi kontrollü olarak tırmandırdığı ortaya çıkarsa kimse şaşırmasın.. Kudüs’ün ilanı da öyle.. Trump, tüm dikkatleri iki ayrı cepheye yöneltti yani.. Oysa içeride, başta seçimlerde Rusya ile işbirliği yaptığı iddiaları olmak üzere pek çok konudan dolayı köşeye sıkışmış durumdaydı.. Donald Trump’ın oğlu Trump Jr’ın Rusya'yı temsil eden avukat Natalia Veselnitskaya ile Haziran 2016’da yapılan toplantı, önüne kondu.. Meksika Devlet Başkanı Pena Nieto ve Avustralya Başbakanı Malcolm Turnbull’la yaptığı telefon konuşmaları da.. Mesela Meksikalı lider Pena Nieto, Trump’ın seçim vaadi olan Meksika duvarının parasını ödemeyeceğini söylüyor. Trump da, “..lütfen bunu kamuoyunun önünde açıklama..” diye cevap veriyor.. Avustralya Başbakanı Turnbull’la yaptığı görüşmede ise, mültecileri neden Avustralya’ya almadıklarını açıklayan Turnbull’a “Sen benden daha kötüsün” diyor.
Gelin bunun sağlamasını yapalım.. Daha bir ay öncesine kadar ülkesinde adım atamıyordu.. Ama ne zaman ki Güney Kore ile ortak tatbikat kararı aldı, istediği vergi kesintileri Senatodan geçti.. Şimdi sırada Mike Flynn’in itirafları var.. Rusya soruşturması kapsamında yargılanan Flynn, Trump’ın eski ulusal güvenlik danışmanı.. Rus yetkililerle temasları konusunda FBI’a yalan söylediğini itiraf etti. Şimdi eğer Kudüs başkent olursa, Flynn’in itirafları sadece kendisini bağlayacak.. Yok bir şekilde geri adım atarsa, o itiraflarla Trump, koltuğunu bırakıp gitmek zorunda..
DEAŞ nereye gitti?
Hani BBC tarafından yayınlanan o görüntüler vardı ya.. DEAŞ, Rakka’dan tahliye ediliyordu.. PKK eskortluk ediyordu DEAŞ’lılara.. BBC bu teröristlerin gidişini haber yapmıştı.. Peki, nerede o teröristler?.. Herkes gidişlerini konuştu?.. Nerede oldukları konusunda bir sürü analiz okuduk. Ama ne yapacakları, ne zaman yapacakları hiç tartışılmadı.. Şimdi müslümanlar için olduğu kadar hristiyanlar için de statüsünün muhafaza edilmesi gereken Kudüs konusunda radikal bir karar çıkınca DEAŞ’ı yeniden sahnede göreceğiz anlaşılan.. Misal Ortadoğu’da yeniden eski gücünü kullanmak isteyen Birleşik Krallık, Pentagon talimatlı DEAŞ’ın hedefiydi zaten. Şimdi bir de Kudüs kararına tepki gösterdi ya.. Allah korusun İngiltere sarsıcı bir terör saldırısı yaşayabilir.. İngiltere ile birlikte Fransa Cumhurbaşkanı Macron da sert çıktı ABD’ye… Fransa’yı da bu terör tehdidi algılamasının dışında tutamayız.. Bir DEAŞ saldırısı, büyük bir DEAŞ saldırısı ama, tıpkı 11 Eylül 2001’deki Bush’un “Haçlı Seferi” çağrısı gibi bir tabloyu ortaya çıkarabilir.. Bu Haçlı ile Siyonistin ittifakında konsolidasyon sağlamaya yönelik proje saldırılara karşı hazırlıklı olmalıyız.. Başka bir şey de olabilir.. Pentagon’un milis gücü DEAŞ sadece Avrupa’da değil Ortadoğu’da da kan dökebilir… Misal, Sina üzerinden İsrail’e de saldırabilir.. Bunu fırsat bilen ittifak, hep masada olan Sina işgal planını hayata geçirip, yüzyıllık emeline bir çırpıda varabilir.. Filistinli mazlum müslümanları yerinden yurdundan edecek çok ciddi gelişmeler yaşanabilir.. Biz de öğrenmiş oluruz bu vesileyle, DEAŞ neredeymiş..
Zevzekliğe hapis istemi
Itır Esen adında bir kız çocuğu, son derece şımarık bir şekilde twitter hesabından, 15 Temmuz 2017’de zevzekçe bir paylaşım yaptı.. Bu paylaşımı nedeniyle de toplumun geniş bir kesiminin tepkisini çekti.. O tarihte kendisini ‘güzellik kraliçesi’ seçen komite, bu kıza verdiği taci geri aldı.. Üstüne üstlük bir de dava açıldı.. Davada Itır Esen hakkında 1 yıl hapis cezası isteniyor.. “Halkı kin ve düşmanlığa tahrik” suçundan.. Bence TCK’da ‘zevzeklik’ diye bir suç tanımı olmalı. Zira bu kızın yaptığı, tahrik, tahkir falan değil.. Bildiğin zevzeklik..