Donald Trump geçtiğimiz hafta 47. Amerikan Başkanı olarak seçildi ama hakkında yazılanlar bitmedi; pek de bitecekmiş gibi görünmüyor.
Yeni gündem Trump Kabinesi.
Herkes Donald Trump'ın yeni başkanlık döneminin önceki başkanlık döneminden ne kadar farklı olacağı üzerine konuşurken Trump her zamanki gibi bir ters köşe daha yaptı. Öyle isimler dolaşımda, öyle atamalar öyle pozisyonlara yapıldı ki şaşırmamak elde değil.
O zaman başlayalım. Nerden başlasak, nasıl anlatsak gelmekte olan 'dip dalgasını'.
İlk olarak başkanlık seçimi oy verme aşamasında ve oy verenlerin analizinde sürekli vurgu yapılan 'kadın' unsurunda şaşırttı Trump. Amerika Birleşik Devletleri'nde ilk defa bir kadın, Beyaz Saray Genel Sekreteri olarak atandı. İronik değil mi? Sen tüm kampanyan boyunca 'kadın' temasıyla bir sürü eleştiri al, sonra oy verenlerde üniversite mezunu kadın seçmen rakibin Kamala Harris'e oy versin ama sen ilk defa Genel Sekreterliğe kadın bir ismi ata.
Trump bu; neler yapmadı ki ilk döneminde. Sanki 'yaptıklarım yapacaklarımın teminatı' der gibi seçim bitti, 'çerçeve dışı' icraatlarına başladı Trump.
Bitti mi, tabii ki de bitmedi.
Pentagon için de değişim çanları çalıyor gibi görünüyor. O bir tür bizdeki ünlü deyişle 'askeri vesayet' bitiyor Amerikan sisteminde. İlk döneminde zaten 'çerçeve dışı' hamlelerini dış politika mevzuunda görmüştük; Dışişleri Bakanlığı ve USAID gibi kurumların bütçelerinde ve personel alımlarında kesintiye giderek 'müesses nizam'a ilk hançeri saplamıştı; hatta 2020 başkanlık seçimlerinde Joe Biden 'Amerika'nın fabrika ayarlarına dönüş' sloganıyla kampanyasını 'restorasyon' kavramıyla çerçevelendirmiş ve gerçekten de iktidara gelince bu kurumlara hem 'itibarlarını' hem de 'iktidarlarını' geri iade etmişti. Heyhat, devir döndü ve Trump yeniden başkan. Herkesi aldı bir telaş, bir kaygı.
Çünkü ilk atadığı isimlerden biri yeni kurulan bir bakanlıkta yaptığı o gerçekten 'ikonik' atamaydı: Elon Musk. Hani o seçim kampanyasında en az Obama kadar sahnede yer alan, sosyal medya patronu, iletişim teknolojileri 'dehası' ve tabii uzay teknolojilerinde devrim yapan, yeni bir sayfa açtıran ve böylece çıtayı 'uzaya çıkaran' Musk.
Sosyal medya şirketini satın alınca yaptığı 'temizlik' operasyonunu ikonik bir resimle duyuran Musk, 'Verimlilik Bakanı' olarak atandı. İsme bak, olacağı anla der gibi. Devlet aygıtının ve kurumlarının daha verimli çalışması için ne yapılacağını tahmin etmek pek de güç değil aslında; yine 'yaptıklarım yapacaklarımın teminatıdır' lafzı burada da çalışıyor.
Ve tabii göçmenler ve sınır güvenliği meselesi. Bu konuda bazı eyaletlerin 'Brexit' benzeri 'exit' ifadesini eyalet isimlerinin önüne koyarak yaptıkları tehditler dün gibi aklımızda: Californiaexit. Yani federal sistemden çıkış; Amerika Birleşiş Devletleri'nden bağımsız devletlere geçiş. İşte bu temel tehdit bir kez daha gündeme gelir mi göreceğiz çünkü 'sınırların makasçısı' denen bir isim var listede.
Göçmenlerin ne olacağı hususu ise ayrıca konuşulacak ve daha çook konuşulacak kadar derin. Donald Trump'ın sınır güvenliğinden sorumlu yardımcısı Thomas Homan, geçtiğimiz günlerde yapılan basın toplantısında "Mültecilerle evlenen Amerikalılara ne olacak?" sorusuna cevaben 'aile birliğine' vurgu yaparak verdiği cevap 'geliyor gelmekte olan' dedirtti: "Onları ailelerinden ayırmayacağız, mültecilerle evlenen Amerikalıları da göndereceğiz."
Anlayacağınız Amerika çok 'ciddi krizlere' doğru koşar adım yürüyor ve bize de yazacak yeni konular çıkacak gibi görünüyor.
Şu cümlelerle bitirelim Trump Kabinesi yazımızı: İlk başkanlık dönemiyle ikinci başkanlık dönemi arasında 'değişim ve süreklilik' unsurları olacaktır. Biz de bunları yeri geldikçe ve bilgisi düştükçe analiz edeceğiz sizlerle birlikte.